Herkes suçu birbirine attı. Suç en son Alman markası anestezi cihazının üzerine kaldı. Cihazın keşfi için 25 Haziran’a gün verildi” dedi. Dosyaya yeni eklenen sanıklar için uzlaşma talebi geldiğini de belirten anne, kimseyle uzlaşmayacaklarını ve davayı sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.
İzmir Torbalı’da yaşayan İpek Yeşilçam ve Ünal Avcı’nın ikinci çocukları 7 yaşındaki Ege Avcı, tek gözünde şaşılık şikayetiyle 12 Aralık 2018’de bir hastanede ameliyata alındı. Göz ameliyatı sırasında 19 dakika boyunca oksijen yerine azot verilmesi sonrası solunumu ve kalbi duran Ege, buradan hemen Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edildi.
26 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Ege’ye serebralpalsi (beyin felci) teşhisi konuldu. Torbalı Asliye Ceza Mahkemesinin 18 Aralık 2020’de görülen ikinci duruşmasına sanıklar doktor G.G., anestezi teknikeri S.A., hemşire A.Ö., biyomedikal teknikeri F.G., hastanedeki cihazı yanlış bağladıkları iddia edilen firmanın yetkilileri F.K., A.Y., S.Y., F.Y. ve avukatları katılmadı.

"Suç en son Alman markası anestezi cihazın üzerine kaldı"

Mahkeme heyeti, sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi. Nisan ayında görülen son duruşmaya sanıkların katıldığını; ancak herkesin suçu birbirine attığını ifade eden anne Yeşilçam, “Duruşma 6 saate yakın sürdü. Kimse suçunu kabul etmedi. Herkes suçu birbirine attı. Suç en son Alman markası anestezi cihazın üzerine kaldı. ’Cihaz ötmedi’ vesaire diyorlar. Almanya’daki firmaya yazı gönderilmiş, onlar da cihazların yanlış kullanıldığını belirtmiş diye biliyoruz. Cihazın keşfi için 25 Haziran’a gün verildi. Bu olayda tek bir suçlu yok. İhmaller zinciri söz konusu. Suçsuz olanlar sadece Ege ve biziz” diye konuştu. Yeşilçam, dosyaya yeni eklenen sanıklar için uzlaşma talebinde bulunulduğunu ancak kimseyle uzlaşma niyetinde olmadıklarını dile getirdi.

"Sapasağlam çocuktu"

Oğlunun şaşılık şikayetiyle ameliyata alındığını hatırlatan Yeşilçam, “Anestezi sırasında oksijen yerine azot verildiği için Ege beyin felci geçirdi. 26 gün yoğun bakım süreci oldu. Şu anda serebral palsi ile mücadele ediyoruz. Geçen yıl haziran ayında ilk davamız görüldü. İkinci duruşmaya ise karşı taraftan avukat da dahil olmak üzere hiç kimse gelmedi. O duruşmada, sanıkların zorla getirilmesine karar verildi. Geçen nisan ayında üçüncü duruşma görüldü ve o duruşmaya karşı taraf geldi. Biz bu süreci beklerken Ege’nin doğum günü olan 21 Mayıs’ta bir telefon geldi. Dosyaya yeni eklenen sanıklar için uzlaşma talebinde bulunuldu. Biz her şeyi göze aldık. Dava isterse sonsuza kadar sürsün. Sanıklar isterse 3 gün ceza alsın ama sicillerine bu olay işlensin istiyorum. Bu olay başımıza gelmemiş gibi tertemiz şekilde gezmelerini istemiyorum. Benim çocuğum eski haline dönmeyecek. Birilerine ihtiyaç duyarak yaşayacak. Bu bir anne için çok zor. Biz hem hukuksal hem psikolojik hem ekonomik bir savaşın içindeyiz. Benim çocuğum doğuştan böyle değildi. Sapasağlam çocuk bu şekilde oldu” sözlerine yer verdi.