Son dönemde İzmir'den yetişip yıldızı parlayan en önemli teknik direktörlerden biri olan Yalçın Koşukavak, Türk futbolunda yaşanan sorunların çözümünü, modern taktikleri ve İzmir futbolunun gidişatını 9 Eylül Gazetesi'ne değerlendirdi

Teknik direktör camiası yıllardır 1 elin parmağını geçmeyecek futbol aktörlerinin elinde bulunuyor. Kulüplerimiz kısır döngü halinde, adını ezberlediğimiz hocalara takımlarını emanet ederken, son dönemde yeni nesil hocalar büyük bir hızla Türk futbolunda bayrağı devralmaya geliyor. Yeni Malatyaspor'da Erol Bulut, Sivasspor'da Hakan Keleş, Hatayspor'da İlhan Palut gibi yeni jenerasyon antrenörler kabuklarını kırıp, sahaya koyduğu yeniliklerle adından söz ettirirken bir İzmirli futbol adamı istikrarlı yükselişle alkışı hakediyor. Altyapısından yetiştiği Altay'ın uzun yıllar kalesini koruyan, antrönürlük kariyerinde uzun dönem Reha Kapsal'ın yardımcılığını yapan, ardından birinci adam olarak İstanbulspor'da kazandığı şampiyonluk ve oynattığı modern futbolla beğeni toplayan Yalçın Koşukavak, ezbercilikten çok modern futbolu takip edip kendini yenilemesiyle ülkedeki bir çok çalıştırıcıdan ayrılıyor. 2015-18 yılları arasında İstanbulspor'da 2. Lig şampiyonluğu yaşayan, ardından bu sezona Gazişehir Gaziantep'te başladıktan 8 hafta sonra takımdan ayrılan Koşukavak, şu aralar hem İzmir'deki ailesiyle zaman geçiriyor hem de 4 yıllık aralıksız çalışma hayatının ardından, bir yandan dinlenip, diğer taraftan modern futbolun yeniliklerini takip ederek kendine yatırım yapıyor.

Marcelo Bielsa'yı izleyecek

Fırsat buldukça, Avrupa liglerindeki maçları yerinde takip ettiğini ifade eden Yalçın Koşukavak, "

Gazişehir'den ayrıldıktan sonra bir çok kulüp benimle ilgilendi. 3.5 sezondur aralıksız çalışıyorum. 5 aylık dinlenme döneminde, psikolojik ve fiziksel olarak dinlenip, bu dönemde dünya futbolunun yakından takip etme fırsatım oluyor. Yurtdışından maçlar dışında ülke içindeki karşılaşmaları izlemeye gidiyorum. Ayrıca yardımcımı 10 Nisan'da Galler'de düzenlenecek Manchester City ve Barcelona ekibinin analiz seminerine yollayacağım. Daha sonra da teknik direktörlük melekelerini çok beğendiğim Arjantinli futbol adamı Marcelo Bielsa'nın çalıştırdığı Leeds United kulübünün antrenmanlarını 10 gün boyunca izleteceğim. Aldığımız bilgiler doğrultusunda, öğrendiğimiz yenilikleri nasıl Türkiye ligine uyarlayabilirizin çıkarımlarını yapacağız" dedi.

Dünya futbolu karma taktiklere gidiyor

Futbolun sadece saha içinde oynanmadığını, bilimsel çalışmaların ve modern sistemleri takip etmenin oldukça önemli olduğunu dile getiren Koşukavak, "Dünya futbolunda moda olan anlayışlar sürekli değişiyor. Portekizli çalıştırıcı Jose Mourinho daha çok rakipleri kontrol edip savunma ağırlıklı futbol oynatıyordu. Maalesef şu anda onun dönemi bitti. Aynı oyunu benimseyen Atletico Madrid de eskisi gibi başarılı olamıyor. "Tiki taka" futbolu olarak bilinen topu sahip olma oyununu benimseyen Barcelona da zaman zaman zorlanıyor. O yüzden bir takımın sadece tek ana oyunu olmamalı. Rakibe göre değişiklik gösteren yapılar olmalı. İyi bir takımınız var diyorsanız sahada gelişen reaksiyonlara anında yanıt vermelisiniz. Karma taktiklerle oynama becerisini ekibinize yerleştirmeniz gerekiyor. Sahanının içinde değişen senaryolar var. Liverpool'un Alman antrenörü Jurgen Klopp, Borussia Dortmund'u çalıştırdığı dönem sadece hücum pres anlayışını temel prensibi olarak sahaya yansıtırken, şimdi Liverpool'da daha çok topa sahip oluyor. Pep Guardiola, Barcelona'daki ilk döneminde topa sahip olma anlaşıyından ödün vermiyordu. Baktı kontrataklardan çok gol kalesinde görmeye başladı. Bir panzehir geliştirdi. Topu kaybettiği yerde 4 saniye kuralı koyup, hızla topu kazanmak istedi. Ardından Bayern Münih'te futboluna yeni özellikler kattı. 3 sezondur Manchester City'de ise mükemmeli yakalamaya çalışıyor" cümlelerini kullandı.

 

İdmanları kayıt altına alıyorum

Antrenman bilimine verdiği önemi "İdmanda prova yapıyoruz, maç günü sahneye çıkıyoruz" diyerek özetleyen 1972 doğumlu teknik adam, "Türkiye'de oyuncular idmandan sıkılıyor. Sizi sorguluyor. 15 dakika toplantıya dayanamıyor. Sadece 90 dakikalık maçı analiz etmek yetmez. İdmanlarımı uzun süredir kayıt altına alıyorum. Antrenmanları izleyip, ekrandan gördüklerimin geri bildirimlerini not ediyorum. Hangi futbolcu şut çalışmasından kaçmış, kaçı kondisyondan kaytarmış görebiliyorum. Bir çok takımın idmanları maça hizmet etmiyor. Ben maçtan enstantaneleri idmanda uyguluyorum. Ne kadar çok tekrar edersek, sonuca gitmemiz o kadar kolaylaşır. Temel prensibimiz çalışmak ve meyvesini almak" diye konuştu.

Sorun yabancı sınırı değil, futbol sahası

Türk futbolu olarak kısır döngülerle uğraştıklarını ve yabancı kuralının gündemi boş yere meşgul ettiğinin altını çizen Yalçın Koşukavak, "Yabancı sayısı sınırlıyken Mehmet Aurelio'yu Türk yaptık. Yine böyle devşirmelerle karşı karşıya kalabiliriz. Aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar bekliyoruz. Daha kökten çözümler bulmalıyız. Üretemediğimiz ve tabana inemediğimiz sürece sorunu çözemeyiz. Tüm okulları gezelim, hepsinin bahçesinde basket sahası vardır. Ama çok da zor değil 20'ye 20 futbol sahası yapmak. Betonlaşan şehirlerimizde zaten sokak futbolumuz yok oldu. Mahalledeki çocukların ücretsiz oynayabileceği bir yer yok. Ayrıca altyapı antrenörü yetersizliğimiz ve tesis problemimiz var. Aynıca yeni yapılan statlardaki şu eksikliği dile getirmek istiyorum. Şehir dışına Cilal İbo'nun Perili koşkü gibi stat yapıyoruz. Devasa otoparklar yapıyoruz ama iki tane yan saha ekleyemiyoruz. Gelsin alt lig takımları, amatörler maç yapsın. Şaşalı statlarımız sadece 15 günde bir aktif durumda. Diğer günler kuş uşmaz kervan geçmez vaziyette. Mesele yabancı sınırı değil. Finlandiya, İzlanda farklı çözümler arıyorsa, biz de eğitimde yeniliklere imza atmamız gerekiyor" dedi.

Zeki'yle gurur duyuyorum

İstanbulspor'dan öğrencisi Zeki Çelik'in sezon başında transfer olduğu Lille'de harika işler yaptığını ve kendisini keşfeden isim olarak büyük gurur duyduğunu belirten başarılı teknik adam, "Zeki'nin dışında sol bek Tuncer Aksu'yla da Lille ön protokole imza atmış ve sezon sonu Fransa'ya gitme durumu var. Genç oyuncu hem sizin bugününüzü hem yarınınızı kurtarır. Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale yükselen Ajax 21 yaş ortalamasıyla bu işi başardı. Avrupa'nın en genç nüfusuna sahipken, en yaşlı ligine sahibiz. Bu normal mi? İstatistikler ne yapamadığımızı gösteriyor. Zeki Çelik'i İstanbulspor'a transfer ettiğimde onu kimse tanımıyordu.

Türk kulüplerinin haberi yoktu

Geçen sezon Karabük'le Türkiye Kupası maçı oynamıştık. Lille'in gözlemcisi Zeki'yi izlemeye geldi. Bende o gün oyuncumu 3'lü savunmada oynatmıştım. Maçtan sonra gözlemçi yanıma geldi ve "Ben onu sağ bek biliyordum. Sen sağ stoper oynattın" dedi. Ben de seni 1 hafta misafir edelim. Haftaya Adana deplasmanına gel orada sağ bekte görevlendireceğimi söyledim. Sonra Adana'da Zeki'yi izledi ve transfer gerçekleşti. Benim için gurur gerici bir şey. Türkiye'deki önemli kulüplerin Zeki'den haberi yokken, bir Fransız ekibi geldi onu transfer etti. İşte en büyük sorunlarımızdan biri de oyuncu izleme sistemimizin yetersizliği ve önümüzdeki yetenekleri göremememiz" dedi.

Sadece stat değil iyi takım da inşa edilmeli

İzmir kulüplerini yakından takip ettiği ifade eden Yalçın Koşukavak, " İyi bir Altaylıyım. Hem Altay altyapısından yetiştim. Hem de tribünlerden gelmeyim. Uzun süre ekonomik sıkıntı çeken siyah beyazlıların 3. Lig'e kadar düşmesi, ardından Başkan Özgür Ekmekçioğlu'nun taşın altına elini sokmasıyla, 2 şampiyonluk yaşandı. Herkesin emeğine sağlık. İzmir'in Süper Lig'deki tek temsilcisi Göztepe'yi kümede kalma yarışı içinde diğer takımlardan daha avantajlı görüyorum. Mehmet Sepil başkanın sahiplenici yapısı ve taraftarın gücüyle bu sıkıntıyı atlatacaklardır. Bu sıkıntılı süreci test etmek Göztepe'yi önümüzdeki sezon daha iyi bir planlama yapmaya iter. Uzun yıllar çalıştığım Karşıyaka'nın yaşadığı ekonomik sıkıntıların geleceği önceden belliydi. Karşıyaka'daki mesaimde bu gidişat doğru değil demiştim. Şimdiki duruma bakınca 3. Lig'deler. Şimdi gündemimiz yeni statlar. Umarım yeni mabedlerimize kavuşuruz ve sadece yeni statlar değil iyi takımlar da inşa ederiz" cümlelerini kullandı.