İyi haberleri de, kötü haberleri de onlardan öğrendik.

Siyah - beyaz tek kanal ile evlerimize konuk oldular.

Türkiye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde olup biten iyi ya da kötü olayları onlar duyurdu hep.

Kimi  yaşama veda etti, kimi sadece ekranlara...

Zafer Cilasun, Jülide Gülizar, İdil Öztamer, Mesut Mertcan, Can Akbel, Tuna Huş, Ülkü Kuranel, Çetin Çeki, Ülkü İmset , Zafer Kiraz, Şengül Karaca, Orhan Ertanhan ve diğer adını burada sayamadığımız TRT spikerleri..

Onlar gelecek yıllarda da, hayatları boyunca o Güzel Türkçe ile konuşmaya ve genç kuşaklara bir şeyler vermeye, Güzel Türkçe için çabalamaya devam ettiler.

Kitaplar yazdılar, anılarını, tecrübelerini paylaştılar.

Deyim yerindeyse ,

Türkçemiz için "militanca" mücadele ettiler.

****

Meslektaşım Ahmet Tulgar yıllar önce şöyle yazmıştı;

"Ses artık hiçbir yerde değilken de saatler boyu, biz onların seslerinin çehresini hatırlıyorduk. Güzel Türkçe’nin gözünü elindeki kâğıttan alıp bize dikmelerindeki o ciddiyeti…

Peter Szendy, Üstdinleme: Casusluğun Estetik Tarihi adlı kitabında sesin ölümlülüğüne dair şöyle diyor: 'Ses fenomen olarak ölümlüdür, ölmesi gerekir, bittiği anda yok olur, artık ‘yok’tur. Sesin doğası ya da doğanın sesi, ölüme dairliği beraberinde taşır, olumlar; sesin bedeni kendi rezonansının sonluluğunu fiziksel bir gerçeklik olarak kendisiyle birlikte iletir. Duyduğumuz her sesin küçük bir ölüm eylemi olduğu bilgisi, insanın varoluşa -ve yok oluşa- dair önemli anahtarlarından biridir.”

****

Aytaç Kardüz...

TRT'nın "Unutulmaz" Haber Spikeri'ydi.

"Şimdi Haberler" diye başlardı bültene.

Kulağa hoş gelen akıcı, etkileyici pırıl pırıl ses tonuna sahipti.

Kusursuz diksiyonu, ölçülü ve naif mimikleri ile gönüllerimizde taht kurmuştu. TRT geleneğinin öncüsüydü!

Kardüz, asil bir zarafete sahipti.

Müthiş bir hayran kitlesi vardı. 

Sadece spiker değil 

dönemin kadınları için de bir "moda" ikonuydu. 

Bir çok kadın onun o gece haber bültenini 

okurken ne giydiğini ya da saçını hangi tarz 

tarattığına dikkat ederdi.

30 yıl TRT'de görev yaptıktan sonra 

emekli olmuş, Urla'ya yerleşmişti.

****

TRT Televizyonu'nun

o güzel sesli muazzam Türkçe'ye hakim

"Altın Kadrosu" bir kişi daha eksildi!

Güzel Türkçe'yi bize bir şölen gibi sunan Aytaç Hanım yok artık.

Tanışmaktan son derece onurlandığım bir dev'di o.

İnanılmaz da mütevazıydı.

TRT 'de uzun yıllar beraber çalıştığı Uğur Dündar Usta ben, üçümüz sık sık biraraya gelirdik.

Onların 1970'li yıllarda tek kanalımızda yaşadıklarını dinlemeye doyamazdım.

"Medyanın Ablası" Ayşenur Arslan'dan bir anekdot;

"TRT’de yıllarca birlikte çalıştık. Son yıllarda çok sık konuştuk, medyanın haline dertlendik. Aytaç Kardüz bir devri simgelerdi o.

12 Eylül sonrası TRT’de 'aman gereksiz fazla mesai ödenmesin' diye gece vakti teftiş olurdu.

Bir subay 'Sen necisin, bu saate ne işin var?' diye Aytaç Kardüz’e de sormuştu ve şu yanıtı almıştı: Ben burada haber sunuyorum, asıl senin ne işin var burada!.."

****

"TRT'nin Güzel Türkçe Bustleri" diye adlandırılan Zafer Cilasun, Jülide Gülizar, Aytaç Kardüz, Can Akbel, Çetin Çeki, Kenan Onuk, Mesut Mertcan, Tuna Huş ,Tamer Durukan...

Bizler,  50 yaş üzeri için  isimleri çok şey ifade ediyordu.

Sunumuyla, bilgi birikimiyle ekrana çok yakışan, meslektaşlarının "TRT Çiçeği" yakıştırması yaptıkları 

Aytaç Kardüz'ün;

ailesine, sevdiklerine, sevenlerine başsağlığı dilerim.

Yüzünü, sesini, dostluğunu asla unutmayacağız.

Onu yüreğimizin sıcaklığında saklayacağız.

Güle güle Aytaç Hanım...