Allah, insana önce akıl sağlığı versin. İnsanın akıl sağlığı bozulunca, insanda absürtlük başlar. Rahmetli Süleyman Demirel'e sormuşlardı: "Türkiye'de hukuk var mı?" Tecrübeli siyasetçi Demirel, şöyle demişti: "Allah insana akıl sağlığı versin. Devleti yönetenler akıl sağlığını kaybettiği için, Türkiye'de hukuksuzluklar diz boyu." Şu hukuksuzluğun geldiği son noktaya bakar mısınız? Şaka gibi! İBB Başkanı İmamoğlu hakkında Fatih Türbesi'nin dışında ellerini arkadan bağladığı için absürt gerekçelerle soruşturma başlatıldı. Ekrem İmamoğlu, İBB seçimi öncesinde defalarca haksızlığa uğramıştı. O her türlü zorluklara rağmen duruşunu hiç bozmadı. Kendisine hakaret edenlere bile daima güler yüzlü, sempatik tavırlarıyla yaklaştı ve gönüllerde taht kurdu. İmamoğlu'nun hiçbir şeye kızmadan sergilediği davranışları, İstanbulluların ilgisini çekmişti. İmamoğlu'nun kazandığı İBB seçimi, hukuksuzluk sonucu iktidarın marifetiyle YSK eliyle iptal edilmişti. İmamoğlu, bu haksızlığa rağmen, bu hukuksuzluğa rağmen istifini hiç bozmadan kollarını yeniden sıvadı, halkın karşısına çıkıp yine o sempatik tavırlarıyla İstanbullulara seslendi: "Şimdi meydanlara iniyorum. Ben bugüne kadar kimsenin hakkını yemedim, kendi hakkımı da kimseye yedirtmem. İstanbul halkının hakkını, hukukunu kimseye gasp ettirmem." dedi. İkinci seçimde, İstanbul halkı, İmamoğlu'na yapılan bu haksızlığa ve hukuksuzluğa sandıkta karşı koydu. Birinci seçimde 13 bin oy farkı varken ikinci seçim 800 yüz bin oy farkıyla uzak ara sonuçlandı. İstanbul halkı İmamoğlu'nu hak ettiği İBB koltuğuna oturttu. Bu seçim, tarihe not düşülecek kadar çok değerli siyasi bir zaferdir. Şimdi gelelim esas konumuza: Geçen yıl, İstanbul'un fethinin yıldönümünde, Fatih Sultan Mehmet'in Fatih Camii'nin bahçesindeki türbesinde yapılan anma töreninde, İmamoğlu, Fatih Türbesi'nin içinde duasını etmiş, Fatih Sultan Mehmet'e olan saygı ve sevgisini göstermişti. Bunun fotoğrafı medyada mevcut. Sonra Ekrem İmamoğlu'nun türbenin bahçesinde ellerinin arkadan bağlı olduğu bir fotoğrafı var. Yandaş medya ve troller, İmamoğlu'nun birinci fotoğrafta dua ederken fotoğrafını görmezden gelirken, ikinci fotoğrafı servis ederek, İmamoğlu'nun Fatih Sultan Mehmet'e saygısızlık etiğini iddia ediyorlar ve suç duyurusunda bulunuyorlar. Sağduyulu olan herkes şimdi sormaz mı? Fatih Sultan Mehmet, bir devri kapatan, yeni bir devri başlatan, tarihe damga vuran bir Sultan ve Han. Hiç aklınız alıyor mu? Kalkacak Ekrem İmamoğlu bu, şahsiyete saygısızlık edecek. Bu, akıl almaz bir iftiradır. Bu, çamur at izi kalsın mantığıdır. Fatih Sultan Mehmet gibi bir Han'ın fethettiği, bir çağın kapanmasına yeni bir çağın başlamasına vesile olan, dünya kenti İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı'na böyle bir yakıştırmada bulunmak, kabul edilir bir şey değil. Bu yakıştırma hem ahlaki değil, hem de vicdani değil. Bu düpedüz bir absürtlüktür. Yani saçmalıktır. Ekrem İmamoğlu, geçen yıl Fatih Sultan Mehmet'in tablosunu Türkiye'ye kazandırmıştı. Bunu ne çabuk unuttunuz? İmamoğlu'nun dediği gibi: "Absürtlük devam ediyor. Milletimiz bu trajik ve komik soruşturmaya kahkahalarla gülüyor." Şimdi aklıma gelmişken buradan Cumhuriyet Savcılarına, İçişleri Bakanlığına ve Mülkiye Müfettişlerine sesleniyorum. Bu ülkenin kurucu lideri, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e yıllardan bu yana binlerce saygısızlık edenlere, hakaret dolu küfür edip söz söyleyenlere, Atatürk'ün heykellerini kırıp dökenlere, ona iftira edenlere hangi soruşturmaları açtınız, hangi cezaları verdiniz? Gören var mı? Milletimizin vicdanı bunları kabul etmez. Tarihimizin seçkin simalarından biri olan Fatih Sultan Mehmet'e saygısızlığı hiçbirimiz kabul etmeyiz. Milletimiz, tarihimize onur katan, şan katan gelmiş geçmiş her şahsiyete saygılıdır. Şimdi kalkmış koskoca dünya kenti İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi çalışkan, alçak gönüllü ve dürüst bir siyasetçiye yakıştırma yapmaya kalkışıyorsunuz ve soruşturma başlatıyorsunuz. Bu tür mesnetsiz iddialarınızın halkta karşılığı asla yoktur. İktidardakiler, çantada keklik gördüğü Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerini kaybedince belli ki o şaşkınlıklarını hâlâ üzerlerinden atamamışlar. Son yerel seçimlerde yolları tıkandı, halkımız onların yoluna taş koymuş oldu. Şimdi o yenilginin acısını devlet gücüyle çıkarmaya çalışıyorlar. CHP'li Belediye Başkanı olmak zor iş... Bu devirde CHP'li bir belediye başkanı olmak dünyanın belki en zor işlerinden biri. Devlet gücü, CHP'li belediyelerin başında Demokles'in kılıcı gibi... Son söz: Bilim dünyasının egemenleri, İsviçre'nin Bern kentinde yerin yüz metre altında, protonları ve nötronları ışık hızının üzerindeki bir hızla çarpıştırarak, evrenin sırrını çözmeye çalışırken; siz hâlâ 21.yüzyılda "Absürt" işlerle toplumu meşgul etmeye devam edin!..