Türkiye’de ilk tanzim satış mağazalarından biri de İzmir’de kuruldu. Hatta tanzim satıştan başlayarak şirketleşen ve uzun yıllar ayakta duran mağazacılık modelinde de İzmir tektir.

İhsan Alyanak döneminde karaborsaya düşmüş, zor bulunan temel tüketim mallarını uygun fiyatla halka sunmak için kurulan TANSA’lar sonra Burhan Özfatura’nın büyükşehir belediye başkanı olduğu yıllarda şirketleştirilerek TANSAŞ’lara dönüştürüldü.

Tam o dönemlerde çömez bir basın danışmanıydı bendeniz.

Hoş tevellüt ortaya çıkacak ama tanzim satış fikrini adım adım izleme tecrübesi de o günlerden gelir. Tanzim satış mağazaları Tansa’ları belediye şirketi TANSAŞ yapmanın öncelikli iki amacı vardı. Kolay yer tahsisi ve bir süre sonra kendi ayakları üzerine rekabet edebilme gücü yaratmak.

Öyle de oldu. TANSAŞ’lar baş döndürücü hızla çoğaldı. Başlarda mercimek, pirinç, şeker, yağı her yerden daha ucuza satan TANSAŞ zamanla her türlü ithal malın, çikolatının, hediyelik eşyanın satıldığı mağazalar haline geldi.

Ona rağmen çok tutuldu, çok sevildi.

Bizler de neredeyse günde 15 saat çalışır, şikayet etmezdik. Hep anlatırım, rüyasında TANSAŞ’ların kapanacağını görüp ağlayarak uyanan sevgi pıtırcığı bir basın danışmanıydım.

Bu atmosferi benim için yaratan daha üniversite öğrencisiyken nitelikli iş bulmam kadar İzmir halkının TANSAŞ’lara ilgisi teveccühüydü. Mağaza açmak bir yarıştı.

Zamanla TANSAŞ’ların kuruluş fikrinin dışına çıktığını, bir belediye kuruluşu olarak uzun soluklu rekabetin mümkün olmadığını yine Burhan Özfatura gördü.

***

30 yıl geçti

Evladını satmak gibi gelse de Özfatura mağazaları o dönem Doğuş Grubu’na sattı. Ardından el değiştirmeler geldi ve olay tümüyle bitti, sayısı 200’ü aşan mağazalar klasik perakende mağazacılığa dönüştü. Hoş tanzim satış yani aracısız doğrudan halka satış iddiası çoktan bitmişti.

Alın size Tansa macerası.

Devletçi politika adım adım serbest piyasaya yenildi.

Şimdi 30 kusur yıl sonra, aynı formül önümüze çözüm olarak sunuluyor.

Peki bu fikirden tümüyle vazgeçilsin mi?

Tarım politikalarını günü birlik hale getir, üreticiyi üretimden soğut, maliyetlerin uçmasını izle, kooperatifçiliğe komünizm de uzak dur, tarımda ithalatı olağan politika olarak gör, uzun yıllar kendi çiftçini değil yabancı çiftçiyi ithalat yoluyla destekle sonra çözüm tanzim satış dersen halk bu kadarına da kanmaz.

Ama yine de gündem hazır bu noktaya gelmişken Tansa’lar için yapılacak bir başka çalışma var; örnek yine İzmir’den.

Çiftcim Market

Yaklaşık üç yıl önce sadece üretim kooperatifleri ürünlerinin satışa sunulduğu Çiftçim Market oluşturuldu. Ege kooperatiflerinin yanı sıra Türkiye’den de markalaşan kooperatif ürünleri satışa sunuluyor.

Tarım Bakanlığı projeye doğrudan destek veriyor. Tarım İl Müdürlüğü’nün yer tahsisi yaptığı Çiftçim Markete İzmirliler uzak noktalardan geliyor.

Çiftçim Market yaşayan en güzel örnektir.

TANSA’lar ancak yer tahsisleri gerçekleştirilerek kooperatiflerin gücünün birleştiği, çizgisinden sapmayacak bir organizasyon ile piyasada denge unsuru oluşturabilir. Yoksa tuvalet kağıdı ile başlayıp ithal çikolataya kadar uzanır iş.

Plansız üretim ve tarımın diğer kronik sorunlarını görmezden gelerek derme çatma kurulan tanzim satışlarla çözüm değil ancak kaos yaratılır.

Ama yine de umutlu olalım.

Her şerde vardır bir hayır.

Belki bu garabet uygulama İzmir’deki formüle dönüştürülürse, Türkiye, sadece kooperatif ürünlerinin satılacağı, örgütlü üreticinin destekleneceği sağlıklı bir modele nihayet kavuşabilir.