Bir şair yaşamıştı İzmir'de

Adı Turgay Gönenç'ti

Görünce ahkam-ı Asrı çıkmış yolundan,

Öbür dünyaya göçmeyi seçti.

Fazla düşünmeden, parmaklarım yukarıdaki satırları yazdı.

Benden beş gün büyüktü; 10 Mart 1939'da Tokat'ta doğmuştu; yollarımız İzmir'de kesişti.

Ana Kraliçe Sırrıya Gönenç'in yönettiği, Arkadaş Apt'daki evleri, bütün sanatların İzmir merkeziydi. Yurdun neresinden olursa olsun, İzmir'e gelenler, buradakilerle Turgay'larda buluşurdu.

Çok şey becerirdi Turgay: Şiir, deneme, eleştiri yazar, resim çizer, çeviriler yapar; bütün bunların arasında şiddetle bağlama çalar ve sık sık bağlamanın tellerini koparırdı. Ev dışının havasını solumak için yayan yapıldak ya da bisikletle İzmir'i arşınlardı.

Halikarnas Balıkçısı'nınkiler olduğu kadar, Turgay'ın çoğu yazısını da ben tape ederdim. Dahası; çeşitli gazete ve dergilerde çıkmış şiirlerini toparlayıp dosya olarak kendisine verirdim.

Gönenç'lerde misafirleri en çok şaşırtan şey; ikizleri Zeynep ve Aslı'nın yetenekleriydi. Babası, matematik dersleri vererek, “İzmir'in en fazla vergi veren işsizi” ünvanını hak ederken, Aslı ve Zeyno; herkesin doğduğu tarihin hangi güne rasgeldiğini kafadan hesap eder ve bildirirlerdi. Ben bu işin sırrını, İbrahim Zeki Burdurlu'nun “Ebedi Takvim” başlıklı makalesinden öğrendim. Fatoş Gönenç ise, öğreticisi olduğu Kız Sanat Enstitüsü'nün, kuram ile uygulamayı iyi beceren bir Mousa (Sanat Perisi) idi. Hazırladığı duvar takvimleri, bir çok evin duvarını süslerdi.

Şunu diyebilirim: Bazı kırgınlıklar içinde yaşamış olsa bile; kitaplar yazan ve kitabı yazılacak bir kişilikti Turgay Gönenç. Ama aşağıdaki şiire başlık olarak seçtiğim gibi: “SEVDA BİTTİ”

SEVDA BİTTİ

Turgay GÖNENÇ

“Yüzün Senin”den

Sevda bitti

Kısa süren bir güz gibiydi

Ve beklenmedik çağrışımlar yaparak

Sevda bitti

Ardından bir avuç kül

Kızıla dönüşen yaprak

Ölü bir kumrunun külünü bırakarak

Ve külü kendi renginde çoğaltarak

Sevda bitti

Kuşları gibiydi Orhan'ın

Oydu gerçek sureti ve rengi

Sevda bitti

Çoğalan bir gökyüzünde azalarak

Güçlükle seçen bir gözdü belki

Son bakışı içinde çoğalarak

Bir kuş göçüşüyle birleşti

Ve bir türküyü usulca okuyarak

Yanımızdan geçen çocuklar gibiydi

Ama bir ağıta dönüşmeyecek sesi

Sevda bitti

Sokakta evde kıyıda uysaldı kararlıydı bir çizgi gibi

Ve günün eğimine uymayarak

Kırıldı gitti

Ardından soğuk güller

Ve lavanta ölüleri

Bilmediği bir kenti izler gibi

Şaşkın hayran sırılsıklam

Sevda bitti

Ondandır işte sözün kılıç kesildiği

Ve yeni sevdalara yollar açarak