İzmir'deki Çiğli Halk Eğitim Merkezi'nde usta öğreticilik yapan Gülcelal Yılmaz (72), müze gibi kullandığı evinde 100'e yakın kağıttan yapılmış heykeli sergiliyor.

Ankara Devlet Tiyatrosu ve özel tiyatrolarda butaforluk yaptıktan sonra 1998'de emekli olan ve evinin bir odasını atölye haline getiren Gülcelal Yılmaz, gazete kağıtları kullanarak hazırladığı heykellerde seri üretime geçti. Heykeli yaklaşık 1 haftada tamamlayan Yılmaz, yalnız yaşadığı evini kağıt heykel müzesi haline getirdi.

https://youtu.be/4-2YZDet7n8

Çiğli Halk Eğitim Merkezi'nde 30 kursiyere kağıt heykel sanatını öğreten Gülcelal Yılmaz, büyük emek vererek hazırladığı heykelleriyle aynı evi paylaşıyor. Uzun yıllar tiyatro sahnesindeki sanatçıların aksesuarlarını hazırladıktan sonra kağıt heykel sanatına ilgi duymaya başlayan Yılmaz, "Emekli olduktan sonra tiyatrodan kalan bir alışkanlıkla masklar yapmaya başladım. Bir süre sonra, başka ne yapabilirim, düşüncesiyle heykel ürettim. Hiçbir yerde benim tarzımda heykel yapan kimseyle karşılaşmadım. Maliyeti çok az. Gazete kağıtlarını atmıyor, mukavva ve ahşap tutkalı kullanarak heykel haline getiriyorum. Heykellerimde el emeği çok fazla. Hepsi benim bir parçam gibi" dedi.

Heykellerinin bir kısmını evinde bir kısmını da Halk Eğitim Merkezi'ndeki atölyede bulunduran Gülcelal Yılmaz, kağıt heykellerde el emeğinin fazla olması nedeniyle satmaya kıyamadığını dile getirdi. Kursiyerlere akşam ders bittikten sonra "Haydi, müzeye gidiyoruz" diyen Yılmaz, onları evinde gezdiriyor. Kursiyerler ise heykellerin fotoğrafını çekiyor.



Kağıt heykel sanatına ilginin giderek arttığını, kursiyerlerinden birinin beyaz eşyalarını yaptığı heykelleri satarak aldığını belirten Yılmaz, "Kış sezonu için 50'ye yakın başvuru var. Kursiyerlerim dışında evime gelenler de büyük şaşkınlık yaşıyor. Bu heykellerin kağıttan yapıldığını duyanlar inanmakta güçlük çekiyor. Polyester ya da alçı kullanıldığını sanıyorlar" diye konuştu.

Çiğli Halk Eğitim Merkezi'nde kağıt heykel sanatını öğrenen kursiyerlerden emekli öğretmen Ayten Güven (63), çok uğraştıran ve emek isteyen bu sanat dalının, kendisine büyük keyif verdiğini belirterek, her bir heykelin farklı mimiklere sahip olduğunu anlattı. Bu sanatın kendisi için aşk olduğunu vurgulayan emekli Ayşe Sağlam (54) ise "Hocam bizi evine ilk davet ettiğinde bu manzarayı hayal bile edemedim. Tam bir müze gibiydi. Görünce çok şaşırdım ve ben hangisini yapabilirim diye düşündüm. Bir yıldır bu sanat dalına devam ediyorum ve asla bırakmayı düşünmüyorum" dedi.

Kağıt heykellerle ilgilenirken, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını söyleyen Sibel Bulut (50) da "Bu sanat çok ince bir iş. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Dünyayla ilişkimiz kesiliyor. Psikolojik bir tedavi gibi. Şimdiye kadar 5 heykel yaptım. Görenler çok beğeniyor ve bu kursa yazılmak istiyor" diye konuştu.