İzmir, kuraklık kabusuyla boğuşmaya devam ediyor. Beklenen sonbahar yağmurlarının bir türlü gelmemesi, kente içme suyu sağlayan barajlardaki durumu alarm seviyesine taşıdı. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) tarafından 31 Ekim 2025 tarihinde açıklanan son baraj doluluk oranları, tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi. Geçen yıl bu zamanlar %14,34 olan kentin ana can damarı Tahtalı Barajı'ndaki aktif doluluk oranı, bu yıl %1,77'ye kadar gerileyerek tarihi bir dip seviyesini gördü. Bu korkutucu tablo, yaz aylarında başlayan planlı gece kesintilerinin 15 Kasım'a kadar uzatılmasını kaçınılmaz kıldı.
Barajlar can çekişiyor: Balçova ve Gördes kurudu
İZSU'nun paylaştığı veriler, su krizinin sadece Tahtalı ile sınırlı olmadığını, kentin tüm su kaynaklarını tehdit ettiğini ortaya koyuyor. En şok edici tablo, Balçova ve Gördes barajlarında yaşanıyor. Her iki barajın da kullanılabilir su hacmi sıfırı gösterirken, aktif doluluk oranları %0,00 olarak kayıtlara geçti. Bu, iki önemli kaynağın tamamen devre dışı kaldığı anlamına geliyor.
Kentin diğer barajlarında da durum farksız değil. Geçen yıl %13,51 doluluk oranına sahip olan Balçova'nın kuruması, özellikle güneydeki ilçeler için büyük bir risk oluşturuyor. Çeşme yarımadasının sigortası olan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nda doluluk oranı %8,45'ten %0,05'e, Ürkmez Barajı'nda ise %9,49'dan %3,70'e düştü. Nispeten daha iyi durumda görünen Güzelhisar Barajı'nda bile doluluk, geçen yılki %65,90 seviyesinden %46,86'ya gerilemiş durumda. Rakamlar, İzmir'in su rezervlerinin geçen yıla kıyasla adeta eridiğini kanıtlıyor.
Rakamlarla tehlikenin boyutu
Doluluk oranlarının ötesinde, barajlardaki mevcut su hacmi de tehlikenin büyüklüğünü daha net anlatıyor. Geçen yıl 31 Ekim'de Tahtalı Barajı'nda 41 milyon metreküp kullanılabilir su bulunurken, bugün bu rakam sadece 5 milyon metreküpe düşmüş durumda. Yani, kentin ana su kaynağının deposunda, geçen yılın sadece sekizde biri kadar su kalmış. Benzer şekilde, geçen yıl 956 bin metreküp kullanılabilir suyu olan Balçova Barajı'nda bugün tek bir damla dahi kullanılabilir su bulunmuyor. Bu rakamlar, İZSU'nun neden kesinti kararını uzattığını ve neden tasarruf çağrılarını en üst perdeden yinelediğini açıkça ortaya koyuyor.
Kesintiler neden uzatıldı?
İZSU Su Kurulu, mevcut tablo karşısında, yaz başında alınan ve iki günde bir gece saatlerinde uygulanan dönüşümlü kesinti programını 15 Kasım'a kadar uzatma kararı aldı. Bu karar, barajlardaki suyun kritik seviyenin altına düşmesini engellemek ve mevcut rezervi en verimli şekilde kullanarak kış aylarına ulaşmayı hedefliyor. Yetkililer, kesintilerin bir tercih değil, kenti daha büyük ve uzun süreli bir susuzluktan korumak için alınmış zorunlu bir tedbir olduğunun altını çiziyor. Eğer beklenen yağışlar önümüzdeki haftalarda da gelmezse, kesintilerin süresinin ve kapsamının yeniden değerlendirilebileceği belirtiliyor.
Gözler gökyüzünde, sorumluluk musluklarda
İzmir'in su kaderi, önümüzdeki haftalarda Ege Bölgesi'ni etkileyecek yağış sistemlerine bağlı. Ancak meteorolojik tahminler belirsizliğini korurken, tek çözüm yolu bireysel ve toplumsal su tasarrufu bilincini en üst seviyeye çıkarmaktan geçiyor. İZSU, her bir vatandaşın su tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmesi gerektiğini, en ufak bir israfın bile milyonlarca metreküplük kayba yol açabileceğini vurguluyor. İzmir, bir yandan umutla gökyüzüne bakarken, diğer yandan musluklardaki her damlanın hesabını yapmak zorunda olduğu kritik bir dönemeçten geçiyor.