İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 11 yıl önce vurularak öldürülen gazeteci Hrant Dink, ölüm yıl dönümünde anarak, sorumluların artık cezalandırılmasını istediler.

Tam 11 yıl önce vuruldu Agos Gazetesi Genel Yönetmeni Hrant Dink. 11 yıl önce yüreklere düşen acı, hiç eksilmedi. 11'inci ölüm yıl dönümünde de başta İstanbul'da vurulduğu yerde olmak üzere Türkiye'nin bir çok kentinde anma etkinlikleri düzenlendi. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de, Dink'i unutmadı. Alsancak'ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen İzmirliler, Dink için adalet taleplerini bir kez daha yinelediler. Emek örgütleri adına açıklamayı okuyan Melih Yalçın; “Kendisini katıksız biçimde barışa adamış bir insan olan, sevgili dostumuz, kardeşimiz Hrant Dink’in, milliyetçilik hastalığına tutulmuş bir tetikçi tarafından vurularak katledilmesinin üzerinden tam 11 yıl geçti. Ve geçen uzun yıllar boyunca bizim adalet arayışımız sürerken, bu adalet arayışını sekteye uğratmayı amaçlayan yalanlar ve oyalamalar da devam etti” dedi.

YARGILAMA MÜSAMERE GİBİ


Cumhuriyet tarihinin, faili meçhul siyasi cinayetlerle ve bu cinayetlerin bitmeyen davalarıyla dolu olduğunu söyleyen Melih Yalçın, Hrant’ın katlinin akabinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Hiçbir cinayet Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak' söznünü hatırlatarak, Dink cinayetinde hala dahli veya kusuru olan bazı kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmış olsalar da ‘vur emrini' kimin verdiğinin hala bilinmediğini aktaran Yalçın, şunları söyledi: “Bu nedenle davanın üstünü örten sis perdesi henüz kalkmış değil. Dolayısıyla zaman içinde Hrant Dink cinayeti de sözü edilen o dehlizlerde kaybolacak mı bilemeyiz ama bir bebekten katil yaratan zihniyetin o dehlizlerde üretildiğini çok iyi biliyoruz.” Dink cinayetinin ardından başlayan yargılama sürecinin, Türkiye’nin geçmişindeki diğer bütün siyasi cinayetlerin ardından başlayan yargılamalar gibi olduğunu savunan Yalçın, yargılamanın devam ettiği ilk 5 yılda üç-beş tetikçinin ötesine geçilmediğini ve soruşturmanın genişletilmediğini söyledi. Yalçın; “Kamu görevlilerini gösteren izlere rağmen, jandarma, MİT ve emniyet görevlileri, dava dosyasından uzak tutulmaya çalışıldı. Kısacası yargılama yıllarca bir müsamere havasında sürdü” eleştirisinde bulundu.

APTAL YERİNE KOYMAYIN


Gerçek sorumluların hiçbir şekilde yargılanmadığını söyleyen Melih Yalçın; “Onu hedef gösterenler, tehdit edenler cezasız kaldılar. Hatta cinayete adı karışanlardan bazıları terfi ettirilerek ödüllendirildiler. Hal böyle iken 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında AKP iktidarı, o dönemde iktidarda olan sanki kendileri değilmiş ve cinayette hiçbir dahli yokmuş gibi şimdi tüm sorumluluğun Gülen cemaatinde olduğunu söylüyor. Ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın ama bizi aptal yerine koymayın. Çok iyi biliyoruz ki hepiniz o gün cinayet mahallindeydiniz. Polisinizle, jandarma istihbaratçınızla, valinizle hepiniz oradaydınız. Başta MİT ve Genelkurmay olmak üzere, polis, asker, yargı, bürokrasi, dolayısıyla da tüm bu devlet kurumlarının bağlı olduğu siyasi iktidar, yani AKP iktidarı, Hrant’ın hedef haline getirilmesinde, öldürülmesinde, öldürüldükten sonra ise faillerin üzerinin örtülmesinde doğrudan sorumludur” dedi. Açıklamanın ardından grup dağıldı.

https://youtu.be/9aB8q5Mc-Ds