Milli ve yerli… Son yıllarda siyasetçisinden tutun, spor camiasın her kademesine kadar ağızlarda hayli çiğnendi bu deyim… Hele bizim süper futbol ligimizin yabancılarla tıka basa dolu olmasından yakınanlar EURO 2020 grup maçlarına Milli Takımımızın tamamen yerli futbolculardan oluşması sebebiyle sevinmiş, 20 Haziran 2021 tarihini “milat” olarak işaret etmişti…

Peki bu nasıl bir tespit ve dilekti? O gece, Bakü’de İsveç’le “Ya tutarsa!” kabilinde bir maçımız vardı. Grubumuzda yerli ve milli takımımız önce İtalyanlara 3-0, Galler’e de 2-0 yenilmişti. Yani bir mucize (!) bekleniyordu o gece! Ne oldu? İsveç’ten de 3 gol yiyince umutlar gelecek baharlara kaldı! Pardon, yediğimiz toplam 8 gole karşın bir tek “yerli gol” atabilmiştik!..

Ertesi gün 21 Haziran 2021; yılın “en uzun gününde” Milli Takımımızı ve de Milli Takımımızın

yerli teknik adamı Şenol Güneş’i konuştuk…

Sanırım 2000-2008 yıllarında TRT-1’ de Bizim Evin Halleri adlı duygusal komedi ve dram türündeki Türk televizyon dizisini izlemiştik. TRT-1 Spor kanalımız EURO 2020’nin yayıncı kuruluşu olarak ne tesadüftür ki, bu dizi gibi bize “Bizim Yerli ve Milli Takımımızın Halleri”ni izletmez mi?

Anlayacağınız, “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur"a döndü bu iş ! Yani, çok çalışmamıza karşın verimli ve yararlı olmuyor anlamında kınama veya eleştiri için kullanılan bir durum oluştu !..

Maç gecesi sporseverlerden bana gelen mesajların haddi hesabı yoktu. Futbola, futbolcularımıza, takımlarımıza maddi-manevi desteği olan dostum İbrahim Yüncü’nün şu mesajı ilgimi çekti: “İsviçre maçı ile sadece futbol değil, teknik ve taktik olarak da çağın gerisinde bir futbol oynadığımızı gördük. Üç maçta 8 Gol yedik, sadece 1 gol atabildik. ÖNERİM; Milli takım futbolcu kaynağını Süper Lig'den sağlayamayacak ise ligimizin adını EOYFL olarak değiştirsek, hiç olmazsa milli duygularımız törpülenmez ! EOYFL açılımı emekli olmuş yabancı futbolcular ligi!..”

***

Benim tabirimle futbolumuzun “ikiz kuleleri” Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) ve Türkiye Futbol Adamları Derneği'nin (TÜRFAD) İzmir Şube Başkanları olan değerli dostlarım Dr. Şaban Acarbay ile Bahri Vreskala ile üç maçı da telekonferans kurarak izledik. 540 kahır dakikası sonunda ortak bir söz söyledik: Maalesef olmadı…

İtalya, Galler ve İsveç’ten toplam olarak 8 gol yedik, atabildiğimiz gol sayısı ise sadece 1’di. Pek çok kişi bunu İtalya’nın 60 milyon, Galler’in 3.5 milyon, İsveç’in 8.5 milyon, Türkiye’nin ise 84 milyon nüfusa sahip olduğunu belirterek yorumlar yaptı! Ancak futbolda başarı maalesef nüfusa göre olmuyor…

Değerli dostlarım Dr. Şaban Acarbay ile Bahri Vreskala'nın da dediği gibi, bu bir “kutsal görevdir” ve de başarı için çok çalışmak, profesyonelce düşünmek, görevi benimsemek ve yapılan görevin hakkını vermek gerekiyor…

SONUÇ VE ÖNERİLER

Son sözü, “Geleceğe bakmalıyız” diyen Bahri Vreska’ya bırakıyorum: “Bu karşılaşmada takımımızdaki futbolcularda öz güven kaybını gördük. Teknik heyetin bundan bir ders çıkarması gerekiyor. Başarı için kısaca değindiğim konuları çok iyi analiz etmeleri ve buna göre bir yol izlemeleri gerekiyor. Şöyle ki;

*Yabancı futbolcu sayısı takımda en çok 3 veya dört , sahada müsabaka kadrosunda en çok iki yabancı futbolcu olmalıdır. Bunun yanında da alt yapıdan en az iki genç futbolcuya müsabaka kadrosunda yer verilmelidir.

*Büyük Atatürk’ün Vatanımızı emanet ettiği gençlerimize gereken ilgi gösterilmeli, değer ve destek verilmelidir.

*Yurt dışında doğan gençlerimizin Milli müsabakalar  hazırlıklarında daha fazla beraber olma imkanları sağlanmalıdır.

*Türkiye Futbol Federasyonu “günü kurtarma” değil, geleceğe emin adımlarla gidilecek programları belirlemeli ve uygulamalıdır.

*Sık sık teknik direktör değişimine gidilmemelidir.

*Tüm takımlarımız örneğin, kendini kanıtlamış Altınordu FK. modelinin uygulamalıdır.

*Ciddi bir “futbol devrimi” yapılmalı, takımlarımızı ağır borç yüküne sokan ama hiçbir sorumluluğu olmayan yöneticilerin sorumluluğu olacak “kanun” acele çıkarılmalıdır.

*Kulüplerimizi sömüren “menajerlik sistemi” kaldırılmalı, transferler kulüp bünyesinde kurulacak öz verili, dürüst 'transfer komitesi' tarafından yapılması sağlanmalıdır.

*Kulüpler Birliği Vakfı gibi kurumların TFF’ ye müdahaleleri önlenmeli, seçimle iş başına gelen özerk TFF’nin kararlarına saygı duyulmalıdır…

***

Değerli okurlarım, yabancı futbolcular konusunda en sıkıntılı olan Fenerbahçe’nin Başkanı Ali Koç’un, “30 yaşın üzerindeki yabancı futbolcuların çöplüğü haline geldik” benzetmesi bile yukarıda anlatmaya çalıştığım kangren olmuş yarayı masaya yatırmamıza bir vesile olur inşallah…