İnciraltı'nda oturuyorduk, Balçova İlkokulu'na gidiyordum. O dönemin bütün okulları tam gündü.  Öğlen arasında sefertasıyla getirdiğimiz yemekleri yerdik. Okulun büyük bir çoğunluğu aynı durumdaydı. Bu durum kaynaşmamıza, paylaşma kültürünün artmasına katkı sağlardı. "Tuzunu versene, domatesinden alabilir miyim? Mandalina vereyim mi?" gibi...

Annemin yemeklerini çok sevmeme rağmen sefertasından pek hazzetmezdim. Çünkü taşımak zor gelirdi. Bu nedenle kardeşimle çok kavga ederdik. Ayrıca bir gün önceden hazırlanan ve sallana sallana taşınan yemekler çorbaya dönerdi. Üstelik ısıtamadığımız için de en lezzetli yemekleri bile buz gibi yemek zorunda kalırdık. Ama mecburduk. Okula giden iki çocuk, evde iki küçük çocuk ve tek bir maaş. 

Sonra şartlar daha olumlu olunca biz sefertasını daha az taşımaya başladık. Ardından da sefertasıyla vedalaştık...

Aradan zaman geçti. Eğitim süreci tamamlandı, bizler iş güç sahibi olduk. Nostalji olsun diye sefertasından bile bahsettiğimiz oluyordu.

İktidarlar değişti. Türkiye değişti...

İktidara son gelen parti çok iddialıydı. Türkiye'yi uçuracaklarını öne sürüyorlardı. Hızlarına kimsenin yetişemeyeceğini iddia ediyorlardı. Ne de olsa ekonominin kitabını yazmışlardı.

Sonra....

Didar Demirci yine muhabirliğini konuşturmuş ve Gazete 9 Eylül'de çok güzel bir haber yapmış.  Unuttuğumuzu sandığımız sefertası okullara, işyerlerine geri dönmüş...

Konunun iki boyutu var.

Bir yanda sefertasına mahkum olan vatandaş, diğer yanda müşteri bulamadığı için batan esnaf...

Ekonomik sıkıntı alım gücünü o kadar olumsuz etkilemiş ki; insanlar çare olarak evlerinde pişirdikleriyle yetinmek zorunda kalmışlar. Böyle olunca da lokantalar sinek avlamaya başlamış.

Lokantacılar ayrıca aldıkları malzemelerin her geçen gün artmasından ve bunu müşterilerine yansıtamamaktan yakınıyorlar. Böyle olunca da, iş yapsalar da para kazanamıyorlar.

İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Odası Başkanı Aykut Yenice şartların aynen devam etmesi halinde iflas edenlerin çoğalacağını, kepek kapatanların artacağını söylüyor.

Yani durum fena...

Yollar yapıldı, tüneller açıldı...

Sonuç; sefertası...

Birisi direksiyonu tersine kırmış ama kim?