Adam; kıyı bandında şirin bir Anadolu beldesinde yaşıyor. Müteahhit; ana muhalefet partisinin de delegesi. Yıllarca belediye başkanlığını kazanmış partisi. Bu seçimlerde partisi kaybedecek gibi görünüyor. Yani; seçim riskli! Ne yapıyor; kazanma olasılığı yüksek partinin saflarına geçiyor hemen. Belediye meclis üyeliği talebiyle!..

***

Adam yılların CHP'lisi. Partide her kademede görev yapmış. İtibar görmüş anlayacağınız. Sonra...

Yolları ayırmış, başlamış diğer partileri dolaşmaya. Gömlek değiştiriyor sanki. En son iktidar partisinde karar kılmış. Şimdi belediye başkan adayı! Kişiliksizlik, ilkesizlik dizboyu, 

ihanete de "tam meyillilik"... Ben yoksam CHP de yok (!)

***

Adam, profesyonel partili. Rant nerede, o da orada. Komisyonculuk, aracılık, iş takibi... Ne istersen var... Lafa geldi mi CHP'liliği, Atatürkçülüğü, sosyal demokratlığı kimseye bırakmıyor. 

Yüz kızartıcı suçlardan da defalarca adliyeyi mesken tutmuş... Ama surat kösele... İktidar sözcüleri, partisinin içinde bulunduğu ittifaka "Zillet" diyor; bir kere sesi çıkmıyor. Derdi başka; "ikballe parselasyon" peşinde!..

***

Bir örnek; Ergün Koç

2004: DYP'den Karacabey Belediye Başkanı oldu

2009: AKP'den başkan seçildi

2012: MHP'ye geçti

2014: DP'den başkan adayı oldu

2018 Mayıs: İyi Parti'den vekil adayı

2018: CHP'ye geçti

2019 Ocak: İyi Parti'ye döndü. Aday yapılmayınca istifa etti.

2019 Şubat: Şimdi DP adayı!

Bu duruma bakın Emre Kongar Cumhuriyet'te "Analarının karnından koltukla doğanlar" başlıklı yazısında nasıl tespit getirmiş?; "Herhangi bir partinin lideri, böyle dönek ve ilkesiz insanları partisine nasıl kabul eder, adaylığını nasıl onaylar, onun ilk fırsatta kendisini de satacağını nasıl bilmez, anlayabilmiş değilim."

Ben de anlayabilmiş değilim Hocam. "Dön baba dönelim" vaziyeti işte!..

***

Dönüş Gürbüz, CHP Ankara eski İl Başkan Yardımcısı. Şöyle dedi 19 Ocak'ta: “Bu seçim, 19 Mayıs’ın 100. yılında o inancı yüreğinde taşıyanlarla, Cumhuriyet'imizin 100. yılını yıkım için hedef koyanlar arasında geçecek.”

18 Şubat: AKP Yenimahalle belediye meclis üyesi adayı oldu.

(Alıntı; Gazeteci İsmail Saymaz tweetinden)

"İsmi ile müsemma" mı der eskiler?

***

Bütün partilerde yüzde 90 belediye meclis üyeleri ve meclis üyesi aday adayları, ya müteahhit ya da taşıma sektöründen. Başkan adaylarında da durum farksız. Fakülteden hocam Prof. Kayhan Kantarlı da sormuş; "Nitelikli aday mı yoksa başkanın her kararına evet diyecek çıkarsever aday arayışı mı bu belediye meclisi liste savaşları? Listelerde aday diye adı geçenlerin mesleklerine ve öğrenim durumlarına bakmak hayli ilginç olurdu... Mesela kaç bilim insanı, kaç sanatçı, kaç öğretmen, kaç yazar... Kaç üniversite mezunu aday gösteriliyor/gösterilmek isteniyor?"

***

Haftalardır -özellikle- muhalefet partisi, hep vaatler, "at pazarlıkları", istifa tehdit imaları, "seçimden seçime ortaya çıkmasıyla" ünlü parti DSP'ye geçişlerle anılıyor. Ülkemizde siyaset; yalan, dolan, şantaj, kaset, vurgun, talan ve din istismarının sıradanlaşmasıyla anılmaktan yıllardır kurtulamıyor. Siyasi çıkarlar uğruna toplumun bölünmesi, kimsenin umrunda değil. Politikacılar gelecek kuşakları düşünme yerine gelecek seçimleri düşünüyor. Ahlakın "en yüce değer" olduğunu unutuyor.

"Pirüpak siyaset" mi dediniz?

***

"Wer weiß, wie wurst und politik gemacht werden, kann nachts nicht mehr ruhig schlafen!", Almanya'nın ilk Şansölyesi "Demir" lakâplı Otto von Bismarck'ın çok ünlü sözüdür. Süleyman Demirel de sıkça kullanırdı: "Sosis ve siyasetin nasıl yapıldığını bilen geceleri rahat uyuyamaz

Kitlelerin önünde yapılmaz, mide bozar" anlamını içerir. Bizde de siyaset böyle ne yazık ki.

Sosis üretimi gibi! Ortak akılda buluşan ve  insani değerleri üst bireyleri iğrendiriyor!..