Bizi derin kandırıyorlar…

Bu kandırmaca küresel bir kandırmaca…

Doğru dürüst anlatmıyorlar…

Uluslararası sömürü merkezlerinden, merkezi yönetim ve hatta belediyelere kadar…

Kusura bakmayın içinde cehalet de olan aptalca bir idare tarzındalar…

Çok basit sorayım.

Aşı mı bekliyorsunuz?

Hem de çok çabuk değil mi?

Ya aşı bulunamazsa? Ya aşı işi yaşsa?

Ne oldu? Garantisi mi var?

Söyleyeyim size; bugün çok basit olarak gördüğünüz aşıların kaç yılda bulunduğunu biliyor musunuz?

Misal köpek ısırdı bir yakınını, “Hemen kuduz aşısı ol” diyorsunuz ya…

Kuduz tam öldürücü bir durumdur.

Kuduz aşısını insan oğlu 4 yıl da buldu.

Kızamık 7 yıl, boğmaca 8 yıl sürdü…

Grip diyorsunuz ya kısaca; 14 yıl sürmüş aşısının bulunması

Çocuk felcine çare aşı ya… 20 yılda bulunmuş aşısı…

Tüberküloz 21, kabakulak aşısı 22 yılda bulunabilmiş anca…

Çiçek hastalığı; 26 yıl, kolera 30 yılda…

Sıkmayayım canınızı liste uzun…

Öyle kolay değil diyorum…

Hatta bulunamayanları söyleyeyim…

Lassa virüsü, kasıp kavuruyor Nijerya’yı… Bulaştığını indiriyor, öldürüyor.

AİDS’in hala aşısını olmadığını biliyoruz…

SARS, MERS aşısız hala…

400 bin kişiye bulaşmış Deng hummasının aşısı yok…

HIV virüsü için 40 yıldır çalışıyorlar sonuç yok…

Tifo aşısını 58 yılda bulan insanoğlunun mücadelesini de ekleyeyim buraya…

EBOLA’ya çare bulabildi mi insanoğlu?

Diabet’i çözebildi mi? Hayır… Güya kimyasallarla kontrol altına aldı…

Astımın , kanserin çözümü var mı? Yok…

Dönelim bu virüslü işlere. Sakin sakin bakalım.

Ebola… Geliş yolu hayvanlar… Çıkış yeri Sudan ve Kongo…

Kuduz… Hayvan ısırması… Hayvanla temas…

Hanta virüs… Hayvan, fare dışkısı ile temas…

Dang virüsü, sivrisinek ısırması, temas…

Sars yarasa ile temas, şu bela Kovid yarasa temas… Mers ona keza..

Bunların bir kısmının aşısı hala yoktur…

Bulunanların çalışmaları 30 yıla 40 yıla kadar sürmüştür…

İnsanlık tarihinde böyle virüs vakaları bolca var…

Dramatik ve korkutucu evet…

Son dönemdeki virüs çıkış noktaları hayvanlarla fazla temas…

Sevimli bobiler, kontrol altındaki tekirler, sarmanlar değil derdimiz…

Birazcık okusak anlayacağız dünya sadece bizim değil…

Bu kadar şımarıklık, anca kendisi ile böbürlenen insanoğluna yakışıyor zaten…

Belediyeler sokakları ilaçlamakta etkin mi?

Çöp kutuları dezenfekte ediliyor mu?

Geçtiğimiz yıl sokaklar, tek tek ilaçlanırdı… Şimdi gören var mı?

Yok, yok, yok… Hayır, hayır, hayır…

Ben kendimi aşı bulunmayacakmış gibi hazırlıyorum…

Şimdi herkese soruyorum…

Çok zekisin ya insanoğlu...

Ya aşı bulunmazsa?

***

İster Ticaret Odası’na bağlı olsun, ister, esnaf odalarına…

Esnaf kan ağlıyor…

Bir bir dükkan kapatıyor.

50 liraya yaptığını, yıllarını verdiği dükkanını 50 kuruşa satıp, işsiz kalıyor…

Vergi borcu, sigortası, özellikle elektrik giderleri esnafı kurutmuş durumda…

Tüm bunlar, durup dururken olmuş gibi, yönetim hatasıymış gibi seyrediyorlar ya ona bayılıyorum...

Kardeş, yüz yılın salgını yaşanıyor…

Dükkanın elektrik parasını ödemek için adam dağıtıcı şirketten taksitlendirme istiyor.

Yok… ”Ya öde ya kesirim” diyor…

Bankaya gidiyor, adeta dayak yiyip çıkıyor…

Saymakla bitmiyor…

Mimar Kemaleddin’de Çankaya’da dükkanlar ticarete elveda diyor…

Peki kim bunların sahibi?

Kim bu kentin hamisi?

Kim bu kentin sivil toplum örgütü?

Yazık oluyor yazık…

Çok büyük bir toplumsal kaos kapıda…

Büyük Türk düşünürü Reha Muhtar’ı anmamak elde değil…

“Nerede bu millet nerede bu devlet…”

***

CHP İzmir’de belediye başkanlarını belirlerken, ciddi hatalar yaptı…

Bunları dile getirdiğimizde bize kızdılar…

Bakın sonuçları bir bir ortaya çıkıyor…

Gaziemir Belediye Başkanı, örgütüyle ters gelmiş durumda.

İl başkanını takmama durumunda…

Türkiye gündemini, eşine bastırdığı kartvizitle meşgul eden başkan, galiba, kibir patlaması falan yaşıyor…

Ha şaşırdık mı?

Hayır…

Üzüldük mü? Şunun için evet…

İddiaya göre Başkan Halil Arda, örgütle didişeyim derken, 9 Eylül’deki çelenk koyma törenine giden başkan yardımcısını görevden aldığı iddiası…

Bakınız korona virüs maskesi olmasaydı, birkaç belediye başkanı daha, görev süresinin ikinci yılında gözden çıkartılmış olacaktı…

Bunlar ön seçimi pas geçen, delegecilik, adamcılık yapan BÜYÜK yöneticilerin hasarıdır…

CHP yönetimi her kademede ön seçim yapmamakta ısrar ederse;

Hasar büyüyecek, küskünler çoğalacak, daha da olacak…

***

Sahte rakıdan ölenlerin arkası kesilemiyor…

Baştan söyleyeyim, marifet falan değil…

Aslında hiç içmemek doğrudur.

Sağlığını bozuyor, zaman içerisinde hasarlarını görüyorsun…

Devletin birinci görevi de vatandaşını korumak, ona da eyvallah.

Misal birçok Avrupa ülkesinde sigara, gelire göre pahalıdır.

Burada anlaşamadığımız nokta şurası; bu tür zararlı alışkanlıkları pahalılaştırarak anca ölüm sonucu alırsın…

Hele hele amacı saptırıp, para kazanma aşamasına getirirsen olacağı da budur.

40 lira maliyetli rakıyı 240 liraya satmak, ölümlerin sebebidir…

Yasak, yada fahiş vergi çözüm değil…

Belki görülmüştür diyeceğim ama, hiçbir şey değişmeyecek emin ol…

DELİ ZİYA

“Çakalın özgürlüğü, aslan ayağa kalkana kadardır.”