GENEL

Siyasette casusluk depremi: CHP'den ilk tepki geldi

Siyasi yasak kararı sonrası Silivri'de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkında "casusluk" suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlatıldı. Aynı soruşturma kapsamında gazeteci Merdan Yanardağ'ın da gözaltına alınması, muhalefet tarafından "yargı sopasıyla siyaseti dizayn etme girişimi" olarak nitelendirildi. CHP'den gelen ilk tepkide, "Bu ülkede eleştirmek suç, düşünmek casusluk sayılır hale geldi" denildi.

Abone Ol

Türkiye, güne siyaset ve medya dünyasını sarsan bir operasyon haberiyle başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında, halihazırda Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "casusluk" suçlamasıyla şüpheli olarak dosyaya eklendiği ortaya çıktı. Siyasi kulisleri hareketlendiren bu gelişmeyle eş zamanlı olarak, TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Merdan Yanardağ da sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. İmamoğlu ve Yanardağ'ın aynı dosya kapsamında hedef alınması, muhalefet kanadında büyük bir şok ve tepkiyle karşılandı.

İmamoğlu ve yanardağ aynı dosyada

Soruşturmanın detaylarına ilişkin sızan ilk bilgiler, iddiaların ciddiyetini gözler önüne seriyor. Dosyanın içeriği tam olarak bilinmese de, hem halkın oylarıyla seçilmiş ve partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmiş bir siyasetçinin hem de tanınmış bir gazetecinin "casusluk" gibi ağır bir suçlamayla ilişkilendirilmesi, hukuki sürecin siyasi boyutunu ön plana çıkardı. Muhalefet partileri, bu hamlenin yaklaşan seçimler öncesinde en güçlü adaylardan biri olan İmamoğlu'nu saf dışı bırakma ve eleştirel basını susturma amacı taşıyan koordineli bir operasyon olduğunu öne sürüyor. Gözaltına alınan Merdan Yanardağ'ın emniyetteki işlemleri sürerken, avukatları suçlamaların mesnetsiz olduğunu ve gazetecilik faaliyetlerinin hedef alındığını belirtiyor.

Chp'den ilk ve en sert tepki

Haberin duyulmasının ardından CHP kanadından ilk resmi tepki, partinin Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut'tan geldi. Sosyal medya hesabı üzerinden sert bir açıklama yapan Bulut, yaşananları "gerçeklik duygusunu kaybetmiş bir ülke manzarası" olarak tanımladı. Bulut, iktidarın gerçeklerle yüzleşmek yerine paranoyalarla ülkeyi yönettiğini savunarak, sürecin hukuki temelden yoksun olduğunu ve tamamen siyasi saiklerle yürütüldüğünü iddia etti. Bu açıklama, CHP'nin süreci en üst perdeden takip edeceğinin ve siyasi olarak karşılık vereceğinin ilk işareti olarak yorumlandı.

'Eleştirmek suç, düşünmek casusluk oldu'

CHP'li Burhanettin Bulut'un açıklaması, muhalefetin olaya bakış açısını net bir şekilde özetledi. İktidarı ve yargıyı hedef alan Bulut, şunları kaydetti: "Bir yanda halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanı, diğer yanda gazetecilik görevini yapan bir basın mensubu… Bu ülkede eleştirmek, seçim kazanmak 'suç', haber yapmak 'ihanet', düşünmek 'casusluk' sayılır hale geldi." Bu sözler, muhalif seslerin sistematik olarak baskı altına alınmaya çalışıldığı ve temel hak ve özgürlüklerin keyfi suçlamalarla ortadan kaldırıldığı eleştirilerini yeniden alevlendirdi. Bulut, yaşanan trajedinin, muhalefeti sindirme ve tek sesli bir toplum yaratma arzusunun bir sonucu olduğunu belirtti.

Hukuk mu, siyasi operasyon mu?

Ekrem İmamoğlu hakkında daha önce verilen siyasi yasak kararının ardından gelen bu yeni "casusluk" soruşturması, Türkiye'de hukuk ve siyaset arasındaki gerilimli ilişkiyi bir kez daha gözler önüne serdi. Hukukçular, casusluk suçlamasının somut delillere dayanması gerektiğini ve siyasi figürlere yönelik bu tür ağır ithamların toplumsal kutuplaşmayı derinleştireceği uyarısında bulunuyor. Muhalefet cephesi, bu operasyonun, iktidarın yargıyı bir "sopa" olarak kullanarak siyasi rakiplerini tasfiye etme stratejisinin yeni bir adımı olduğunu savunuyor. Soruşturmanın önümüzdeki günlerde nasıl bir seyir izleyeceği ve siyasetin gündemini ne yönde etkileyeceği merakla bekleniyor.