TÜİK'i kutlamak lazım. Ayda bir de olsa acı-acı gülmemizi sağlıyor. Yıllık enflasyonu yüzde 78.62 olarak açıklandı. Memur, işçi, emekli de yüzde 40 zam aldığına göre işte size refah toplumu... İyi güzel de bu rakamlar makyajlı olmaktan çıktı, maskeli rakamlar oldular artık...
Peki gerçekler... Bağımsız araştırma grubu ENAG'ın enflasyon rakamları oldukça farklı; yıllık enflasyon yüzde 175.55 ile son 24 yılın zirvesinde. Bırakın bu rakamları, bakın kendi bütçenize. Bir yıllık elektrik, doğalgaz, akaryakıt faturalarınızı karşılaştırın. Ulaştırma giderlerinizi hatırlayın. Giyim, ayakkabı, eğitim, sağlık harcamalarınızı gözden geçirin. Konut kiralarına ve gıda harcamalarına hiç girmeyelim. Mutfaklar alev-alev.
Yağ, bebek bezi, bebek maması gibi ürünlere marketlerde alarm takılıyor artık.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin 6 ay önceki önerilerine uyduk. Gözlerimizi kapattık, bir açtık ki gerçekten söylediği gibi çok farklı noktalardayız. Elektrik, akaryakıt, doğalgaz uçmuş gitmiş. Ete, süte, peynire ulaşamaz olmuşuz. Çöp konteynerlerinin önünde kuyruklar oluşmaya başlamış. Kredi kartları ödenemez hale gelmiş ,iflaslar, hacizler, konkordatolar havada uçuşuyor.
Ama umutsuz olmayın. Bakanın yeni vaatleri var:
''Sayın Cumhurbaşkanımıza da söz verdim, veriyorum. Aralık ayından itibaren enflasyonun düşüşünü hissede hissede göreceğiz ve sizi seçime o noktada götüreceğiz.''

İki cümle ama doğrusu ibretlik. Bakan Nebati, Sayın Cumhurbaşkanına söz vermiş. Niye halka değil de Cumhurbaşkanına? Enflasyonun altında ezilen saray mı? Neden olacak, beyefendi seçilmiş değil de atanmış.'Hissede-hissede '' diyor. Halkta hissedecek hal mı kaldı? Bu hayat pahalılığında vatandaşın bütün hisleri nasır bağladı. Bir de enflasyonu düşürmeyi seçime bağlıyor. Neyse ki bir yıl içinde seçim var, yoksa yanmıştık .Sonuçta ''6 aylık uyku size yetmez , hadi bir altı ay daha uyuyun'' demeye getiriyor.Görüyoruz ki kısa vadede getirdikleri bütün çözümler, uzun vadede çözülemez düğümler olarak karşımıza çıkıyor.
Asgari ücrete yüzde 30 zam yapıldı. Ne oldu ? 370 dolar... Bozdur, bozdur harca. Avrupa'da sondan üçüncüyüz. Bizi kıskanan Almanya'da 1700 Avrocuk(!). Adamların yıllık enflasyonu bizim aylık enflasyonla neredeyse aynı.
Bizde 5 bin 500 Lira olarak belirlenen asgari ücret, 6 bin 391 lira olan açlık sınırının da altında.
Ülkede 15 milyon 200 bin çalışan var. Peki bunun ne kadarı örgütlü? Yalnızca 2 milyon 200 bini. Hal böyle olunca bu iktidarda yüzde 30 zamma şükretmek gerekiyor.
Ya emekliler; Dalga geçer gibi zam yaptılar. En düşük emekli maaşı 3 bin 500 lira oldu. Açlık sınırının yarısı. Neresinden tutsanız dökülüyor.
Artık enflasyonun sebebinin faiz olmadığının anlaşılması zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Enflasyonun en önemli sebebi iş bilmezliğin,ekonomiden anlamamanın ve liyakatsizliğin sonucu olmasıdır. Bu anlaşılmadığı sürece uçuş devam edecektir. Bu uçuş, ekonominin uçuşu değil, döviz, akaryakıt, elektrik, doğalgaz, ulaşım, gıda, eğitim, sağlık ve her türlü harcamaların uçuşu olacaktır.
Yalnız bir olasılık daha var. Lozan'ın 100.yılında, anlaşmanın gizli-saklı (!) maddeleri açıklandıktan sonra üstü kapatılan(!) petrol kuyuları yeniden açılırsa, Tekirdağ'da toprak altında bulunan milyonlarca varillik çiçekyağı rezervi (!) çıkarılırsa ve de yer altından bir türlü çıkarılmasına izin verilmeyen jelibon rezervleri (!) değerlendirilirse enflasyon kesinlikle düşer. İşte o zaman AKP'yi kimse tutamaz.