2 Temmuz 2019 Sivas katliamının 26. yılı vicdanlarımız yine yaralı.
1993’te Sivas’ta yürekleri yangın yerine çeviren olay tarihe “Madımak Katliamı” olarak geçti.
Cumhuriyete, özgür düşünceye, sanata, sanatçıya ve en önemlisi ise insanın yaşam hakkına acımasızca saldırılan katliamdır “Sivas Madımak Katliamı.”
2 Temmuz günü 33 canı, saygı ve özlemle andık.

Onları hiç unutmayacağız.
Biz Sivas katliamını anarken, içimiz yanarken birkaç gün sonra ODTÜ’de ağaçlar katledildi.
Doğa katledildi. Rektör Polisi çağırdı, polis öğrencilere saldırdı.

Gençler haykırarak ağladı.
Ha doğayı katletmişsin, ha insanı katletmişsin ne fark eder ki?
Yüzyıllık kinlerin, nefretlerin, tortulanmış şiddetlerin; gök kubbenin altında yaşama dair, insana dair, tüm güzellikleri nasıl yok ettiğini size nasıl anlatsam ki?
Bu toplum çok acılar çekti ve nice zulümlere tanık oldu.
Hangi arşivleri açarsanız açın, devletin geçmişe dönüp dilemesi gereken özürler de bitmez, açılması gereken arşivler de bitmez.
Her dönemde birileri ya da gizli bir el, birilerini ya da bir kesimi hedef göstererek katletmiştir.
Ne yazık ki katliamlara en çok ta Aleviler ve Kürtler maruz kalmıştır.
12 Eylül darbesi, gençliğin üzerinden bir silindir gibi ezip geçmiştir.
Bu acımasız faşist darbede devrimciler, aydınlar zalimin zulmüne daha çok uğramıştır.
Devlet, elbette ki tarihi süreçlerimizle, tarihi katliamlarla ve darbelerle mutlaka yüzleşmelidir.
Maraş katliamıyla da yüzleşmeli; Sivas, Çorum katliamıyla da yüzleşmelidir.
12 Mart, 12 Eylül faşist askeri darbeleriyle de yüzleşmeli.
Devlet, 1993 yılından itibaren hızla artan ve birçok aydınımızı hedef alan faili meçhul cinayetlerle de yüzleşmeli. Devlet, Fetö’nün kumpasladığı Ergenekon’la da yüzleşmeli.
Şimdi önemli bir hususa dikkatinizi çekmek isterim: Çorum’daki 1980 Temmuz katliamını yapanların amacı neydi?
Sivas’taki 1993 Temmuz Madımak Oteli’ni ateşe vererek oradaki aydınları, sanatçıları yakmak isteyenlerin amacı neydi?
Maraş’ta yaşayan Alevilerin evlerini önceden işaretleyerek onları katledenlerin amacı neydi?
Bu katliamları yapanlar kimdi?
Sözcü Gazetesi Yazarı Soner Yalçın tam da bu noktada gerçekleri ortaya koymuştur.
Soner Yalçın diyor ki:
“Bunlar hiç tesadüf değil. Bunlar yoldan çıkmış bir güruhun işlediği cinayetler filan değil.
Kendimizi kandırmayalım!
Birileri 1514 Çaldıran Savaşı’ndan beri 505 yıldır sürdürüyor bu sinsi düşmanlığı / kan davasını…
Sahnede yobazları ve bağnazları bu vahşetlerde pekâlâ kullandılar.”
Devletin bu acı süreçlerle yüzleşebilmesi için, önce devletin kendisi adaletli olmalı.
Devlette adalet yoksa devlet bu katliamlarla yüzleşebilir mi?
Yüzleşemez!
Demek istediğim şu ki:
Alevi, Sünni, Türk, Kürt, sağcı, solcu hangi karşıtlık adı altında olursa olsun, yapılan katliamlar insanlık dışıdır.

Bu katliamları yaptıranlar ve yapanlar insanlıktan nasibini almamış canavarlardır.
Yeni katliamlar ve acılar görmesin bu memleketin çocukları.
Kin ve nefret duyguları, kan davaları olmasın bir daha memleketimde…
Anaların yüreği hiç yanmasın, yuvalara artık ateşler düşmesin memleketimde…