Kınık Belediyesi 90 dönümlük araziyi satışa çıkarmış. Neden satıyor? Belediyenin ekonomisini düzeltmek için. Bozan kim? Kendisi... Yani 100 liralık bütçesi varken bunun iki üç katı harcama yapınca ekonomisi çökmüş ve gayrimenkul satışından medet umuyor...

Yani hesapsız kasap işi...

Daha önce bu alan Dündarlı Köyü Muhtarlığına aitmiş. Yasa değişince, Dündarlı Köyü mahalle olmuş ve belediyeye bağlanmış. Köy Muhtarı satmamış, belediye satıyor.

Belediye arazisi hepimizindi. Dikkat edin di'li geçmiş kullanıyorum. Çünkü artık değil.

Satış kararı alındığında kim bilir kimlerin ağzı sulanmıştır. Açık artırma ile satılacak. Hani o “Satıyorum saaaat tım” diye bağıran adam var ya, işte o yine başrolde olacak. Bu yazı çıktığında belki de arazi, bir ağababanın eline geçmiş olacak.

Biz de uzaktan, içi buruk bir şekilde seyredeceğiz.

Oysa, o arazi köy mülkiyetindeyken, muhtarı köylüyken, böyle bir şeye tenezzül etmemişler. “Aman malımıza sahip çıkalım” demişler. Ortak arazilerine gözü gibi bakmışlar. Ama Kınık'ın AKP'li Belediye Başkanı, satma kararı almış. Üstelik borca karşılık...

Aslında bu olay son yılların özeti.

Halk sağlıksız koşullarda içki sigara üretmesin, denetime tabi olsun; devlet de bu işten gelir temin etsin diye kurulan Tekel artık bizim değil.

Cumhuriyet'in en temel kurumlarından biri olan PTT de artık bize ait değil. Bölünerek satıldı. Satılan kurumları saymakla bitiremeyiz...

Artık satılacak kurum kalmadı. Anlaşılan sıra arazilere geldi.

Yeni şeyler yapılmadı değil... Yollar, tüneller, şehir hastaneleri var. Var da, onlar da bizim değil.

Biz 40-50 yıl kadar, yapan şirketlerin kiracısı olacağız. Yani her ödediğimiz para şirketlerin kasasına girecek...

Sonuçta, malı mülkü kıt bir devlet haline geldik...

Vatanı sevmek iri iri laflarla olmuyor. Bence Dündarlı Köyü muhtarlarına, azalarına gözümüz gibi bakmalıyız. O zor şartlarda bile araziyi korumuş kollamışlar. Kıymetini bilmişler.

Sonra?

Sonrasını biliyorsunuz gözlerini kırpmadan...