Yıl 2021, “Orman Bakanlığı’na kayıtlı yangı söndürme uçağı yok” dendi, 15 gün süren orman yangınında 50 bin hektar kül oldu. Yıl 2022 ve aynı bölge bu kez ‘Gece görüşlü uçak, helikopter yok’ dendi, 4 bin 500 hektar orman yandı ve binlerce yaban hayvanı telef oldu. SONUÇ, DERS ÇIKARILMAMIŞ…

Ormanlar yandığı zaman inanın kahroluyorum. Tabiki sel ve depremlerde de hemen koşup bir şeyler yapmak istiyorum. Bir hafta önce yaşanan Marmaris orman yangınında da günlerce perişan oldum. Ancak en çok kahreden ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz CHP Belediyesi bölgesi demedik tüm ekiplerimizle yangına müdahale ettik” sözleri oldu. Marmaris bir başka ülkenin toprakları mı? Kaldı ki başka bir ülke bile olsa orman yangınlarında, doğal afetlerde tüm yabancı ülkeler koşarak gelirler, yardım ederlerdi. Nitekim çok örnekleri var. Bu gelişmeler sonrası inanın akıl tutulması yaşıyorum. İçim çok dolu, çok çok şeyler yazmak istiyorum ama gazetemi düşünüyorum. Her yıl 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nden itibaren ormanların insan yaşamı, diğer canlılar, bitki ve hayvanlar için ne kadar faydalı olduğunu yazmaya başlarım ve yaz mevsiminin başına kadar tekrarlarım. Hatta haziran ayının ilk köşe yazısında büyük puntolarla “ORMANLARI KORUMAK MİLLİ GÖREV OLMALI” diye yazmıştım. Orman Genel Müdürlüğü, Akdeniz ve Ege bölgelerinde haziran ve eylül sonuna kadar orman yangınları hassasiyetini kırmızı alarm vererek duyurur. 5 bin hektar (50 milyon metrekare) alanın yandığı son Marmaris orman yangını gösteriyor ki, geçen yıldan ders çıkarılmamış.

YİNE AYNI BÖLGE

5 yıl görevde kalan ve geçen yıl istifa eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangınının yaşandığı dönemde “Bakanlığa kayıtlı yangın söndürme uçağı yok” diyerek tarihe geçmişti. 3 milyon metrekare ormanlık alanı olan Yunanistan’ın 28 yangın söndürme uçağı varken, Türkiye’nin 7.5 milyon metrekare ormanı olmasına rağmen kayıtlı bir tek yangın söndürme uçağının olmaması ne kadar acı değil mi? Ve O Pakdemirli Türk Hava Kurumu yangın söndürme uçakları için de “1960’ların antika uçakları” demişti. Geçen yıl 15 gün süren orman yangılarında 50 bin hektar, elli bin hektar, kızgınlıktan bir daha yazacağım 50 bin hektar (500 milyon metrekare) ormanlık alan kül olmuştu. Evler, hayvanlar, arılar, zeytinlikler yanmıştı.

KİRİŞÇİ, PAKDEMİRLİ’Yİ ARATMADI

Bu yıl göreve getirilen Orman Bakanı Vahit Kirişçi de Bekir Pakdemirli’yi aratmadı. Kirişçi, Marmaris orman yangınının başlamasından kısa bir süre sonra ilk açıklamasında “Havadan inceleme yaptık. Endişelenecek bir yangın değil” dedi. Ancak, Türkiye’de yaptığı incelemeler ve tespitlerle her kesimden büyük takdir gören Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “Hava şartlarını da göz önünde bulundurarak orman yangınının çok büyük olacağını hemen anladım” dedi. Bakan Kirişçi’nin ikinci bomba açıklaması gece görüşlü yangın söndürme uçak ve helikopterlerinin 4 Temmuz tarihinde itibaren envantere gireceğini söylemesiydi. Peki Orman Genel Müdürlüğü neden haziran ve eylül ayları arasında Akdeniz ve Ege bölgelerinde orman yangınları hassasiyeti konusunda dikkat çekiyor.

GÖREVLERİNDEN UZAKLAŞTIRILIRSA

Yani bu iki bölge hava koşulları nedeniyle çok çok hassassa neden gece görüşlü uçak ve helikopterler temmuz ayında hizmete sokuluyor? Bakın Prof. Dr. Erdoğan Atmış bir açıklamasında, son yıllarda orman yangınlarının söndürülmesindeki başarısızlıkların arkasında uzman ekiplerin görevlerinden uzaklaştırılması, liyakatsiz, iş bilmez kişilerin göreve getirilmesi olduğunu söylüyor. Prof. Atmış Ormancılık Politikası Uzmanı, başarılı çalışmalarıyla tüm ülkenin takdir ettiği bir uzman. Hatta Türkiye Ormancılar Derneği'nin ev sahipliğinde alanında uzman 13 akademisyenle birlikte Türkiye’nin ormanlarına dair bir kitap hazırlamış bir kişi. Orman yangınlarının söndürülmesinde hataları görüp uyarılarda bulunuyor.

UNUTMAMALI UNUTRULMAMALI

Prof. Atmış’ın, en önemli uyarısı son yıllarda orman yangını sayısının, yanan orman alanı miktarının ve yangın başına düşen yanan orman alanı miktarının hızla arttığını rakamlarla ortaya koyması; 2010-2012 yılları arasındaki 2 bin 88 yangında, 5 bin 794 hektar alan yanmış, artıyor. 2013-2015, 2 bin 685 yangında 5 bin 931 hektar alan, dikkat edin artıyor. 2016-2018 yılları arasındaki 2 bin 589 yangında 8 bin 931 hektar, sayı yükseliyor. 2019-2021 arasındaki 2 bin 960 yangında 57 bin 269 hektar, yanan alan miktarı önceki yıllara göre 2020’de 3 kat, 2021’de 20 kat artmış. Peki bu verilere göre neden gerekli önlemler alınmıyor? Yani Prof. Atmış’ın söylediği gibi, son yıllarda orman yangınlarının söndürülmesindeki başarısızlıkların arkasında uzman ekiplerin görevlerinden uzaklaştırılması, liyakatsiz, iş bilmez kişilerin göreve getirilmesi yatıyorsa yazık değil mi bu ülkenin zümrüt gibi ormanlarına ve içindeki yüzlerce çeşit hayvana. Çok yazık çok üzülüyorum çok günah. O canlıların günahı gerekli tedbirleri almayanların başına olsun.

SELLER DE AYNI BÖLGEYİ YIKTI GEÇTİ

Çok iyi hatırlıyorum, iki yıl önce küresel ısınma yani iklim krizinin yol açtığı doğal felaketlerin her yıl bir kat daha artarak çoğalacağını yazmıştım. En son 6 ay önce İskoçya’nın Glaskow kentinde biraraya gelen 180 ülkenin devlet yetkilisi 15 gün süren görüşmelerin sonunda yine ciddi kararlar alamadılar. Maalesef orman yangınları ve sel felaketleri sıklaştı. Bartın, Zonguldak, Kastamonu, Karabük, Düzce ve Safranbolu’da sellerden 8 metreye ulaşan su baskınlarını haberlerden izleyince dehşete kapıldım. Bartın'da ırmak taşınca şehir merkezi sular altında kaldı. Evler, fabrikalar, camiler yıkıldı. Su baskınlarına set yapmaya çalışan kepçe devrildi operatörü sulara kapıldı. Ağaç kesmeye giden orman işçisinden de haber alınamıyor. Kastamonu’da kırmızı kod alarmı verildi, İncedere Çayı üzerinde bulunan köprüler taşkın nedeniyle sular altında kaldı, 260 ev boşaltıldı, 9 köye ulaşılamıyor. “Küresel Isınma Masal Değildir, Ciddiye Alınmalı” diye defalarca yazılar yazdım. Hükümet ve yerel yönetimler lütfen gerekli tedbirleri alın.

ORMAN YANGILARI VE SELLERİN

NEDENLERİNİ KONUŞTUK

İzmir’in başarılı cilt doktoru Yasemin Amato’nun 8 yıldır çeşitli televizyon kanallarında hazırlayıp sunduğu “Sihirli Dokunuşlar” programına konuk oldum. D-Smart ve uydudan yayın yapan TR35 Kanalı’nda 40 dakika süren canlı yayında Amato, “Marmaris ormanlarının yanması ülkeyi yine derinden üzüp çeşitli tartışmalara yol açtı, sizlerin gözlemleriniz nelerdir? Geçtiğimiz yıl ülkemizde son 100 yılın en büyük orman yangınları yaşandı, ders çıkarıldı mı? Gerekli önlemler alındı mı? Orman yangınlarının genellikle nedenleri nelerdir? Tarım ve Orman Bakanlığı, yerel yönetimler ve vatandaşların üzerine düşen görevler nelerdir? 22 yıldır çevre yazıları yazan bir gazeteci olarak orman yangınlarında ihmal var mı? Sizin gözlemleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?” sorularını yöneltti. İzleyip telefon ile arayanlar, bilinmeyenleri aktardığım için teşekkür ettiler. Programda, meteorolojik verilere göre temmuz ve ağustos aylarında hava sıcaklığının daha çok artacağını, devlet ve millet olarak çok dikkatli olunması gerektiği söyledim.