Siyah beyazlıların Hırvat futbolcusu Adnan Aganovic, çocukluğundan beri Aga lakabıyla anıldığını ve İzmir ekibinde de aynı hitapla anıldığını söyledi, "Takımımızın başarısına katkıda bulunarak bu lakaba yakışır performans sergileyeceğim" dedi.

LEVENTMiograd Jesic başta olmak üzere geçmişte bir çok Yugoslav futbolcuyla başarıdan başarıya koşan Altay, bu yıl da Balkanlar'dan gelen bir yeteneğe formayı teslim etti. Bu sezon siyah beyazlıların 10 numarasını teslim alan Hırvat Adnan Aganovic, ligdeki 8 maçın tamamında forma giyip orta sahanın yeni oyun kurucusu oldu. Ailesi Boşnak olan 31 yaşındaki futbolcu, kültürlerin yakın olması sebebiyle İzmir'e ve Altay'a çabuk uyum sağladığını ifade etti. Çocukluğundan beri soyadından dolayı kendisine Aga lakabı takıldığını belirten deneyimli oyuncu, siyah beyazlı takım arkadaşları tarafından da aynı hitap şekliyle anıldığını söyledi. Köklerinin Boşnak olmasından dolayı kendini yarı Türk olarak ifade eden Aganovic, Dünya Kupası'nda final oynayan Hırvatistan'ın başarısındaki sırrı, bir dönem top koşturduğu Hagi'nin takımı Vitorul'da efsane futbolcuyla yaşadığı anıları ve Altay'ın hedeflerini 9 Eylül Gazetesi'yle şöyle paylaştı:


Devreyi ilk 5'te bitiririz


"Altay'a transfer olduğumdan beri kulüpte çok güzel bir atmosfer var. Yeni kurulan takımların başlangıcı zor olur ve iniş çıkışlar yaşarlar. Şu an zor bir dönemeçten geçiyoruz. Sancılı süreci en iyi şekilde atlattığımızda tekrar çıkışa geçeceğiz. Tahminim devre arasında kadar ilk 5'in içinde bitireceğiz. İlk haftalarda güçlü takımlarla oynadık ve devrenin sonuna dek görece düşük dereceli ekiplerle karşılaşacağız. Vites arttırıp üst sıralara yükseleceğimize inanıyorum. Bizi deplasmanlarda bile yalnız bırakmayan Altay taraftarı için kenetleneceğiz."


1.Lig'de fiziksel savaş var


"Kariyerimde Güney Kıbrıs, Romanya, Hırvatistan ve Yunanistan'da Süper Lig seviyesinde forma giydim. İlk kez bir alt ligdeyim. Umarım Altay'la Süper Lig'e çıkıp künyeme bu halkayı da eklerim.
Spor Toto 1. Lig fiziksel savaşın olduğu bir arena. Taktik olarak daha iyi liglerde oynamıştım. Ama burada insan vücudunu ortaya koyuyor."

Yarı Türküm


"Ben Hırvatistan'da doğdum. Ailem Bosnalı ve müslümanım. Hırvatistan'da doğup büyümüş olsam da annem ve babamdan Boşnak kültürünü alarak yetiştim. Türkiye'ye alışmam da bu sebepten kolay oldu. Kendimi yarı Türk olarak hissediyorum. Yediğimiz yemekler, alışkanlıklarımız aynı. İzmir'deki börekler Bosna'daki kadar lezzetli. Ama hamur işleri fazla yiyemiyorum. Kilo almamak için kendime dikkat etmem gerekli."

Hırvatlar sporla yatıp kalkıyor


"Hırvatistan büyük bir ülke değil. Sadece 4 milyonuz. Bu kadar az insanın olduğu yerde büyük yeteneklerin çıkmasına ve Dünya Kupası finaline çıkmamız herkesi şaşırtıyor. Biz spora aşık bir coğrafyadayız. Gencinden, yaşlısına herkes spor yapıyor ve her yerde bir tesis var. Futbol sahaları, basketbol potaları, atletizm pistlerinde insanlar hünerlerini sergiliyor. Ben de gençliğimde milli oyuncular Badelj ve Modric'e karşı oynadım. Ve onlara rakip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum."

Hagi ikinci babam


"Romanya'da Hagi'nin takımı Vitoorul Constanta'da forma giydim. Türk futbolunun da unutumadığı o efsane isimden inanılmaz tecrübeler edindim. Onunla çalıştığım zamanların her saniyesini hatırlıyorum. Hagi'yle aynı pozisyonda oynadığımızdan topa nasıl daha falsolu vurulmasını, daha çevik çalımlar atılmasını, futbolun tüm püf noktalarını bana anlattı ve kendimi 28 yaşından sonra inanılmaz geliştirdiğimi söyleyebilirim. Bana çok yakındı ve ona ikinci babam diyebilirim."

Altı yaşında futbola başladı


"6.5 yaşında futbola başladım. Genlerimizde futbola düşkünlük var ve o topu küçük yaşımdan beri hiç bırakmadım. Babam ve akrabalarımdan sporla ilgilenen oldu ama bir tek ben profesyonel olarak devam ediyorum. Soyadımdan dolayı çocukluktan beri bana "Aga" diye seslenirler. Burada da ağa kelimesinin de çok kullanıldığını duydum ve bana anlamını anlattılar. Mert, babacan ve lider vasıflı olan insanlara Aga denilirmiş. Ben de o halde Altay'ın "Aga"sıyım ve Altay taraftarı bana güvensin. Futbolcu arkadaşlarımızla birlikte Süper Lig'e çıkmak için vargücümüzle çalışacağız."

Tutkum bilardo


Futbol dışında satranç ve bilardonun bir türü olan "snooker" oynamayı severim. Hatta "Snooker" Avrupa Şampiyonası'na izleyici olarak katıldım. Profesyonel olarak oynamadım ama çok ilgiliyim. Belki futbolu bıraktığımda bu sporla daha çok ilgilenirim.