Sakichi Toyoda

Abone Ol

Bir markanın hikâyesi bazen bir icatla başlar, bazen de bir hayalle. Toyota’nın hikâyesi ise tam ortasında duruyor. 19. yüzyılın sonunda Sakichi Toyoda, Japonya’da tekstil dünyasını kökten değiştiren otomatik dokuma tezgâhını icat ettiğinde, aslında geleceğin otomotiv devine ilk tuğlayı koyduğunu fark etmemişti.

1867’de Shizuoka’da dünyaya gelen Sakichi, kendi kendine çalışarak Japonya’nın sanayi devriminde öncü bir isim haline gelir. Geliştirdiği otomatik dokuma tezgâhı, iplik bitince kendiliğinden duran mekanizmalar ve tam otomatik power loom gibi yeniliklerle Jidoka prensibini hayata geçirir. Bu prensip, daha sonra Toyota Üretim Sistemi’nin ve Kaizen kültürünün temel taşlarından biri olur. 1926’da kurduğu Toyoda Automatic Loom Works sayesinde icatlarını seri üretime taşır. Japonya’da Mucitler Kralı olarak anılan Sakichi Toyoda, yalnızca bir sanayici değil, bir ülkenin sanayi devrimini şekillendiren öncü olarak tarihe geçer.

Ve hikâyenin yönünü değiştirecek yeni bir isim ortaya çıkar: Kiichiro Toyoda.

Amerika ve Avrupa’ya yaptığı gezilerde yeni doğan otomotiv endüstrisini görünce ‘’Biz de yapabiliriz’’ der. Babasının tezgâh patentinden gelen geliri alır, riske girer ve 1937’de Toyota Motor Corporation’u kurar. Çıktığı yol, bugün dünyanın dört bir yanında milyonlarca aracın direksiyonuna hayat veren yolculuğun başlangıcı olur.
Aslında yol beklediği gibi düz gitmez. II. Dünya Savaşı sonrası Japonya’nın ekonomik buhranı, Toyota’yı iflasın eşiğine getirir. İşçi grevleri, yönetim krizleri, düşen ücretler… Kiichiro Toyoda görevinden ayrılmak zorunda kalır. Tam buraya kadar diye düşünürken, Kore Savaşı sırasında gelen, 1.000 adet sipariş şirketi yeniden ayağa kaldırır. İşte o sipariş, Toyota’nın kaderini değiştirir.

Ve isim… İlk araçlar TOYODA amblemiyle satılsa da daha kolay söylenen ve Japonca’da sekiz çizgiyle yazıldığı için şanslı kabul edilen TOYOTA ismi benimsenir. Toyota’nın krizlerden güçlenerek çıkması, aslında bize de bir şey söylüyor: Zorluklar, bazen en büyük fırsatların kapısını aralar. Toyota hikâyesi, bugün Türkiye’deki girişimcilere de örnek aslında.

Türkiye’nin otomotiv sahnesinde yükselen TOGG’un logosu Türkiye’nin coğrafi ve kültürel köprü rolünü simgeliyor. Doğu ile Batı'nın buluşması, bugün ile geleceğin kesişmesi. Bu sembol, Toyota’nın global vizyonuyla yan yana düşünüldüğünde ortak bir mesaj veriyor: Yerelden doğan markalar, evrensel değerlerle birleştiğinde dünyaya açılabilir.

Risk alanlar dünyayı değiştirir; cesaret edenler geleceğin rotasını çizer. Bence, TOGG’un yolculuğu Türkiye’nin girişimcilik ruhunu ve küresel vizyonunu yansıtan en güçlü örneklerden biri.