Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçen ender otizmli sporculardan biri olan 2003 doğumlu Tuna Tunca, 6480 metreyi kulaçlayarak inanılmazı başardı. Tuna'nın annesi Gül Nur Tunca, otizme farkındalığı artırmak için çeşitli projelere imza atmak istediklerini söyledi.

LEVENTÇanakkale Rotary Kulübü'nün düzenlediği 32. Çanakkale Boğazı yüzme yarışmalarına İzmirli bir sporcu damga vurdu. Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçen ender otizmli sporculardan biri olan 2003 doğumlu Tuna Tunca, 6480 metreyi kulaçlayarak inanılmazı başardı. Antrenörü Mert Onaran'ın eşliğinde Eceabat'tan denize atlayan Tuna, 57 dakikada Anadolu Yakası'ndaki Çimenlik Kalesi'nde parkurunu tamamladı. Anne Gül Nur Tunca, bu seneki düzenlenen yarışta, boğazı geçen tek otizmli sporcunun Tuna olduğunu belirterek, "9 Engelli sporcu arasından ikinci oldu. Birinciliği ampute yüzücüsü kazandı. 625 yarışmacı içinden oğlum 122. oldu. Genel toplamda lider olan 44 dakikada boğazı geçti. Tuna ise 57 dakikada. İlk açık su deneyimini yaşayan biri için harika bir derece" ifadelerini kullandı.


Kendini bulduğu yer su


3 yaşında yüzmeyle tanışan Tuna'nın kendini ifade edebildiği yer su. İlk büyük havuz deneyiminde Tuna'nın kendilerini çok şaşırttığını belirten anne Tunca, "Suyu görür görmez kolluksuz havuza attı. Önce korktuk ama bir baktık kulaçlayarak karşıya geçiyor. Kendini en iyi hissettiği yer havuz, deniz. Yüzebildiği her yer. Otizmlilerin ilgilerini çeken alanlar kısıtlı. Yakaladıkları zaman ise sıkı sıkıya sarılıyorlar ve ıskalama şansları yok. Bir konuya çok iyi odaklanıyorlar ve Tuna'nın da hayatı suyun içinde" ifadelerini kullandı. Başarılı sporcunun, havuzda bir çok bölge derecesi olduğunun altını çizen Gül Nur Tunca, "Son dönemde açık suya ağırlık verdik. Çanakkale'de yakaladığımız başarı bizi çok motive etti. Güzelbahçe'de yaşıyoruz ve denizde idmanlarımızı kendi sahilimizde yapıyoruz. Urla'da TSYD'nin havuzunda ve MEV Koleji'nde yüzüyoruz" dedi.

Kelebekte önü açık


Yüzme stili olarak serbest dalda yarışan Tuna, kelebekte çok daha hızlı bir ilerleme kaydetti. Anne Tunca, serbest çalıştığımız zamana kıyasla, kelebekte derecelerinin kısa zamanda yükseldiğini kaydederek, "Kelebek yüzerken kendini daha mutlu hissediyor. Sanki kelebekte iyi dereceler alacak izlenimi veriyor. Tabi Tuna'yı sadece sporda değil akademik alanda da geliştirmeye gayret ediyoruz. Otizm doğuştan gelen bir rahatsızlık ve ömür boyu devam ediyor. Doğru bir eğitimle toplumla sosyalleşebilirler. Devlet ayda özel eğitim ödeneği için ayda sadece 8 ders ödemesi yapıyor. Gelişmiş ülkelerde standardı haftada 40 saat. Biz özel dersler ekleyerek Tuna'nın eksiklerini kapatıp, hayata kazandırmaya çalışıyoruz" diye konuştu.


Nevvar Salih İşgören'de okuyacak


Eğitimini bu zamana kadar normal liselerde devam ettiren Tuna, kaynaştırma bireysel eğitim programı kapsamında, liseyi Nevvar Salih İşgören Lisesi'nde okuyacak. Ülkemizde otizmli insanlara karşı geçtiğimiz yıllara göre farkındalığın arttığının altını çizen anne Tunca, "Tuna'ya ilkokul ararken, yaşadığım zorlukları düşününce, şimdi lise sürecinde engellerin azaldığını gördüm. Sivil toplum kuruluşlarının çabası, bu bilinçlenmede çok etkili. Bir de otizmli sayısında hızla artış var. Tuna tanı aldığında 150 çocukta birken, şimdi otizmli çocuk sayısı 55'te 1'e düşmüş durumda. Artık herkesin çevresinde bir otizmli var. Çaba harcadığınızda, doğru insanlarla çalıştığınızda bizim çocuklarımız da yapabilirin mesajını vermek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Konteynerlere ilgisi var


Tuna'nın limanlara, denize ayrı bir ilgisi olduğunu söyleyen anne Gül Nur Tunca, "Alsancak'tan geçerken mutlaka aracımızı limana yanaştırmamızı ister. Gemileri, konteynerleri, forkliftlei izler.
Ayrıca müzikle çok ilgilidir. Rock müziği çok sever. MFÖ'den "Senin hatırına katlanıyorum", Duman'dan "Senden daha güzel", Teoman'dan, "Öyle sarhoş olsam ki" ye bayılır. Yabancı gruplardan Santana ve ACDC'yi dinler" diye konuştu.

Mert Hoca'yı görünce gözlerinin içi gülüyor


Antrenörü Mert Onaran'la çok sıkı bir ilişkisi olduğunu ifade eden Tunca, "Onu görünce gözlerinin içi gülüyor. Direktiflerini harfiyen yerine getiriyor. Çanakkale Boğazı'nı geçtikten sonra da bizim motivasyonumuz arttı. Birşeyler başarabildiğini gördük. Otizmli bireylere emek harcadığınızda her alanda ilerledikleri çok net" dedi. Yüzmeye ilk başladığında acaba Tuna kazanmaktan, kaybetmekten bir şey anlar mı diye kaygılandıklarını ifade eden Tunca, "Madalya almanın kıymetli bir durum olduğunu hisseder mi ikilemindeydik. Ancak yarışmacı olarak 3. yılımız ve Tuna çok motive. Kazanmaktan, başarmaktan dolayı çok mutlu. Otizmlilerin her alanda başarılı olabileceklerini oğlum kanıtladı" cümlelerini kullandı.

Ağır travmalar yaşıyoruz


Özel çocuğu olan anne, babaların Türkiye'de çok ağır travmalar yaşadığını hatırlatan Tunca, "Ötekileştiriyorsunuz. Bir an önce bu durumun aşılıp, toplumu bilgilendirmek lazım. Ben bu konuyu kendime misyon edinmiş durumdayım. Özellikle Tuna'nın sınıf arkadaşlarının, öğretmenlerinin konuyla ilgili bilgilendirilmesi, bilinçlenmesiyle ilgili çalışmalar yapıyorum. Şöyle bir tespitim var. Otizmli ve normal çocukları sınıfta, parkta yalnız bıraktığınızda sorun yok. Bir şekilde aynı dili konuşuyorlar. İşin içine büyükler girince olmuyor. Koruma içgüdüsü ortaya çıkıyor. Anne, babaların eğitilmesi, bilinçlendirilmesi gerekiyor" ifadelerinde bulundu.

Yarışmadaki yetkili emin misiniz dedi


Çanakkale Boğazı'nı geçme yarışlarında Tuna'nın yüzeceğini öğrenince yetkililerin kuşkuyla baktığını söyleyen Anne Tunca, "Bize, Çanakkale zor bir maraton. Emin misiniz dediler. Mert Hocamız tamam deyince benim de içim ferahladı, yetkililer de kabul ettiler. Eceabat'a feribotla tek başına gitti. Ben karşı tarafta bekledim. Geldiğini görünce, "Bu benim oğlum" diye bağırdım. Ayrıca yüzerken kulacını suya sert vuruyor ve çok ses çıkartıyor. Sesinin yakınlaştığını duyunca çok duygulandım ve ikinci olduğunu öğrenince dünyalar benim oldu" dedi.


Göbek bağını Melbourne'e bıraktık


Mesleği İngilizce Öğretmenliği olan, ayrıca yurtdışı eğitim danışmanlığı yaparak, öğrencileri uluslararası okullara yerleştiren Anne Gül Nur Tunca, tamamen oğluna odaklanarak işi ikinci planda bıraktı. Tuna doğduktan sonra ilginç bir anısını şöyle paylaşan Tunca, "Tuna'nın göbek bağını Melbourne Üniversitesi'nin bahçesine gömdüm. Avustralya'ya giderken çok sıkı kontrol vardır. Göbek bağı hafif kurumuştu ve bana bunu sorarlarsa ne diye anlatabilrim diye tedirgindim. Neyse ki ülkeye giriş yaptım ve bahçeye bağı gömdüm. Avsustralya'nın yüzücüleri meşhurdur ve kısmet ki oğlum çok iyi bir yüzücü oldu" diye konuştu.

Otizme dikkat çekmek istiyoruz


Otizme dikkat çekmek için çeşitli projelere açık olduklarının altını çizen Tunca, "İlk açık su denememizden iyi bir sonuç aldık. Havuzda da bir çok bölge derecemiz var. Tuna'nın içinde olduğu farkındalık organizasyonlarına katılıp, otizme dikkat çekmek istiyoruz. İzmir'deki, Türkiye'deki gönüllülere çağrıda bulunuyoruz.