Deniz göreni, orman manzaralısı…
Adları hiç yabancı gelmeyen arkadaşların gözleri parladı.
Bunlardan bir tanesi Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş.
Bir diğeri de son Ticaret Odası seçimlerindeki rakibi Necip Nasır.
Hükümet;
“Kent içindeki askeri yerleşkeleri dışarı çıkaralım” dedi.
Meğer bu büyüklerimizin ne projeleri varmış da haberimiz yokmuş.
Gaziemir’deki Hava Okulları, Narlıdere İstihkam, Çiğli 2. Jet Üssü, Maltepe Askeri Lisesi..
Ve 1. Derece deniz manzaralı Seferihisar Doğanbey Tatbikat Alanı…
Bu alanların toplamı, 100 bin dönüm olan…
Velhasıl başta kentin baş taciri Ekrem bey ilk fişeği attı;
“Biz zaten 1992 den beri buralarla ilgili proje yapıyorduk”
“Vay vay…” Demeye kalmadı.
İçinde şehir plancısı, inşaat mühendisi olan bir ekibi hızla çalıştırdıklarını da ifade etti.
….
Hangi ucundan tutalım şimdi ?
İktidara yaranmaktan harap düşmüş bir takım zevatın zemin sağlamasıyla bayraklar açılıverdi.
Kent o kadar elden gitmiş ki; şu ana kadar da
“Ey baş tacir abi;
N’oldu bizim İZAİR… Hani dünya markası uçaklarımız….”
Diye sormaz mı?
Hani primleri fakirlere dağıtılacak bir İZMİR KART projesi vardı…
Boy boy ilanları gazeteleri süslemişti... Noldu o?
“Hani şu Tekke köyündeki mesele de çözüleydi iyiydi"
Diye biri fısıldamaz mı?
Sormaz mı ?
….
Necip Nasır Başkan, İZTO'da potansiyel başkan adayı ve Demirtaş’ın rakibiydi…
Kendisi de inşaat işleriyle ilgileniyor.
Başkanlık olmayınca İnşaat Yapı Onarım Komitesi'nin başkanı oldu.
Doğal olarak muhalefette...
Temmuz ayının sonunda İzmir Ticaret Odası binasının yeniden yapımı onaylandı.
Toplam bütçe 44 milyon 398 milyar.
Nasır başkan ve 9 arkadaş itiraz ediyor, karara şerh koyduruyordu.
Bir an heyecanlanıyoruz…
Meğer ihaleyi alanı beğenmemişler. Mesele oymuş.
Ülke tarihinin en zor dönemlerinden birinde bu harcamanın gereğini sorguladı herhalde dediydik.
Yanılmışız.
Sonra bu askeri arazilerin “Cazibe merkezi” projeleri çıkınca yüzyıllık muhalefet sona eriyor.
Her ikisi de aynı fikirde.
Vay arkadaş….
….
Kente gelen turist sayısı yerlere düşmüş, tacir küçük üyelerin arka arkaya top atıyor.
Ekonomiyi bittabi benden iyi biliyorsunuz… Küçük esnafınız kan ağlıyor.
KOBİ'lerimize kredi yolları açalım, ticaret alanları açalım kaygısı yerine;
44 trilyon verip İZTO binasını yenileyelim…
Olmadı mı?
Askerler çekilse de “Turizm merkezi” , “Cazibe merkezi” yapalım…
….
Vay arkadaş…
Ne muhalefet kalmış, ne ses çıkaran birileri…
Korku sınırları dağları aşmış. Kimileri de fazlasıyla haddini…
Herkes bir ucundan çekiyor…
Anlaşılıyor ki bu kentin sahibi yok.
Pes…
***
ZEKA LAZIM Bİ ŞEY…
Adam son model Ferrari’sini bankanın önüne çekti, içeri girdi…
Anahtarları bankacının önüne koydu.
Acil 5000 pound kredi istedi…
Güvence olarak arabasını gösterdi. Bankacı kısaca araştırdı, adam çok zengindi.
Arabayı bankanın garajına çektiler ve hemen kredi verildi.
Bir hafta sonra zengin adam geri geldi. Krediyi kapatmak istediğini söyledi.
Toplam ödeyeceği rakam 5009 pound çıktı. Ve krediyi kapattı.
Bankacı sordu; “Affedersiniz, çok zenginsiniz. Kredi çektiniz, ihtiyacınız da yok?”
Kırmızı Ferrarili adam yanıtladı ;
“Canım benim; Londra’nın göbeğinde, haftalık 9 pounda başka garaj bulamadım”
….
Zeka lazım bi şey dimi?
Kimi iş adamı olur, kimi trilyonlar da kazansa tüccar…
Hadi iyi bayramlar çok zekiler…
***
HALK NEREDE ?
Patinaj üstüne patinaj…
Son 3 ayda yapılan etkinlikleri gözden geçirdim.
Kim katılıyor?
Sen, ben, bizim oğlan…
Başkanlar birbirini öpüyor, milletvekilleri sarılıp koklaşıyor.
Halk nerede halk?
Cumhuriyet Meydanı'nda 93. yıl kutlaması var.
Yine aynı simalar…
Bak bir daha soruyorum…
Halk nerede halk?
Seçimden seçime aradığınız delegenin üyenin dahi etkinliklerden haberi yok…
Resmi üyenin haberi olmazsa , sıradan sempatizanın nereden duyacak da gelecek…
Cumhuriyet var da;
Halk nerede? Halk?
***
DELİ ZİYA ;
Bazen kurtulduğunu zannedip kutlarsın da gözünün önündeki işgale seyirci kalırsın…
“Yoğurtlu soslu Adana”nın icadı gibi bi şey… ”İskender-dana” misal…
Kahrolsun yoğurt ve sosun faşist baskısı….
Şehit İskender kebaplar ölmez…
Adana kebap bölünmez…