Yapboz hayaller

Abone Ol


***

Bir varmış bir yokmuş diye başlar bizde masallar... Ve çocuklar masalları çok severler. Bir de oyuncakları. Yapbozlar da çocukların en sevdiği oyuncaklar arasındadır. Tamam, kabul ediyorum. Büyükler de severler... Snowden filminden de hatırlayacağınız gibi, pratik zekanın bir göstergesi olarak vurgulanan Rubik küple oynamayan azdır mesela. Aynı renklerin en kısa zamanda farklı yüzlerde yan yana gelmesiyle çözülecek bir problem vardır avuçlarınızda. İnsan, bir kere tamamladı mı yenilerini arar.
Çözülemeyen problemlerin ülkesinde, çözülebilir oyunlar üretmek ve bunları dünyaya satmak kolay iş değildir. Datça'da yaşayan Yavuz Demirhan, tasarladığı 3 boyutlu yapbozlar, yani akıl küpleriyle bunu başarmış durumda.
Bu farklılığı yaratmak elbette kolay değil. "Zulmün peşindeysen zalimsin. Aşkı arıyorsan aşıksın" der ya Mevlana; önce insanın kendini bulması gerekiyor. Yani ruhunun neye bürüneceğini.
Yavuz Demirhan da üniversiteyi birinci sınıfta bırakıp bu arayışla soluğu Meksika'da alıyor. Orada 8 yıl kalıyor. Birileri ona, ağaçlara yeniden can vermeyi yani marangozluğu öğretiyor. İnternette gördüğü üç boyutlu ahşap yapbozlar ilgisini çekince, o da üretmeye başlıyor. O andan sonra tüm ışıklar onun için yeşil...

***

2010'da Datça'daki ailesinin yanına yerleşen Demirhan, 6 yılda 500'den fazla yapboz hazırlamış. Bugün onun ürettiği yapbozlar, Japonya'dan Kanada'ya, birçok koleksiyoner tarafından satın alınıyor. Dahası da var... Uluslararası Puzzle Federasyonu, her sene farklı kıtada bir tasarım yarışması düzenliyor. Dereceye girenlere son 6 yıldır ödül kupası yerine Demirhan'ın yapbozları hediye ediliyor.
Puzzle tasarlamanın ve üretmenin bir eğitimi yok. O yüzden o bir otodidakt. Yani kendi kendini eğitiyor. Ama bir çocuk ondan bu işi öğrenmek isterse öğretmem de demiyor.
Her yeni tasarım, bilgisayarın başına oturmasıyla başlıyor. Ve bu, bazen yarım saat sürüyor, bazen üç gün... Daha sonra her parçayı tek tek kesip, hazırlıyor. Milimetrik hesaplar tutarsa yapboz hazır hale geliyor, ruh bedene oturuyor.
Aslında tamamlanan; bir çocuğun hayali, bir başkasının heyecanı, bir diğerini paylaşma çabası...
Birileri birilerinin beşiğini tıngır mıngır sallamaktan vazgeçmedikçe, birileri o çocuklara yeşil ışık yakıp yol göstermedikçe, onlar için hep kırmızı yanacak. Bizler de o mendillere gözyaşlarımızı sileceğiz.

-------------------------

Alsancak’ta yeni bir cep tiyatrosu

2013 yılından bu yana Alsancak Kıbrıs Şehitleri’nde faaliyet gösteren Tiyatrohane Sanat Okulu, “Tiyatrohane Cep Tiyatrosu”nu açarak İzmir’e yeni bir sahne kazandırdı. Yeni sezona, cep tiyatrosunda sergilediği tek perde polisiye oyunu “Yalanın Ardındaki” ve doğaçlama ekibi “Doğaçhane” tarafından oynanan doğaçlama oyunları ile başladı. Yalanın Ardındaki adlı oyunda; karısını öldürmekle suçlanan bir psikiyatristle, kendini bu cinayeti çözmeye adamış bir dedektif arasında geçen kedi fare oyununu izliyoruz. Dengelerin her an değiştiği, psikolojik gerilimin iki kişi arasında git gelli şekilde yükseldiği bir oyun. Bilinen yalanların saklandığı, inkar edilen gerçeklerin su yüzüne çıktığı ve iki kişinin yüzleştiği sessiz bir satranç oyunu… Tiyatrohane’nin yeni cep tiyatrosundaki en yakın tarihteki oyunları ise şöyle: 11-25 Şubat Cumartesi günleri saat 20.30’da “Yalanın Ardındaki” ve 18 Şubat Cumartesi günü Doğaçhane tarafından sergilenecek olan Forum Tiyatro gösterisi. Detaylı bilgi için Tiyatrohane’nin internet sitesi olan www.tiyatrohane.net adresinden veya 0232 422 2631- 0507 132 2632 numaralı telefonlardan bilgi almak mümkün.