Gülten Akın’a göre “Yaşam var, şiir var. Yaşamın niteliği ve niceliği var. Sanatın da. Bunlar birbirine dönüşürken yer değiştirerek dönüşürler ve yükselirler.” (Şiiri Düzde Kuşatmak, Alan Yayıncılık,1983).

Bunca emek, bunca uğraş, bunca çile, bunca savaşım boşuna değil; daha onurlu, daha saygın, daha düzeyli, daha kuşatıcı, daha geleceği kucaklayan şiir için…

Şair yaşadığı, yazdığı, yayımladığı sürece şiirin yaşama dair tüm yokuşlarını, engellerini aşmak durumundadır. Şair olmak, şairce düşünmenin ayrıcalıklı sorumluluğu, bilinci içinde olmaktır bir bakıma.

***

“Yaşamı boyunca bir tek şarkı dinlemeyen, bir tek ezgi mırıldanmayan insan olmadığı, olamayacağı halde, bir tek şiir, bir tek dize okumadan bu dünyadan göçüp giden insan sayısı herhalde sayı ile belirtilemeyecek kadar çok olmalıdır.

İşte gerçek şiir okuyucusu diyebileceğimiz kişi, şiiri de yaşamın onsuz edilemeyen bir parçası durumunda düşünen insandır.”

Şiir eleştirmeni Mehmet H. Doğan “Şiirin Yalnızlığı” (Broy Y. 1986) adlı kitabında yazmıştı bunları.

İlk şiirimin 1965’te İstanbul’da “Sanat Dünyası” adlı dergide yayımlanmasını ölçü alırsam, 56 yıldır şiirle dostuz, iç içeyiz. Yaşamımda şiirin var olmasından hep sevinç duyarım.

55 yıldır şiiri kendine yurt edinen Hidayet Karakuş’un kitaplarından seçtiği, 55 şiirinin buluştuğu “Kül Kahvesi”ni okurken de iyi ki şiirin emekçileri kaleminin ucunu açık tutuyor, şiir evrenimizi aydınlatıyor dedim, alkışladım.

***

Şiir adına yapılan toplantıları, etkinlikleri, buluşmaları önemsiyorum. Salgın sürecinde bu tür etkinliklerden, buluşmalardan uzak kaldık. Daha çok sanal ortam aracılığıyla paylaşılır oldu şiirler. İyi, nitelikli, sarsan dizeler çıkınca karşımıza sevindik, çoğaldık.

Gidemedim, izleyemedim, ama sanal ortamdan, gazetelerden haberlerini alıyorum.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM), Uluslararası Aktivist Sanatçılar Derneği'nin de içinde olduğu İzmir Aydın ve Sanatçılar Platformu işbirliğiyle düzenlenen etkinliğe seçilmiş 40 şair, İzmir’in değişik yerlerinde, en çok kitap okunan mahallelerinde şiirlerini seslendiriyorlar.

Bu ayın sonuna dek sürecek olan şiir ve şair buluşması dilerim ilgili, katılımcı şiir severlerle değerini buluyordur.

***

Sözü şiirden açmışken, bazı şair dostlarımın nasıl şiir çalıştıklarına da tanık oluyorum. Geçen gün evimin yakınındaki bir hastaneye düştü yolum. O hastanede görevli doktor, şair Önder Çolakoğlu’na bir merhabalık uğradım. Hoş beşten sonra yeni bir şiirini okuyacağını söyledi. O kısa sürede nasıl da coşkuluydu Önder. Şiiri de gerçekten güzeldi, ilgiyle, beğeniyle dinledim, alkışladım.

Selami Şimşek’in ne zaman yanına uğrasam, yeni yazdığı bir şiirini paylaşır benimle. O andaki duruşunu, yüz çizgilerini, sesindeki coşkuyu görmelisiniz.

Sadık Kırımlı’yla telefon buluşmalarımızda da yeni yazdığı şiirlerinden birini paylaşmadan telefonu kapatmaz.

Sina Akyol dostum da salgın sürecinde bol bol şiire çalışanlardan. Evine yolum düşünce, kendine özgü ses vurgusuyla okur şiirlerini. Kimi zaman e-posta adresime geçer yeni yazdıklarını.

Salgın sürecinde şiirin saçlarına tutunanlardan biri de Atila Er’dir. Coşkusunu yitirmez. Benimle de paylaşır ince anlamlı şiirlerini.

Ahmet Günbaş’ın arada sanaldan paylaştığı şiirleri sevgiyle, alkışla okurum. Günbaş, başka şairlere ait şiirlerden de güzel dizeleri paylaşır bizimle sayfasında. Örnekleri çoğaltmak olası.

İyi şiirler, insanın gününü varsıllaştırıyor.

Ne güzeldir şiiri paylaşmak. Ne güzeldir şiire tutkun insanlarla buluşmak.

Sahi şiir yalnız mıdır? Ne dersiniz?