Bu güzel ülke hiçbir zaman bu kadar yalnız kalmamıştı.
Yedi düvelle savaşırken bile yanında ve arkasında olan ülkeler vardı.
Şu hale bakın; Mehmetçik Ortadoğu bataklığında yıllardır boğuşuyor, etrafımız bomboş...
Son üç günde yapılan açıklamalara bakın ne hallere düştüğümüzü görün.
Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya dışındaki tüm ülkelerin askerlerinin Suriye'de uluslararası hukuka aykırı olarak bulunduğunu söylüyor iyi mi?
Ya Amerikan Savunma Bakanı Esper ne diyor;
''İdlib konusunda Türkiye'ye hava desteği sağlamayacağız.''
Koroya Almanya Başbakanı Merkel de katılıyor;
''İdlib'de ateşkese ihtiyacımız var.

Türkiye sınırında bulunan yüzbinlerce Suriyeli için güvenli bölge gerekiyor.''
Avrupa Birliği Göçten Sorumlu Komiseri Avramopulaos fırsatı kaçırır mı? O da ;
''Kimse AB'ye şantaj yapamaz'' diyor.
Nasıl geldik bu hale?
Bakın Ortadoğu, Suriye bataklığına; Amerika'nın, Rusya'nın bir tek asker kaybı var mı?
O Amerika ki Vietnam'da 60 bin, Afganistan'da paralı askerler hariç 2 bin 500 kayıp vermiş.
Rusya'nın yalnızca Afganistan kaybı 15 bin civarında.
Dokuz yıldır Suriye'de kan gövdeyi götürüyor.

Fırat'ın doğusunu Amerika, batısını Rusya parsellemiş, bir tane kayıpları yok.
Onların yerine Türkiye ve Suriye Ordusu kayıplar veriyor.
Böylesine lanet bir savaş bu.
Şu gerçeği iyi görmemiz gerekiyor;
İdlib'de Rus ve ABD çıkarları çatışma halinde.
ABD Derin yapısı Uluslararası Kriz Grubu İdlib'de Türkiye ile Rusya arasında ateşkes imzalanmasını öneriyor.

Ancak heriflerin derdi bu ateşkese terörist HTŞ'nin de dahil edilmesi.

Bir şekilde bu örgütü koruma altına almak istiyor.
Rusya ise HTŞ dahil İdlib'deki tüm terör örgütlerinin temizlenmesini öneriyor.
İdlib'de Türk Ordusunun kontrol ettiği bölge içinde varlığını sürdüren HTŞ'nin ileride Türkiye'nin başına açabileceği belalar ayrı bir konu...
Yarın Moskova'da yapılacak Erdoğan-Putin görüşmesinde, Türkiye'nin HTŞ ile vereceği kararın sonucu belirleyeceğini söylemek yanlış olmasa gerek.
Hep söyledik, yine söyleyelim.

Tek çözüm, Rusya aracılığıyla da olsa Suriye rejim güçleriyle masaya oturmak.

Zira Rusya'nın Akdeniz'e açılan kapısı Suriye'den vazgeçmeyeceğini görmek için diplomat olmaya gerek yok.
Amaç hiçbir zaman Şehitler Tepesi'ni doldurmak olmamalı.

Suriye Ordusu'nun tamamını yok etseniz kaç yazar.

Bir tek ananın acısını dindirebilir misiniz ?
Şehit cenazelerinde saf tutmakla acıyı kavrayamazsınız.

Şehit haberinin verildiği anda o evlere gidin de boyunuzun ölçüsünü görelim...