Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimi, partinin kurultay sürecini hedef alan ve siyasi bir hamle olarak değerlendirilen "mutlak butlan" davasına karşı stratejik bir hamleyle yanıt verdi. Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplanan Parti Meclisi (PM), iktidarın yargı üzerinden partiyi yıpratma ve iç tartışmalara sürükleme çabası olarak gördüğü sürece karşı proaktif bir adım atarak yeni kurultay takvimini belirledi. Alınan karara göre, CHP'nin 39. Olağan Kurultayı 28-29-30 Kasım tarihlerinde Ankara Arena Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. Bu kararla birlikte, partinin kurumsal yapısını hedef alan hukuki süreçlerin siyasi sonuçlar doğurmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Parti kurmayları, bu hamlenin "iktidarın, CHP’yi yargı yoluyla tartıştırma çabasını boşa düşürdüğünü" ifade ediyor.
Tugay'dan genel merkeze tam destek
Siyasi gündemin merkezine oturan davalarla ilgili İzmir'den de net bir ses yükseldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, parti içindeki birlik ve bütünlüğe vurgu yaparak Genel Başkan Özgür Özel'e ve genel merkez yönetimine koşulsuz desteklerini bildirdi. Yarın görülecek davanın şahsıyla ilgili olmadığını, asıl hedefin parti tüzel kişiliği olduğunu belirten Tugay, "Partimizde birlik, beraberlik havası var. Genel Başkanımız Özgür Özel’in arkasında hepimiz bütün olarak duruyoruz," dedi. Tugay, olası bir olumsuz kararın veya bu yöndeki girişimlerin kimseye fayda sağlamayacağını, aksine partiyi daha da kenetleyeceğini belirtti. Bu açıklamalar, yerel yönetimlerin de genel merkezle tam bir uyum içinde olduğunu ve hukuki baskılara karşı ortak bir duruş sergileneceğini gözler önüne serdi.
İstanbul göndermesi: Yanlış karar rayına girer
Başkan Cemil Tugay, açıklamalarında en dikkat çekici mesajı ise İstanbul örneği üzerinden verdi. Hukuki süreçlerden parti aleyhine bir sonuç çıkması ihtimaline karşı kararlı bir duruş sergileyen Tugay, 2019'da iptal edilen İstanbul seçimlerini hatırlatarak bunun geçici bir durum olacağını savundu. Halkın iradesinin ve siyasi gerçekliğin eninde sonunda galip geleceğini belirten Tugay, "İstanbul’da olduğu gibi yanlış bir karar alınırsa bir süre sonra o mutlaka rayına girer. Biz bildiğimiz yoldan şaşmayız, neyse doğru odur," diye konuştu. Bu gönderme, yargı kararları ne olursa olsun CHP'nin siyasi mücadelesinden vazgeçmeyeceği ve nihai hakemin millet olduğu mesajını güçlü bir şekilde verdi. Bu sözler, olası bir krize karşı parti tabanına ve kamuoyuna yönelik bir moral ve direnç aşılama amacı taşıyor.
Amaç CHP'yi tartıştırmak: Dördüncü cephe
CHP'de dönen kulislere göre, açılan davaların tamamı siyasi bir arka plana sahip ve asıl amaç, halkın gerçek gündemi olan ekonomik kriz ve hayat pahalılığını unutturarak CHP'yi kendi içinde tartışılan bir konuma getirmek. İktidarın, sahada, genel merkezde ve TBMM'de yürütülen siyasete karşı yargıyı "dördüncü bir cephe" olarak açtığını belirten parti kaynakları, bu hamlelerin CHP'nin kurumsal gücünü bölerek zayıflatmayı hedeflediğini vurguluyor. Ancak parti yönetimi, kurultay kararının bu planı boşa çıkardığı görüşünde. Hukuki sürecin siyasi baskıyla şekillendiği savunulurken, "Ankara'da davaya bakan mahkemenin seyrinin, CHP aleyhine bir sonuç çıkmayacağı beklentisini kuvvetlendirdiği" de kulislerde konuşuluyor. CHP, her koşulda kurumsal kimliğinin ve seçmen desteğinin mevcut yönetimin arkasında olduğunu belirterek, siyasi yol haritasına odaklanmaya devam edeceğinin altını çiziyor.