Belki inanmayacaksınız ama seçim bitti.

Uzun uzun saydılar, bir kere daha saydılar, bir kere daha saydılar ve sonuç değişmedi.

İstanbullular Ekrem İmamoğlu'nu başkan seçmişti.

Ne günlerdi…

Bir saat içinde bütün Türkiye sayılır, atı alan Üsküdar’ı geçerdi.

Bu kez öyle olmadı.

Seçim sonuçlarını beğenmeyen iktidar sayım istedi ve sindire sindire sayım yapıldı.

Yine sonuç değişmedi... Diyorlar ki; "mazbata geri alınacak."

Geçiniz…

Bu sevgi seline dünyada hiç bir güç karşı duramaz.

Tekrar edeyim seçimler bitti. Artık inanın...

Şimdi gelelim esas konumuza.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen sonrasında gıda ürünlerinin yüksekliğini konu alan "Soğan bey patates bey" başlıklı bir yazı yazmıştım. Hatta patatesin astronomik fiyatını daha iyi anlatmak için, 'artık patates püresi yapamazsınız o ezdirmez kendini...' diye espri yapmışım.O günden beridir de ezdirmiyor kendini…

Aradan neredeyse bir yıl geçmiş. Yeni başkanlık sistemi devreye girmiş 100 günlük planlar yapılmış. Ama değişen bir şey olmamış. Mısır'dan bile soğan ithal etmişler yine de soğanın fiyatı aşağıya inmemiş, patates deseniz ona keza...

E ne oldu o iri iri laflara?

AKP Grup Başkanvekili açıklama yaptı: "Çay bir lira, simit bir lira ikisi toplam iki lira. Beş kişilik aile sadece çay simit tüketse... Ayda 900 lira yapar. Asgari ücret 2020 lira. Bu durumda 1.120 lira cepte kalır."

Bir kere hesabı yanlış yapmış. Bir lira dediği simit 1.5 lira... Çay konusu yerine göre değişiyor.

Zaten doğru hesap yapabilen biri olsa 5 kişilik ailenin kira, elektrik,su, ulaşım giderlerini de hesaba katar.

Ama bu açıklamanın altında da bir itiraf da yok değil. Demek istiyor ki; "16 yıl sonunda sizleri çay ve simide mahkum ettik..."

Bütün bunları içinizi karartmak için yazmış değilim.

Tam tersine böylesine ekonominin dibe vurduğu bir ortamda umut saçan sonuçlar almak, sevgi ve hoşgörünün, kavgaya, kindarlığa galip gelmesi çok sevindirici...

Olağanüstü zor şartlardan geçiyoruz. Ama umudumuz var.

Umudumuz eksilmedikçe bir çözüm bulunur...