Haberi okuduğumda geçmiş günlere gittim. Jandarmalar, polisler büyük bir şovla belediye binasına giriyorlardı. Ardından başkan dahil makımında oturan kişileri kelepçeyle otomobile bindiriyorlardı. Sabahın erken saatleri olmasına karşın operasyonun tek karesi bile atlanmıyor, fotoğraflar, görüntüler basına servis ediliyordu. O zaman Yeni Asır Televizyonundaydım. “Burada bir terslik var. Hiçbir personel böyle götürülmez” diye dil döktüğüm çok oldu. Ne yazık ki derdimi anlatamadım. Kraldan çok kralcı arkadaşlar, “Vardır bir şey” diyorlardı da başka bir şey demiyorlardı. Haklı tarafları şuydu; o güne kadar devletin hiç bir operasyonu bu derece boş çıkmamıştı.

Devran döndü ve anlaşıldı ki bu tür operasyonları, FETÖ denilen, halen de pek çözülemeyen bir örgüt yapmış. Yüzlerce yılla yargılanan insanlar şimdi normal hayatlarına dönerken, onlar çareyi ülkeyi terketmekte buldu. Yakalananlar da cezalarını çekiyor.

Habere gelince...

İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube ekipleri Buca Belediyesi ihalelerinde yolsuzluk tespit etmiş. Ardından da suça ortak oldukları şüphesiyle 15 kişi hakkında gözaltı kararı almış, 11'ini de yakalamış... Diğer dördü de aranıyor.

Bunların içinde belediye personeli var, paravan şirket kurdukları öne sürülen insanlar var.

İddiaya göre ihaleye fesat karıştırarak devleti 17.5 milyon lira zarara uğratmışlar. Para bizim paramız. İddalar doğruysa çeksinler cezalarını... Biz kılı kırk yararak geçineceğiz, onlar soygunla krallar gibi yaşayacak.

Oh ne ala...

Böyle bir şey yapmışlar mıdır? İhtimal yapmışlardır. Çünkü Türkiye olarak bu konuda sicilimiz ne yazık ki bozuk.

Burada en önemli şey, iddiaların asılsız çıkma ihtimalinin de dikkate alınması... Çünkü insanlar suçluluğu ispatlanana kadar suçsuzdur ilkesi, evrensel hukukun temel ilkesidir.

İşte bence emniyetin bu önemli faktörü dikkate alarak, yakaladığı kişileri deşifre etmeden yargının önüne çıkarması lazım.

Yoksa yapılan hatanın telafisinin çok zor olduğunu yaşayarak gördük.

Ne insanlar suçsuz yere acılar çektiler.

Aynı şeyi bir daha yaşamanın alemi yok.

En büyük güvencemiz olması gereken polis teşkilatımız da umarım bu konuda çok hassastır.