HABER/ Didar DEMİRCİ

Birlik Sağlık Sen Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi Temsilcisi hemşire Abdullah Gül, aynı yerde çalıştıkları eşini hastanenin enkazında kaybetti. Gül, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına hastanenin yıkılmasıyla sonuçlanan ihmaller ve sonrasındaki ihmaller nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

İzmir’de Birlik Sağlık Sen Genel Merkezi’nde basınla bir araya gelen Hataylı depremzede Abdullah Gül, yıllardır çalıştığı Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde nöbet tutarken depreme yakalanan hemşire Asiye Gül’ü yitirdiğini belirterek, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasının nedenlerini basınla paylaştı. Basın açıklamasına Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Birlik Yerel Sen Genel Başkanı Reşat Bozat ve Birlik Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcıları Saniye Tanrıverdi ile Seray Şahin katıldı.

EŞİM NÖBETÇİYDİ

Deprem nedeniyle yaşadıkları acının çok büyük olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Abdullah Gül, “Burada olmamın sebebi bu acının asıl sebebi deprem ve deprem sonrası ihmallerden kaynaklandığını gören biri olarak buradayım. Ben Hatay EAH’de görev yapıyordum. Aynı şekilde eşim de benimle birlikte orada vatanına milletine hizmet ediyordu. 6 Şubat gecesi eşim hastanede nöbetçiydi ve deprem nedeniyle yıkılan hastanenin enkazında kaldı” diye konuştu. Deprem sonrası eşini kontrol etmek için hastaneye gittiğini ancak büyük bir enkazla karşılaştığını söyleyen Gül, yetkililere haber vermesine rağmen 28 saat sonra sadece Ümraniye Belediyesi ekiplerinin yanlarına geldiğini söyledi. Depremzede vatandaşlarla birlikte hastanenin enkazından yalnızca 8 kişiyi kurtarabildiklerini aktaran Gül, “En acısı biz orada enkazın altında yatan eşiniz aileniz oradakilerin canları bir yandan enkazı kaldırırken bir yandan enkazdan çıkan odunlarla çocuklarımızı parklarda ısıtmaya çalıştık” dedi. Eşi Asiye Gül ile 12 Şubat 1997 günü evlendiğini belirten Abdullah Gül, enkaz altındaki eşinin sesinin 12 Şubat 2023 günü kesildiğini aktararak, “Eşim hep benimle sadece bedenen hayatımda olmayacak. Yaşadığımız bunun gibi büyük trajediler var. Bu anlatılmaz. Allah kimseye de yaşatmasın” sözlerini kaydetti.

YILLARCA UYARDIK, TEDBİR ALMADILAR

Deprem sonucu Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nin ana binasının hasar gördüğünü, ek hizmet binasının ise yıkıldığını bildiren Gül, binanın yapıp sürecindeki ihmalleri paylaştı. Hastanenin depreme dayanıksız olduğuna dair 2016 yılında rapor çıktığını aktaran Gül, “Dere yatağına yapılan hastaneyi aktif halde tutan yöneticilerimiz sağ olsun. Şimdi bahaneler çok yüzyılın depremi yalnız bahanelerimiz kadar acılarımız da çok. 2006 yılında depreme dayanıksız olan dere yatağına yapılan hastaneyi 2023 yılında hala aktif halde çalıştıran ve 80 kişiye mezar olan hastanede kimsenin mi sorumluluğu yok? 80 kişiye mezar olan devlet hastanesinin aktif halde çalışmasına izin veren yöneticilerin hiç mi sorumluluğu yok? 2011 yılında dedik, unutmayın depremler kapımızda tedbir almak lazım diye. 2010-2011-2012 yılında sendika olarak uyardık. Yer bile gösterdik. Hastanemizi Antakya’da yaparsak daha sağlam olur demişiz” sözlerini kaydetti. Binanın enkazına baktığında moloz içinde taş ve kum olduğunu, demirlerin düz bağlanmadığını, bina işçiliğinin son derece kötü olduğunu belirten Gül, “Benim de bulunduğum ‘Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikası’nın ve bizlerin yıllardır söylediği gibi hastanemizde tedbir alınmamıştır” dedi.

İHTİYAÇ DUYULAN TEK YER HASTANE

Bütün binaların yıkılabileceğine ancak deprem gibi afetlerde ihtiyaç duyulan tek yerin yıkılmaması gerektiğine dikkat çeken Gül, “İnanıyorum ki rabbim o ölen onlarca yüzlerce, binlerce insanın hesabını soracaktır. Lakin biz bu dünyada da hesap vermelerini istiyoruz. Eşim ve 70’in üzerinde vatandaşın artı diğer resmi kurumlarda hayatını kaybeden insanların sorumluluğunu hissediyoruz. Bundan sonra sonuna kadar bu mücadelenin peşinde olacağız. Toplamda sadece Antakya merkezde 600 bine yakın vatandaş var. Merkez hastane olmamız münasebetiyle çevre ilçelere de hizmet veriyor. İki hastaneden birinin tamamen yıkılması birinin de hasar alması nedeniyle depremden kurtulan vatandaşlara müdahalelerde gecikmeler yaşandı… hayatını kaybettiler. İnsanlar hastalarını bulamıyor. Çünkü Hatay’da hizmet verecek hastane olmadığı için. 2017 yılında bas bas bağırmışız yapmayın diye. Bugün insanlar hastalarını gemilerle çeşitli illere gönderdiler. YA yazık günah değil midir” açıklamasını yaptı.