Türkiye'nin en verimli tarım havzalarından biri olan ve özellikle İstanbul ile Ankara gibi metropollerin kışlık sebze ihtiyacını büyük oranda karşılayan Torbalı Ovası, bu yıl iklim değişikliğinin acı faturasıyla yüzleşiyor. Kış aylarında görmeye alışık olmadığımız ve "yalancı bahar" olarak nitelendirilen sıcak hava dalgası, tarladaki biyolojik saati altüst etti. Normal şartlarda kademeli olarak olgunlaşması gereken ürünler, havanın yumuşak gitmesi nedeniyle aynı anda hasada hazır hale geldi. Bu durum tezgahlarda bolluk yaratsa da, ürününü maliyetinin altına satmak zorunda kalan çiftçi için işler hiç de yolunda gitmiyor.
Tarla takvimi şaştı, hasat erken geldi
Torbalı Ziraat Odası Başkanı Yılmaz Girgin, yaşanan bu olağanüstü durumu "doğanın dengesinin şaşması" olarak yorumluyor. Tarımsal üretimde planlamanın hayati önem taşıdığını belirten Girgin, çiftçilerin kış sebzelerini ekerken belirli bir takvime sadık kaldıklarını ancak bu yıl evdeki hesabın çarşıya uymadığını vurguladı. Girgin, "Biz üretimi zamana yaymak için 60, 120 ve 175 günlük fide aralıklarıyla ekim yapıyoruz. Amacımız hasadı tüm kışa yaymak ve piyasayı dengeli beslemek. Ancak havanın mevsim normallerinin üzerinde sıcak gitmesi, bu planı bozdu. Henüz zamanı gelmeyen karnabahar ve lahana gibi ürünler, güneşin etkisiyle erkenden olgunlaştı" ifadelerini kullandı.
Bu durumun yarattığı en büyük risk ise hasat sezonunun beklenenden çok daha erken kapanması. Normal şartlarda Şubat ve Mart aylarının sonuna kadar devam etmesi gereken sebze tedariki, ürünlerin bir anda yetişmesi nedeniyle Mart ayı başına kalmadan tükenebilir. Bu da kışın sonuna doğru raflarda ürün kıtlığı yaşanması ihtimalini doğuruyor.
Tezgâhta bolluk var, üreticinin cebinde yangın
Tarladaki ürünlerin eş zamanlı olarak olgunlaşması, piyasaya bir anda tonlarca sebzenin girmesine neden oldu. Ekonomi kuralları gereği arzın talebi aşmasıyla birlikte fiyatlar hızla aşağı çekildi. Ancak bu düşüş, girdi maliyetleri enflasyonla yarışan üretici için tam bir kabusa dönüştü. Başkan Girgin, yaşanan tezatlığı şu sözlerle özetledi: "Tarlada mahsulümüz tonaj olarak çok yüksek, bereketli bir yıl gibi görünüyor. Ancak bu bolluk, fiyatların dibe vurmasına sebep oldu. Üreticimiz, artan mazot, gübre ve işçilik maliyetlerini karşılamakta zorlanırken, bir de ürününü yok pahasına elden çıkarmak zorunda kalıyor. Şu an yaşanan bolluk aldatıcı; üretici maliyetini kurtaramadığı için zor günler geçiriyor."
Çiftçinin tek umudu ihracat kapısında
Bölgedeki üreticiler, iç piyasadaki bu tıkanıklığı aşmanın tek yolunun dış pazar olduğunu düşünüyor. Torbalı'da üretim yapan Mustafa Taşcan, özellikle pırasa, kereviz ve beyaz lahana gibi ürünlerde yaşanan yığılmanın ancak ihracat ile eritilebileceğini savundu. Geçen yıla kıyasla maliyetlerin katlandığını belirten Taşcan, "Hava sıcaklıkları tarladaki dengeyi bozdu, bir ay sonra yetişmesi gereken ürün şimdiden kesime geldi. Ürünler birbirine karıştı, kademeli hasat hayal oldu. Eğer ihracatın önü açılmazsa ve elimizdeki ürünü dışarıya gönderemezsek, önümüzdeki yıl ekim yapacak gücümüz kalmayabilir. Üreticinin nefes alması için ihracat kanallarının acilen devreye girmesi gerekiyor" diyerek yetkililere çağrıda bulundu.