Geçen haftaki köşe yazımın finalinde NATO ülkelerinin resmi web sitesine göz attığımı,

amacının “Siyasi ve askeri olarak üyelerinin özgürlüğünü, güvenliğini garanti etmektir”

diye yazdığını hatırlatarak şu soruyu sormuştum; Güvenlik maddesi sadece Türkiye’nin

batısındaki ülkeler için midir? NATO üyesi Türkiye’nin bir ferdi olarak, ‘böyle bir madde olup olmadığını gören, bilen varsa, lütfen bizleri de bilgilendirsin!’ demiştim…

Ben, bu soruma cevap beklerken, Amerika ile varılan anlaşma sonucu Barış Pınarı Hare-

katı 120 saat ertelenmiş, PKK- PYD’ li terörist-hainler, ABD gözetimde tek sıra halinde

arkalarına bakmadan çekilişlerini sürdürmüşlerdi…

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, ünlü doktorların da ifade ettiği gibi iflah olmaz ruh

hastası olan ABD’nin fırıldak lideri Trump’ın saçmalıklarını bırakıp, konuyu devralan Rusya

Başkanı Putin ile görüşmek üzere Soçi’ye uzanmıştı…

İşte o sırada iki lider, mercek altına aldıkları Suriye bataklığında olup bitenleri ibretle seyrederken sanırım gözlerine inanamamışlardır. Öyle ya, elleri ile besleyip üzerimize tank, tüfek ve asrın imha silahları ile saldıkları bizce malum olan PKK’ lı hainler sürüsünün bölgeyi terk eden ABD askerlerine ve araçlarına taş atıp, yedikleri kaba pisliyorlardı!..***

Bulunduğumuz haftada, para uğruna dünyayı paramparça eden bazı ülkelerin ve liderlerinin uluslararası şovlarını seyrederken inanın, tek kelimeyle insanlığımızdan utanır hale geldik! İşte

ABD ve açgözlü lideri Trump… İşte Rusya lideri Putin… İşte Araplar, İşte NATO, İşte AB…Ve diğerleri… Örnek o kadar çok ki, say say bitmez!

İşte ABD’nin kurnaz emlakçısı Trump, bizi teyit edercesine ağzındaki baklayı çıkardı: “Ateşkes

süreci iyi gidiyor; petrolü koruma altına aldık! Emir verdim Türkiye’ye yaptırımları durdurdum!”

Şimdi Putin bizimle Güvenli Bölge’de gezinirken, Esad’ı da koruma şemsiyesi altına aldı… Sakın kafanızı da pek zorlamaya kalkmayın! Beni de affedin! Sokak jargonu ile “B.k, B.ku kenefte (hela) bulur !” denilmiyor mu? İşte o güzel Akdeniz’in hali, işte Ortadoğu bataklığı bir petrol bekçiliği uğruna “B.K çukuruna” dönüştürülmedi mi? Bazı zavallı Araplar da bu sulara, “şifalı su-kaplıca” niyetine, dalıp, dalıp, çıkıyorlar!..

***

Para… Para… Para…

Rüchan Çamay’ın şarkı sözlerindeki gibi; “Varlığı bir dert, yokluğu yara” Evet, Çamay ne güzel demiş; “Gariptir insanoğlu neler yaratmış/ yarattığı her bugün dünü aratmış/ Aklı ile her şeyin sırrını bulmuş! Kendi yaratığı putun kölesi olmuş.”

***

Buraya kadar yurtdışı aktörlerden bahsettik. Ancak yurtiçinde de “para para para” diye ABD, AB ve NATO ülkelerine taş çıkartacak olaylar da gelişmedi mi? Örneğin, İBB’ni Haydarpaşa ve Sirkeci Gar ihalelerinden eleyen Okçular Vakfı’nın hünerli müdürü H. Avni Önder’in malum başarı (!) hikayesi… AK Parti’nin Ordu Belediye Başkanı Hilmi Güler’in 6 ayrı şirketten aldığı iddia edilen 250 bin liralık maaşı… Daha sayayım mı?

***

Sevgili okurlarım, Urla’daki tatilimi bırakıp İzmir’e döndüm… İç-dış siyasetten biraz sıyrılıp

spora, sporcu dostlarıma ve de İzmir’de olup bitenlere de yakından göz atmak, onlarla iç içe

olmak istedim… TÜFAD Başkanı sevgili Dr. Şaban Acarbay, TÜRFAD’ın sevgili Başkanı Bahri

Vreskala ve dinamik ekiplerindeki arkadaşlarımla görüşmeyi çok özledim. Yine Göztepe,

Altay, İzmirsor, Altınordu, Karşıyaka camiasındaki değerli dostlarıma gecikmiş çay sözüm

var. İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve tüm odaların yöneticilerini, yerel belediyelerin başkanlarını ziyaret edip onları siz sevgili okurlarımla bu köşede buluşturmaya çalışacağım. Çünkü 62 yıllık mesleğim

içinde bu tür çalışmaları keyifle yürüttüm…

Ben böyle düşünürken sevgili meslektaşım Avni Erboy’un başkanlığını yaptığı Basketbol

Adamları Derneği'nden (B.A.D) Bornova Aşık Veysel rekreasyon alanı buz sporları salonunda düzenledikleri Basket Oscarları ve spora hizmet ödülleri töreni gittim. Sağ olsunlar bana

da duayen sıfatı ile takdir ettikleri spora hizmet ödülünü İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı sevgili Tunç Soyer takdim etti...

Tabii ki, bu törende İzmir ve Türk Futbolunun efsane isimleri Nevzat Güzelırmak, Fevzi Zemzem

Ayhan Elmastaşoğlu, H.Orhunbilge, Mehmet Kiraz ve de Basketbol Oscarı'nı alan Efe Aydan gibi kardeşlerimle biraya gelip ödül almak ayrı bir duygu idi. Avni Erboy’ un dediği gibi “Sporcusu,

spor yazarı, spor yöneticileri böyle bir kadroya paha biçilemez”…

İşte bizim “cephede pikniğimiz” böyle oluyor. Dolayısıyla Barış Pınarı harekatı gibi spor da

barışa giden en kısa yoldur…