Günlük yaşıyoruz. İktidarın işine geliyor. Her gün gündem değiştiriyorlar. Üç gün önce yaşadıklarımız kaybolup gidiyor. 'Hafızai beşer, nisyan ile maluldür.' “İnsan hafızasının eksikliği ya da sakatlığı, unutmasıdır ya da unutkanlıktır” demiş Tanzimat dönemi şairlerinden Muallim Naci.
Nisan ayının sonlarına geldik. Bırakın bir yılı, son bir aydan neler var hafızalarımızda Yokluk,  yoksullluk, pahalılık, geçim sıkıntısından başka hiçbir şeyi hatırlamıyoruz. Hatırlayalım; Nisan ayıyla gelen Ramazan korkunç zamları da beraberinde getirdi. Et, süt, sebze, meyvenin yanına yaklaşılmaz oldu. Doğalgazdan, şekere, etten meyve sebzeye, internete kadar onlarca kalem zam gördü. Domates, patlıcan taneyle satılmaya başlandı. Pazar esnafı kabağı, biberi kredi kartı ile satıyor. Gaziantep Belediyesi ekmekte indirim kuponu dağıtmaya başladı. Ve tabii kuyruklar...Yaşamın normali haline geldiler. Et ve Süt Kurumu önündeki kuyruklar yapılan fahiş zamma karşın azalmadı. Ucuz ekmek ve askıda ekmek kuyrukları uzayıp gitti. Ücrretsiz su kuyrukları, pazarcı esnafın gün sonunda çürüğe çıkardığı meyve ve sebzelerin önündeki kuyruklar parmak ısırttı. Ve TÜİK enflasyonu açıkladı; Yıllık 61.14' müş.Yersen. Bağımsız kuruluşlar üç haneli olarak açıklıyor. TÜİK durmadı; işsizlik rakamı da yüzde 12. Önceki yıla göre 1.1 puan azalmış. İyi mi? Emeklilere de Nisan ayında sürpriz bir müjde (!) verildi. Geçen yıl bin 100 lira olan Bayram ikramiyelerinin hiç azaltılmadan yine bin 100 lira olarak verileceği açıklandı. Bizim vatandaşın ekonomik durumu böyle de Suriyeliler ne alemde? Onların keyfi gıcır. Yazık, ülkelerine bayramlaşmaya gidecekler, eğlenip döneceklerdi ne güzel. Hevesleri kursaklarında kaldı. Önce gitmelerine izin verilmeyeceği gibi abes bir açıklama yapıldı. Sonrasında da gideceklerin geri alınmayacakları bildirildi. Doğrusu AKP hükümeti ekonomide olumlu(!) adımlar da atmadı değil. Bir yandan 1 milyon dolardan 400 bin dolara indirdikleri yabancılara vatandaşlık verilmesi hakkını bir kalemde 250 bin dolara indirdiler. Diğer yandan yabancılara emlak satışına da bazı kolaylıklar getirdiler. Kaşıkçı Dosyası'nın Suudi Arabistan'a havale edilmesini her ne kadar bazı münafıklar Swap'tı, dolardı gibi bazı duygusal nedenlere bağlasalar da resmi açıklamada bunun tamamen hukuki bir süreç olduğu belirtildi. Ve... Nisan ayının son haftasına bir hukuk faciası sığdırdılar. Daha önce yargılandığı davada iki kez beraat kararı verilen iş insanı Osman Kavala kurulda görevli bir hakimin 'Dosyada yeterli delil yok. Beraat kararı verilmeli.” şerhine karşın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bütün bunlar olurken aziz vatandaşlarımız televizyonlarda ne dinledi, gazetelerde ne okudu biliyor musunuz? Hadi onu da Nisan ayının yandaş-yalaka manşetlerinden öğrenelim; ''Bu yaz keyifli geçecek'',''Halkımızın alım gücünü artıracağız'', ''Ucuz et satışı başladı'', ''Vatandaş rahatlayacak'', ''Çığlığımızı sadece Erdoğan duydu'', ''Dünyaya ahlak ve vicdan dersi verdik'', ''Tersine beyin göçü başladı'', ''Türkiye ekonomisi rekora koşuyor” ,''İstikrarın can simidiyiz'', ''Fiyatların belini kıracağız'', ''Yürüyüşümüzü kesemezler'' ,''Öğretmenlerimizin 60 yıllık hayallerini gerçekleştirdik'', ''Ucuz elektriği CHP engelliyor''... Bunları okuyunca insan kendini Danimarka'da yaşıyor sanacak. Ama gerçekler bambaşka. 10 yıl önce Türkiye'de mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 83 iken, bugün bu oran yüzde 42'lere inmiş. Zaten bu yandaş-yalaka gazetelerin toplam tirajına bakarsanız 800 bini geçmiyor. Onlar da şişirilmiş rakamlar. İşte böyle bir Nisan ayını geride bırakıyoruz. Unutmayalım... Sabık damat bakan bir buçuk yıl önce söylemişti; “Şubat Ocak'tan daha iyi, Mart da Şubat'tan daha iyi, Nisan Mart'tan çok daha iyi olacak''  demişti. Küçük (!) bir yanılma oldu; aylar tersine döndü. O kadar hata kadı kızında da olur.....