Sayıştay denetçilerinin 2024 yılına ilişkin hazırladığı raporda, Bayraklı Belediyesi’nin mali yönetimindeki zafiyetler dikkat çekici boyutlara ulaştı. Denetimlerde, belediyenin en önemli gelir kalemlerinden olan vergi ve harçların tahsilatında ciddi aksaklıklar yaşandığı tespit edildi. Özellikle İmar Kanunu gereğince alınması gereken otopark bedellerinin takip ve tahsilatının yapılmaması, belediyenin önemli bir gelir kaybına uğradığını gösteriyor. Benzer şekilde, ilçedeki çok sayıda iş yerinin ilan ve reklam vergisi beyannamesi vermediği, belediyenin ise bu konuda herhangi bir tahakkuk ve tahsilat işlemi yapmadığı ortaya çıktı. Bu durum, kamu zararı iddialarını güçlendirirken, denetim mekanizmalarının ne kadar zayıf olduğunu da kanıtlar nitelikte.
Rapordaki bir diğer çarpıcı bulgu ise Çevre Temizlik Vergisi (ÇTV) ile ilgili. Birçok iş yerinin ÇTV mükellefiyeti tesis edilmeden faaliyet gösterdiği ve bu durumun belediye tarafından görmezden gelindiği belirtiliyor. Ayrıca, yasal şartları taşımayan bazı kişilerin indirimli emlak vergisi uygulamasından usulsüz bir şekilde yararlandırılması, kaynakların adil ve doğru yönetilmediği eleştirilerine yol açtı. Denetçiler, ulusal bayram günlerinde faaliyet gösteren iş yerlerinden alınması gereken "Tatil Günlerinde Çalışma Ruhsatı Harcı"nın da tahsil edilmediğini saptadı. Bu gelir kayıplarının yanı sıra, belediyeye ait kültür merkezindeki salonların çeşitli etkinlikler için ücretsiz olarak kullandırılması da raporda eleştirilen bir diğer önemli nokta oldu.
Kaçak yapılara ve ruhsatsız işletmelere göz yumulmuş
Sayıştay raporu, Bayraklı Belediyesi’nin imar ve ruhsat denetimleri konusundaki yetersizliğini de açıkça ortaya koydu. Rapora göre, ilçe sınırları içinde çok sayıda iş yeri, "İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı" olmadan faaliyetlerini sürdürüyor ve belediye bu kanunsuz duruma karşı herhangi bir yaptırım uygulamıyor. Bu durum, hem haksız rekabete yol açıyor hem de kamu güvenliği açısından ciddi riskler barındırıyor. Denetim zafiyeti sadece ruhsatsız işletmelerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda kaçak yapılarla mücadelede de etkin bir çalışma yürütülmediği vurgulanmıştır.
İmar Kanunu’na aykırı olarak inşa edilen yapıların zamanında yıktırılmaması ve bu konuda gerekli yasal işlemlerin başlatılmaması, rapordaki en ciddi bulgular arasında yer alıyor. Hatta belediyenin kendi hizmet alanı içerisinde dahi imara aykırılıkların bulunması, durumun vahametini daha da artırıyor. Sayıştay, belediyenin bu konudaki pasif tutumunun, kent estetiğini bozmasının yanı sıra planlı ve sağlıklı bir kentleşmenin önündeki en büyük engel olduğunu belirtti. Bu bulgular, belediye yönetiminin denetim görevini ne ölçüde yerine getirdiği konusunda kamuoyunda ciddi bir tartışma başlattı.
Personel giderleri yasal sınırı aşmış durumda
Belediyenin insan kaynakları ve personel yönetimi de Sayıştay denetiminden geçemedi. Raporda en çok dikkat çeken bulgulardan biri, personel giderlerinin mevzuatta öngörülen yasal sınırı aşması oldu. Belediye şirket personeli de dahil edildiğinde, toplam personel giderleri oranının yasal limitlerin üzerine çıktığı hesaplandı. Bu durum, belediye bütçesinin önemli bir kısmının personel maaşlarına gittiğini ve diğer hizmetler için ayrılan payın azaldığını gösteriyor.
Personel yönetimiyle ilgili diğer usulsüzlükler de raporda detaylıca sıralandı. Belediye kadrosunda bulunan personelin, belediye dışı etkinliklerde fazla mesai ücreti karşılığında görevlendirilmesi, kamu kaynaklarının amaç dışı kullanıldığı eleştirilerine neden oldu. Bunun yanı sıra, işçilerin birikmiş yıllık ücretli izinlerinin kanuna uygun şekilde kullandırılmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınmadığı tespiti de belediyenin İş Kanunu hükümlerine uymadığını ortaya koydu. Ayrıca, memurlarla imzalanan sosyal denge tazminatı sözleşmesinin, konusu dışına çıkan ve mevzuata aykırı hükümler içerdiği de raporda yer alan bir diğer önemli bulgu olarak kayıtlara geçti. Bütçe emanetlerinin ödenmesinde mevzuatta belirtilen sıraya uyulmaması ise belediyenin mali disiplinden ne kadar uzaklaştığının bir başka kanıtı olarak sunuldu.