GENEL

Sosyal medyada hakarete yeni fren: Kolay kazanç dönemi bitiyor

Meclis gündemindeki 11. Yargı Paketi ile sosyal medyada hakaret davalarında ezber bozuluyor. Uzlaştırma yolu kapatılarak, dosyalar üzerinden astronomik paralar kazanan bazı avukatlar ve arabulucuların kurduğu “haksız kazanç düzeni”nin sona erdirilmesi hedefleniyor. Paket, aynı zamanda telif dosyaları ve düğün videosundan şarkı söyleyen vatandaşa kesilen fatura gibi örneklerle tartışılan telif pazarını da yeniden gündeme taşıdı.

Abone Ol

Meclis’e sunulan 11. Yargı Paketi, dijital ortamda işlenen hakaret suçu için köklü bir değişiklik öngörüyor. Düzenlemeyle, sosyal medya üzerinden hakaret edenler artık otomatik olarak uzlaştırma masasının tarafı olmayacak, bu suçlar doğrudan ön ödeme kapsamına alınacak. Böylece, “sana dava açıldı, sicilin bozulmasın, şu kadar para öde, dosyayı kapatalım” diyerek uzlaşma sürecini kazanç kapısına çeviren pratiklerin önü kesilmeye çalışılıyor.​

Adalet Bakan Yardımcısı Niyazi Acar, milletvekillerine yaptığı sunumda, bazı avukatların bu dosyalar üzerinden adeta bir “sektör” oluşturduğunu anlattı. Acar’ın aktardığına göre, şüphelilere “sicilinde suç görünmesin, ileride iş bulmanda sorun olmasın, belli bir bedel öde, uzlaşalım” baskısı yapılarak, dosya başına yüksek meblağlar talep ediliyor.​

On binlerce dosyada uzlaştırma parası döndü

Adalet Komisyonu’na iletilen verilere göre, son iki yılda sanal ortamda hakaret başlığıyla açılan soruşturma sayısı 534 bini aştı. Bu dosyaların önemli bir bölümü takipsizlik kararıyla kapanırken, on binlercesi davaya dönüştü ve binlerce dosyada mahkûmiyet, HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) ya da beraat kararları verildi.​

Asıl tartışma ise akıbeti “uzlaşma” ile sonuçlanan dosyalarda yoğunlaştı. Pek çok olayda mağdur adına hareket eden avukatların, şüphelilere uzlaştırma sürecinde yüksek para talepleri yönelttiği, bu yolla ciddi bir haksız kazanç alanı açıldığı ifade ediliyor. Yargı paketinin amacı, bu suç tipini ön ödeme rejimine çekerek, “dosya başı pazarlığı”nı devreden çıkarmak.​

Kamu görevlisine hakarette rakamlar ürkütüyor

Sosyal ağlar üzerinden kamu görevlisine hakaret dosyaları da dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda. Yalnızca bir yıl içinde on binlerce soruşturma, binlerce kamu davası açıldığı; bunların hem yargı sistemini meşgul ettiği hem de iş yükünü artırdığı aktarılıyor.​

Yüz yüze işlenen klasik hakaret suçlarıyla birlikte düşünüldüğünde, toplam dava sayısının yüz binlerle ifade edilmesi, “klavye başında yazılan bir cümlenin” ne kadar ağır bir yasal süreci tetikleyebildiğini gösteriyor. Bu nedenle, yeni düzenlemeyle hem yargının nefes alması hem de “dosya üzerinden kazanç” anlayışının törpülenmesi hedefleniyor.

Telif dosyaları yeni kazanç kapısı oldu

Yargı paketi tartışılırken, benzer bir “sektörleşme”nin telif alanında da oluştuğu örneklerle gündeme geliyor. Özellikle sosyal medyada video paylaşan yurttaşların, kullandıkları film sahnesi veya müzikler nedeniyle Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefetten soruşturma geçirmesi, ardından telif ücreti talepleriyle karşı karşıya kalması dikkat çekiyor.​

Adana’da bir şoför olan Ali Çapar’ın, başrollerini ünlü oyuncuların paylaştığı bir filmden sahneleri sosyal medya hesabında paylaşmasının ardından kendini savcılıkta bulması, bu tabloya örnek gösteriliyor. Çapar, videolardan hiçbir gelir elde etmediğini, sadece “eğlence amaçlı” paylaştığını, olası telif bedellerini ödeyebilecek maddi gücü bulunmadığını dile getiriyor.​

Düğün videosundan 300 bin liralık fatura iddiası

Bir başka çarpıcı örnek ise İzmir’de yaşandı. Konservatuvar mezunu genç bir çiftin, düğünlerinde sevdikleri bir şarkıyı söyleyip bu görüntüleri sosyal medyada paylaşmaları, başlarına ummadıkları bir hukuki süreç açtı. Çiftin seslendirdiği eserin sahibi olan sanatçının, görüntüler yayılınca şikâyetçi olduğu ve uzlaşma sürecinde yüz binlerce liralık telif talebinde bulunulduğu iddia edildi.​

Genç çift, paylaşımın ilk günlerinde şarkının sahibinden adeta “tebrik” niteliğinde emojiler geldiğini, hatta “hakkını helal et, izinsiz söyledik” yorumlarına olumlu yanıt aldıklarını anlatıyor. Ancak kısa süre sonra soruşturma ihtimaliyle karşı karşıya kaldıklarını, kendilerine iletilen uzlaşma talebinin ise hayatları boyunca bir arada görmedikleri kadar yüksek bir meblağ olduğunu belirtiyorlar.​

Amaç yargıyı rahatlatmak, vatandaşı korumak

Hem hakaret hem de telif dosyalarındaki bu örnekler, “hukukun korunması gereken hakkı mı, yoksa para için kullanılan bir enstrüman mı olduğu” sorusunu yeniden gündeme getirdi. Meclis’teki yeni paket, en azından sosyal medya hakaretleri için bu tartışmanın bir kısmına nokta koymayı amaçlıyor; uzlaştırma üzerinden kurulan ticari ilişkiyi kesip, vatandaşı “dosya pazarlığı baskısı”ndan uzaklaştırmayı hedefliyor.​

Eleştiriler ve öneriler çerçevesinde şekillenecek 11. Yargı Paketi, yasalaştığında özellikle online hakaret ve ilgili tazminat–ceza dengesinde yeni bir sayfa açacak. Sistem, bir yandan ifade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki çizgiyi korumaya, diğer yandan da bu çizgi üzerinden kurulan haksız kazanç düzeneklerini geriletmeye çalışacak.