İstanbul için 'taşı toprağı altın' derler. İzmir olarak bu sözü nasıl İstanbul'a kaptırdık bilmiyorum. Zira nereyi kazsan altından tarih çıkan İzmir için çok daha uygun bir söz.

Dört bir yanı antik kent ile çevrili İzmir her geçen gün yeni bir antik kalıntı bulgusuyla gündeme geliyor. Ne hikmetse İzmir'in kimliğinin tamamlanması açısından son derece önemli olan bu kalıntılar kaçak kazılar ya da inşaat temel atımı sırasında ortaya çıkıyor.

Birkaç yıl önce Konak'ta, mülkiyeti Vakıflar Müdürlüğü’ne ait 120 yıllık Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi için yap-işlet-devret modeliyle ihaleye çıkılmıştı. İhaleyi kazanan firma çalışmalara başlamış, iş makineleriyle yapılan kazı çalışmaları sırasında, binanın zemininde tarihi kalıntılara rastlanmıştı. Yapılan araştırmalar sonucu Antik Roma dönemine ait liman hamamı ve imparatorluk salonu kalıntıları bulunmuştu.

İnşaat faliyeti durmuş, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, alanı mutlak korunması gereken b alan ilan etmişti. Ancak aylarca tek bir çalışma yapılmamış, sular altında kalan SİT alanındaki kalıntılar zarar görmüştü. Olayın gündem olmasıyla sondaj ve kurtarma kazısı yapıldı, yeni bulgular için kazı çalışmaları başladı.

Benzer bir örnek bu hafta içi Konak'ta yaşandı. Yine tarihi Kemeraltı Çarşısı ve Agora Ören Yeri'ne yakın, araçların giremediği sokakta bir ikametin bahçesinde kaçak kazıya baskın düzenlendi. Baskında toprağın yaklaşık 10 metre altında tarihi kalıntılar bulunduğu tespit edildi.

Alanda İzmir Arkeoloji Müzesi uzmanlarının yaptığı inceleme sonrası bir kuyudan merdivenle inilen bölgede, Roma dönemine ait olduğu düşünülen yaklaşık 2000 yıllık 178x171 santimetrelik iki mozaik ve 2 metre uzunluğunda 2 kaideli yivli sütun bulduğunu açıklandı.

Romalı bir zengine ait olduğu değerlendirilen ev için kazı çalışmaları başlarsa birçok yeni kalıntı bulunacağı düşünülüyor. Bu noktanan Agora'ya kazı çalışmaları genişletilip antik tiyatro gibi kolektif alanın ortaya çıkması şehri bir turizm odağı haline getirebilir. Ama iş gelip yine aynı yerde kilitleniyor. Bölge zaten 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı ama kazı yapıp yeni kalıntılar bulmak için bir dünya bürokratik iş, ödenek, yerel yönetimlerin desteği, en önemlisi kimsenin mağdur olmayacağı yeni bir şehir planlaması gerekiyor. Yoksa İzmir'in tarihini kaçak kazı operasyonlarından veya temel atılacak inşaatlardan öğreneceğiz.

Unutmadan söyleyeyim, Kemeraltı ve Agora'nın UNESCO Kalıcı Miras Listesi'ne girmesi için başvuru yapıldı, süreç devam ediyor. Bu buluntularla ilgili kararlar umarım bu başvuru göz önüne alınarak verilir.