Sevgi bağlılığı, sevgiyi sürdürme, yetme, yetişme, yeterli gelme, dostluk… Gönüldeşlik…

Hepsi güzel, anlamlı, sıcak, kucaklayıcı…

Tüm bunlara karşın, Arapça kökenli vefa sözcüğünü de yürürlükten kaldıramıyoruz!

Bir semt, okul, boza adının ötesinde varsıl bir duygu yoğunluğu olduğu için mi, ses rengi güzel olduğu için mi ola?

İzmir’de 2014 Aralık ayından bu yana Vefa İstasyonunda yaşamımıza yapıtlarıyla değer katan sanat, yazın dostlarını ağırlıyor bu oluşumun emekçileri.

Onlar adları anılsın istemez; ama ben kaçamak yapıp bu istasyonun emekçilerini anmak isterim: Bahri Karaduman, Ferhat İşlek, Ferzan Sarpkaya, M. Osman Akbaşak, Muhittin Bilgin, Nalan Yılmaz, Oğuz Tümbaş, Selçuk Oğuz, Y Bekir Yurdakul.

Amaç, “sevgi, barış, dostluk, dayanışma bağlarını” güçlü kılmak, vefaya işlerlik kazandırmak, kentin sanat, yazın, bilim, kültür değerlerini yaşarken anmak, sevenleriyle buluşturmak…

Bugüne değin aramızdan ayrılan Özcan Yalım, Dinçer Sezgin, Abdullah Neyzar Karahan, Sezer Odabaşıoğlu, Muzaffer İzgü, Özdemir Nutku, Muzaffer Özakman’la birlikte toplam 32 yazar, şair, öykücü, bilim insanı ağırlandı, vefa yaşanır kılındı.

Başladığından beri Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikler, bundan böyle Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezi Salonunda sürdürülecek.

Bu yılın ilk Vefa İstasyonu konuğu 91 yaşındaki eğitimci, yazar, yayıncı Mevlüt Kaplan.

Etkinlikte Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Hidayet Karakuş, Hüseyin Yurttaş, Mevlüt Kaplan’ı anlatacaklar. Hayri Oğuz, Süreyya Türkaydın da Kaplan’ın şiirlerini seslendirecekler.

Görsel çalışmaları Osman Akbaşak ve Ferhat İşlek’in yaptığı izlenceyi Bekir Yurdakul sunacak. Bir Köy Enstitülü olur da ezgi olmaz mı? Onu da mandolini, ve akordiyonuyla Işıltan Uşaklıgil gerçekleştirecek.

Sanata, yazına, şiire, kültüre dost herkesin katılabileceği etkinlik bugün saat 18.00’de Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezi’nde.

Vefa, Şadan Gökovalı Sokağı’ndan geçerken…

Bir kentin sokaklarına, o kentin sanat, kültür, yazın, bilim, basın alanında söylemi, eylemi, üretimiyle sivrilmiş kişilerin adlarının verilmesini çok önemserim.

İsterim ki her kentin sokakları, caddeleri, bulvarları, alanları o güzel insanların adlarıyla yaşasın, aydınlansın, değer bulsun.

İzmir’de birçok sokağın, parkın, salonun adının böyle değerlerimizle buluştuğunu da biliyorum. O sokaklardan geçerken, farklı duygular yaşarım. Bu sokaklardan geçenlerin, adı sokaklara verilen değerleri merak edip öğrenmeleri isterim.

Yazar, gazeteci, rehber, bilim insanı, şiir yorumcusu Şadan Gökovalı’nın Alsancak’ta evinin bulunduğu 1394 Sokağa adının verilmesi de gönendirdi beni.

Yıllardır bu sokaktaki evinin kalem, kâğıt, kitap, dosya, daktilo, bilgisayar, anıyla donatılmış odasından yazar, üretir.

Konak Belediyesi bir vefa örneği sergileyerek, Şadan Gökovalı’nın adını bu sokağa verdi. Yakıştı da doğrusu. Postacılar kendi adının verildiği sokaktan evine ulaştıracak kitapları, dergileri, gönderileri. Sevenleri Şadan Gökovalı Sokağı’ndan geçtikçe ona merhaba diyecekler.

Suat Çağlayan, Abdül Batur, Okan Yüksel, Atilla Sertel, Misket Dikmen, Hidayet Karakuş, Muzaffer Tunçağ, Recai Şeyhoğlu, Halil Hüner, Ümit Yaşar Işıkhan, Dilek Gappi, Efdal Sevinçli, Ulvi Puğ, Haluk Işık, Salim Çetin, Esat Erçetingöz, Abdullah Tunalı, Ahmet Büke, Güzin Oralkan, Erkan Sevinç, Nedim Atilla, Sevim Korkmaz Dinç, Osman Akbaşak, Refik Utlulığ… gibi basın, yazın, sanat dostlarıyla bu vefalı buluşmaya tanık olmak bir ayrıcalıktı bana göre.