Haber/ Levent ARIÖZ

Korona virüs sebebiyle dünyada hayat durdu. Spor da nasibini alan sektörlerden biri oldu. Toplu olarak faaliyet gösteren bir uğraş olduğu için de tekrar normalleşme sürecine geçmek, diğer iş kollarına göre daha geç olacağa benziyor. Salgın sebebiyle kapanan spor salonları sonrası Türkiye'deki 20.000 kayıtlı spor merkezindeki 150 bin spor eğitmeni ve binlerce spor salonu personeli işsiz kaldı. Çoğu gençlerden oluşan antrenörlerin buyük kısma da dernek statüsündeki spor kulüplerinde sigortasız çalıştığı için, devletin kısa süreli işsizlik ödeneğinden faydalanamıyor. Maddi olarak büyük zorluk yaşıyor. Ayrıca sadece aidatlarla geçinen spor salonları, pandemi sonrası kepenk kapattı ve biriken kira gelirleri, faturalar ve vergileri ödeyemez durumda bulunuyor. Değil genç antrenörlerin maaşını ödemek, giderlerini bile karşılamakta zorlanıyorlar. Türkiye'nin sporda yaşadığı bu arapsaçı durumu değerlendiren Kick Boks İzmir İl Temsilcisi, Wushu Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Başkanı, Ege Spor Kulüpleri Birliği Platformu kurucusu ve Fight Acedemy Spor Kulübü Başkanı İsam Akgül konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.

1000 Eğitmen mağdur

İzmir'de bireysel sporlarla uğraşan 50 bin kişinin bulunduğunu, spor salonlarında eğitim veren antenör sayısının ise bine yakın olduğunu dile getiren Akgül, " İzmir, Türkiye'nin en aktif spor şehirlerinden bir tanesi. Müsabık seviyesinde yüksek sporcu sayısına sahip. Dövüş sporlarında aktif olarak yükseliş vardı. Her köşe başında, birçok sokakta ve mahallede spor kulüplerinin olduğu ve her yaş grubunun katılabildiği, çocukların branşlaştığı spor merkezleri bulunmaktadır. Gençlerin önemli bir kısmı yüksek ücretli spor okullarına gidemediği için, birçok çocuk ücretsiz ya da düşük meblağlarda kullanabilecekleri spor salonlarında sporla tanışmaktadır. Ancak korona virüs sonrası yaşanan karantina dönemi tüm aktiviteleri sekteye uğrattı. Yarınımızın ne olacağını bilmediğimiz bir süreç yaşıyoruz. Kulüpleri kimsenin anmadığını görüyoruz. Antrenörler ne yer ne içer sorulmuyor. Antrenörlere bir an evvel destek verilmeli. Antrenör yoksa spor kulüplerini kuramazsınız. Sporu bırakırlarsa, çocuklar yetişmezse, tüm sistem bozulur. Kulübü oluşturacak hoca bulamayız. Gençleri, salonlara ciddi şekilde teşvik etmek gerekir. Korona virüs dolayısıyla insanların içine korku girmiştir. Tekrar ilgiyi çekmek için bir çaba gerekecek. Zaten amatör branşlarda salon sporlarıyla uğraşanlar para kazanamazken, bir de karantina dönemi sonrası ilgiyi spora çekmek zorlaşacaktır. Devlet tarafından teşvik görülmezse, kimse önünü göremez ve ciddi sıkıntıların oluşması muhakkaktır" dedi.

2021'de antrenör kalmaz

"Sporcular, ailelerinden mental destek alamıyor" diyen İsam Akgül, "Anne ve babalarımız bizi hiç bir zaman bizi spor yapma konusunda desteklememiştir. Spor, Türkiye'de aileler ve devlet tarafından gereksiz gibi görülür. Ama ülkenin bireyini oluşturan sağlıklı bireylerdir. Sporcuların ailelerini de mental olarak eğitmek gerekir. Sporcular ailelerinden spor kültürü alamıyorsa onları kazanmak adına, spor salonlarına teşvik etmek gerekir. Ama sporcu, şampiyon olduğu halde yeterli maddi destek alamazsa, devamını getiremez ve sporu bırakır. Federasyonlarımız maddi olarak büyük sıkıntı içinde. Sporculara ekonomik yardımda bulunacak durumda değiller. Spor kulüpleri, aidat sistemiyle ayakta kalır vaziyette. Birçok kulüp kapandı. Devletten istediğimiz en önemli destek, kira bedeli, elektrik, su başta olmak üzere faturalar ve diğer giderleri gözönünde bulundurarak bir yardım projesi hazırlaması. Eğer ki bir çalışma yapılmazsa, 2021 yılında spor antrenörü bulamayız. O antrenörlerin bir çoğunu pazarda limon satarken, inşaatlarda çalışırken görürüz" diye konuştu.

Lisanslı sporcu sayısına göre destek verilmeli

Spor antrenörlerinin kendi girişimci ruhlarıyla, aldıkları alaylı eğitimlerle antrenörlük belgesi aldıklarını kaydeden İsam Akgül, " Antrenörlerin yüzde 90'ının dernek statüsündeki kulüplerde çalıştığından sigortaları bulunmuyor. İşkur'dan kısa çalışma ödeneği alma hakları yok. Emeklerinin karşılığını, bağlı bulundukları dernekten çıkan bir ödenek karşılığı alıyorlar. Bu kişi de gidip hakkını arayamıyor. Evde çocuklarıyla aç kalıyor. Bir yakınına borçlanıyor. Birileri antrenörlerin feryadını duymalı. Türk sporu büyük sıkıntı içine girebilir. Sporun temel taşları olan spor salonlarında böyle devam ederse alttan sporcu yetişememe tehlikesi mevcut. Antrenörleri korumak gerekiyor. Dükkan sahipleri, kulüplerin anahtarlarını elinden almadan, ülke olarak sahip çıkmamız gerekir. Devletimize güveniyoruz. Kulüplere karşılıksız destekler gelebilir. Bu insanlar ülke gençliğine hizmet ediyor. Gençliği uyuşturucu başta olmak üzere kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıyorlar. Bu antrenörler olmasa, her köşe başında madde satan, uyuşturucu pazarlayan insanları göreceğiz. Biz bunlara vatan sevgisi, bayrak sevgisi aşılıyoruz. Antrenörler adına söylüyorum. Her kulübün geliri-gideri nedir, çıkardığı milli sporcuya, lisanslı sporcu sayısına göre devlet tarafından destek gördüğü takdirde Türk sporu geleceğine umutla bakabilir" ifadelerini kullandı.

Türkiye Spor Salonları Platformu'ndan Çağrı

Türkiye Spor Salonları Platformu(TSSP) da korona virüs önlemleri çerçevesinde faaliyetleri durdurulan iş yerlerinin kira ve fatura giderleriyle ilgili yasal düzenleme talep etti. TSSP Başkanı Nihat Güler, 16 Mart 2020’de yayınlanmış olan İçişleri Bakanlığı genelgesiyle geçici süreyle faaliyeti durdurulan spor salonlarının faaliyeti olmamasına rağmen, masraflarının devam ettiğini söyledi. Güler, "Spor salonlarımız metrekare olarak büyük yerler olduklarından dolayı kira bedellerimiz oldukça yüksektir (ayrıca, kira, stopaj, faturalar, tabela ve reklam vergileri, çevre temizlik vergileri). 16 Mart 2020 tarihinden beri Türkiye genelinde 20 binin üzerinde spor salonu işletmecisi esnaf, sıfır gelir ile hayatına devam etmeye ve devam eden masraflarla baş etmeye çalışmaktadır" dedi.

Koruma altına alınmalı

"Mülk sahipleri ve kamu kurumları ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz" diyen Güler, "Şu an itibariyle tüm spor salonu esnafları 2 aylık kira borcu ile beraber aynı zamanda stopaj ve diğer vergi kalemlerine borçlanmış bulunmaktadır. Kira ve diğer giderlerle ilgili yasal düzenleme talep ediyoruz. Spor salonlarının, spor kulüplerinin ve stüdyolarının katma değerli işletmeler olduğunu, spor kamuoyunun dinamiklerini oluşturduğumuzu, madalyalar kazanarak ülke tanıtımına yüksek derecede katkıda bulunduğumuzu, sağlıklı toplum oluşumundaki katkımızı ve gençleri kötü alışkanlıklardan korunmasındaki önleyici kuruluşlar olduğumuz gerçeğini tüm kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sunuyorum. Covid-19 pandemisi sonrasında bu çalışmalarımızı devam ettirebilmemiz için sektörümüzün en az zararla korumaya alınması gerektiğini ayrıca belirtmek isterim" ifadelerini kullandı.

Üyelikler donduruldu

Aileleriyle birlikte 300 bin spor çalışanının yaşanan kriz döneminden etkilendiğini kaydeden Nihat Güler, "Spor kulüpleri dernek olduklarından bankalardan kredi alamıyor. Şu dönemde geçici olarak rahatlayacak çözümler bulamıyor. Biz platform olarak, 20 milletvekili, Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve kaymakamlıklarla görüşüp antrenörlerin, spor kulüplerinin hayatlarına devam etmesini sağlayacak projeler üretmeye çalışıyoruz. Biz, spor salonlarımıza üye olan sporseverlerin korona virüs döneminde üyeliklerini donduruyoruz. Devletimizde bizim gibi bir hassas sektörü bizim yaptığımız uygulama gibi koruma altına alması gerekiyor. Sosyal mesafe kuralından dolayı en son faaliyete başlayacak sektör spor olduğundan üstümüze çok büyük yük binecek. Bir koruma kalkanıyla, yetkili merciilerden çıkacak bir kararnameyle hepimiz rahatlarız, mağdur durumda kalmayız. Muhakkak bir yasal formül çıkmalı" cümlelerini kullandı.