İZMİR GÜNCEL

Türkiye'de tekstil işçiliği ( Cihan İŞÇİ / Deriteks Sendikası Örgütlenme Uzmanı)

Abone Ol
Sanayi devrimin ardından gelişen makineler sayesinde diğer bütün üretimlerde olduğu gibi tekstil ve hazır giyim sektöründe de makineleşme dönemi başlamış oldu. Osmanlı'nın son dönemi manifactörel üretimden yavaş yavaş küçük atölyelere doğru evrilen sektör o günden bu güne artık ülke ekonomisinin dinamolarından biri hale geldi. Ancak teknoloji ne kadar gelişme gösterirse göstersin canlı emek sömürüsünün en çok yaşanılan sektörlerin başında gelmektedir. Ülkemizde cumhuriyetin kurulmasından sonra bir çok ilçede tekstil ve basma fabrikaları açıldı. Fakat özellikle 80 Darbesi sonrası özelleştirme politikaları bu tip fabrikaların kapanmasına ve tekstil sektörünün tamamen uluslar arası markaların fasonluğuna dönüştürülmüştür. Ucuz iş gücü ve jeopolitik unsurlar ülkemizi büyük markaların büyük tedarik zincirlerinde birini oluşturmuştur.
Tekstil ve hazır giyim sektörünün yaşadığı sıkıntıların krize yol açacak şekilde giderek büyümesinin temel nedenleri, başta küreselleşmenin yarattığı talep dalgalanmaları ve özel olarak Türkiye'de uygulanan mali politikalar olarak sıralanabilir. Bu temel nedenlere bağlı olarak da sektördeki rekabet düzeyi gittikçe düşmüştür. Ayrıca işsizlik, kayıt dışı çalışma, kötüleşen çalışma koşulları da sektörde yıllardır mevcut olan önemli sorunlar arasındadır. Bu kötü gidişat işverenden daha çok işçileri vurmaktadır. Kayıtdışı sektörde, evde çalışma da yaygın olmakla birlikte, evde çalışanlar kayıtsız çalıştıklarından istatistiklerde görünmez durumdalar. Kayıt dışı çalıştırma nedeniyle işverenler, vergi ve prim ödemelerinden bir kalemde kurtulmuş oldukları halde işçi maliyetleri üzerindeki tartışmanın boyutu, kayıtlı işçilerin de ücretlerinde azaltma taleplerine kadar genişlemiştir. Kayıt dışı çalışanlar sosyal güvenliksiz, sendikasız, toplu iş sözleşmesiz kalırken, kayıt dışı çalışmadan dolayı devlet açısından prim kayıplarına neden olunmakta ve haksız rekabet tetiklenmektedir. Ayrıca sektörde sayıları giderek artan yabancı kaçak işçiler bu durumu daha da güçleştirmektedir. Özellikle hazır giyim sektöründe kayıt dışılık son derece yaygındır. Eve iş verme sisteminin yaygınlaşması da, kayıt dışılığı artıran diğer sebeplerden bir tanesidir. Sektörün niteliksiz işgücüne dayalı olması nedeniyle, işçi çalıştırma yanında çırak istihdamı da diğer sektörlerle kıyaslandığında oldukça yüksek oranlardadır. İşsizlik baskısı ve günü kurtarma düşüncesi, işçilerin gelecek güvencesinin de önüne geçmektedir. Kayıt dışı çalıştırma yaygınlaşmış, ücret düzeyi düşmüş, uzun çalışma saatleri, işgücünü ucuzlatmanın en bilindik yolu olarak kullanılır olmuştur. Sektör istihdamına ilişkin önemli bir diğer sorun da, çocuk emeği kullanımıdır. Kalifiye işçiliğe çok fazla gereksinim duyulmaması, kayıt dışılığın yoğun olması nedenleriyle tekstil sektöründe çocuk işçi istihdamı yoğunlaşmıştır.
Öneriler;
Sanayiciler krizi bahane ederek yıllarca birlikte yürüdükleri çalışanlarını gözden çıkarmamalıdır. Hükümet, kriz bahanesiyle yapılan işten çıkarmaları denetlemeli, bunların önüne geçmelidir. Sektörün en önemli sorunlarından birisi olan kayıt dışı istihdam; öncelikle tekstil sektörüne yönelik "öncelikli pilot uygulama"larla kayıt altına alınmalıdır. Ulusal ve uluslararası krizlere karşı ‘Hükümet-İşveren-Sendika' katılımlı "Kriz Yönetim Politikaları" geliştirilmelidir.