31 Mart'ta sandığa giden herkesin umudu yenilikti.

Yeni yönetim, yeni isim, yeni şehir, yeni umutlar.

Huzur içinde oylar verildi.

Büyük oranda da huzur içinde sayım yapıldı.

***

Artvin'den Denizli'ye, Şırnak'tan Tekirdağ'a kadar seçim sonuçları açıklandı.

Seçilenler mazbatalarını alıp, koltuklarına oturdular.

Hatta bazı başkanlar yol almaya başladı.

Ancak İstanbul'da hala sonuç yok.

***

Bir saydılar olmadı.

İki, üç derken habire itiraz, habire yeniden sayım.

Öyle görünüyor ki iktidar İstanbul'da seçimin sonucunu demokratik yollardan kabul etmeme niyetinde.

Bunun için Maltepe'de oyları yeniden saydırıyor.

Büyükçekmece'de ise seçimin iptal edilmesine çalışıyor.

***

Aslında iktidarın yapmak istediği şu:

Seçmen, özellikle Ekrem İmamoğlu'na oy veren ya da diğer bir deyim ile iktidara oy vermeyen seçmende yılgınlık oluşturmak.

“Mazbatayı vermeyecekler” algısı oluşturarak tam da iktidarın elde etmek isteği psikolojik üstünlüğü ele geçirmeye çalışıyorlar.

Bu yolla, seçimin yenilenmesi talepleri için zemin oluşturulacak.

Sonra da seçimin yenilenmesi kararı alınacak.

***

Bu oyun tutar mı?

Doğru olanı, olması gerekeni tutmaması.

Tutmayacağına inanmak zorundayız.

Çünkü şunu unutmamak gerekiyor.

Mazbatayı onların vermesine gerek yok.

Vatandaş verdiği oylar ile mazbatayı verdi bile...

***

Şimdi yapılacak olan yaşananları izlemek.

Destek olarak, ses çıkararak süreci takip etmek.

Evde, işte, kahvede anlatmak.

Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü sürekli savunmak.

***

İstedikleri kadar saysınlar.

Yukarıdan aşağıya, soldan sağa, sağdan sola.

Çıkacak sonucun aynı olduğunu bal gibi biliyorlar.

Yaratmak istedikleri yılgınlık tutundukları tek dal.

***

Eğer bu yılgınlığı üstün kılabilirlerse, eğer seçimi iptal edebilirlerse, o zaman bilin ki Türkiye'de artık seçim yapmanın hiçbir önemi kalmamıştır.

Egemenler isteği sürece, istediği isim kazanana kadar seçimler yenilenecek demektir.

Bu da Türkiye'de bir daha artık seçim yapılmaması ile aynı anlamı taşımaktadır.

***

Demokrasi kendiliğinden oluşmuyor.

Onu en çok halkın istemesi, ısrar etmesi ve izlemesi gerekiyor.

Bu yüzden sakin sakin ama ısrarla hakkımızı istemekten vazgeçmeyeceğiz.

Bıkmadan, sıkılmadan.

Başka çaremiz yok çünkü...