Süper Lig’ te “derbi maçlar” renkli olduğu kadar çok önemlidir… Gerek spor heyecanı, gerekse maddi getirisi çok yüksektir…

İstanbul’un üç büyükleri “marka değerini”  derbi maçlarda adeta darphane gibi durmadan para basar (!) geleceklerinin planını çok rahat yaparlar. Özellikle yabancı teknik adam ve şöhretli futbolcuların iştahını kabartmakla kalmaz, ülkemizi de “ballı alıcılar” arasına sokarlar (!) Dolayısı ile ülkemizdeki spor tesisleri ve ünlü stat projelerini gerçekleştirerek birçok uluslararası organizasyona ev sahipliği yaparak spor turizminin de nimetlerinden yararlanmasına yol açarlar…

Tabii ki, ülkeler arasındaki bazı anlaşmazlıkların, ufukta görünen muhtemel savaşların da önüne geçip, “dostluk köprülerinin” de kurulmasını da sağlarlar…

İzmir, geçmişte bu heyecanı maddi ve manevi olarak yaşadı…  Hatta Altay’ı, Göztepe’ si  ile bu Faktörüçok iyi kullanıp sesini yurtdışına kadar duyurmasını bildi… Yani İzmir’i spor dünyasının “marka şehirleri” arasına soktular… Hele Altınordu’muz, Altay karşısında “Galip sayılır bu yolda mağlup” dedirterek

gelecek sezona süper lige yakışacak takım profilini çizmedi mi? Karşıyaka ve İzmirspor’umuz da gelecek derbilerin adayları olmayı hak ettiler…

***

Atalarımız ne söylemişse doğru söylemiş…

Bir elin nesi var?  Bu soruya verilen şahane ve büyüleyici cevapta şu: İki elin sesi var…

Göztepe, İzmir’in şanlı- şöhretli “tek eli” idi… Altay’ ın süper lige dönüşü ile şimdi bu sözün ne kadar önemli olduğunu bu sezon çok iyi anlayacağız… Ve de iki elin sesinden sonra sıra “Çok sesliliğe” gele

cek… Evet, Altınordu, Karşıyaka, İzmirspor’ umuz da süper lige geldiğinde bu çok sesle yine Avrupa kapıları İzmir’ e açılacak; İdealler de gerçekleşecek…

***

Büyük Altay’ın, Büyük Mustafa’sı ile Siyah- Beyazlı camianın amansız takibi ve desteği ile “mutlu sona” ulaştığı bir gerçek.  Altay takımı futbolcusu, yöneticisi, teknik adamları ile bu camiaya bakalım nasıl bir karşılık verecek? Bu soruyu Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmir Şube Başkanı değerli dostum Bahri Vreskala’ ya da sordum. İşte görüşleri: “18 yıllık aradan sonra nihayet Büyük Altay, Büyük Mustafa ile hakkı olan yere, SÜPER LİGE’ e yükseldi. Futbol’ un ilk oynandığı yer olan İzmir’de büyük bir heyecan ve sevinç yaşattı. Bana göre bu güzel başarı ile Büyük Altay, taraftarlarına İzmir’imize borcunu ödedi. Şimdi sıra taraftarlar da ve İzmir’ li futbolseverlerde…

Süper Lig’in adı daha önce Birinci Lig idi ve bu Ligde beş futbol takımı Altay, Altınordu, İzmirspor, Göztepe, Karşıyaka mücadele ediyordu. Ne yazık ki, daha sonra, futbolun beşiği İzmir’de kötü yönetim, ekonomik sıkıntılar vefasızlık nedeniyle beş takımımızdan bazıları alt liglere, hatta amatör kümeye düştüler. Son zamanlara kadar Süper Ligde maalesef İzmirli takım yoktu. Bu nedenle İzmirli futbol severler şampiyonluk mücadelesi veren kulüpleri izlemekten mahrum kaldılar. Öz verili ve bilgili çalışmalar sonunda önce Göztepe, ardından da bu sezon Büyük Altay Süper Lige yükseldiler. Bu durum İzmir için büyük bir şans ve her açıdan avantajdır. Tüm İzmirli sporseverlerin, İzmirlilerin bunu bilmesi ve takımlarına sahip çıkması gerekiyor. Başarı ve şampiyonluklar, yönetim, teknik heyet, taraftarların ve futbolseverlerin birlikte olmalarıyla kazanılır. Karşılaşmalarda seyirci faktörü çok önemlidir. Bu nedenle İzmirli sporseverler,  takım seçiminde önce İzmir, daha sonra İzmir dışındaki takımları tercih etmelidir. (Sadece İzmir takımlarını desteklemeleri daha önemli ve anlamlıdır) Şu anda İzmirli sporseverlere, hangi takımı tutuyorsunuz? diye sorulduğunda % 85 civarında , İzmir dışındaki takımlardan birinin ismini vermektedirler! Bu İzmir futbolu ve İzmir için çok acı bir sonuçtur. İnsanlar tercihlerinde özgürdürler; ancak bilinmelidir ki,  İzmir dışında tuttukları takımları İzmir’de seyretmek istiyorlarsa, önce İzmir takımlarını tutmaları ve desteklemeleri gerekmektedir. Eğer Süper Lig’de İzmir takımı yoksa sevdikleri ve tuttukları takımı İzmir’de göremeyecekler. Bu hususun aileler, eğitimciler ve sporseverler tarafından çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren öğretilmesi, anlatılması gerekir. Tüm spor severlerin  bu hususa önem vermeleri İzmir’in ve de kendilerinin menfaatinedir…

Görevim sırasında , Türkiye Futbol Federasyonu tarafından üç büyükler diye anılan İstanbul takımlarından birine başka bir şehirde oynama ceza verildiğinde, bizzat Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının arayarak, bu karşılaşmanın İzmir’e verilmesi için ısrarla ricada bulunuyordum. Çünkü İzmir’in Süper Lig’de takımı yoktu, dolayısıyla İzmirli futbol severler üç büyük takımdan birinin karşılaşmasını izlemekten mahrumdu. Bu mahrumiyet sadece futbolseverler için değil aynı zamanda İzmir ekonomisi içinde geçerli idi. Zira 70 bin kişilik Atatürk Stadyumunun dolması İzmirli esnafın, taksilerin vb. işlerinin artması demekti. İşte bu nedenle İzmirlilerin önce İzmir takımlarını tutmaları çok önemlidir…

Dileğim odur ki, hayatını 60 yıldır spora adamış bir İzmirli olarak, resmi ve özel görevlerimde çok sayıda yabancı sporcu ve futbolcuya “HAYIR“ diyerek karşı çıkan, bu konuyu her platformda dile getiren, mücadele eden bir spor adamı olarak, Büyük Altay’ın Altınordu Futbol Takımı gibi tamamen kendi alt yapısında yetişmiş gençlerimiz ile  veya kadrosunda en çok iki yabancı futbolcuya yer vererek Süper Lig’ de başarılı olması ve bu önemli uygulamanın da diğer kulüplerimize örnek olmasıdır.

Bundan sonra İzmirli futbolseverlere , spor severlere tüm İzmirlilere güzide futbol takımlarımızı seyretme imkanını sağlayan, İzmir’in ekonomisine, tanıtımına katkıda bulunulmasına vesile olan, emeği geçen,  Büyük Mustafa’yı Çeşme’den İzmir’e, Altay’a getiren, futbolumuza kazandıran,  gerçek Altaylı rahmetli Prof. Dr. Orhan Cura’ ya , Büyük Mustafa’ya , Başkan Özgür Ekmekçioğlu’na ve Yönetim Kuruluna , Süper Lig’e yükselerek İzmir’imizin uzun yıllar süren özlemine son veren 107  yıllık çınarımız, olan BÜYÜK ALTAY  HOŞ GELDİN Sonsuz teşekkürler…”