Olimpiyat Stadı’nda oynanan maç, Fenerbahçe için sadece 3 puanlık bir randevu olmadı. Son zamanlarda yaşananlar, kulübün ruh hali ve camianın geleceğinin parçasıydı. Bu bir duruş meselesiydi.
İlk 45 dakika sahada olanlar, sezonun net mesajlarından biriydi. Baskı doğru, pas ritmi akıyor, oyun aklı yerinde. Rakibine nefes aldırmadı. Top Sarı-lacivertlilerin ayağına geldikçe tribün ayağa kalktı. Pas isabetli oldukça, özgüvende arttı. Goller geldi, kontrol hiç kaybolmadı.
Bazı oyuncular çok etkili. Rakip sahasında açılan boşlukları sezgisel yetenekleriyle çözüyorlar. Asensio gibi… Son zamanların en güzel oyuncularından. Doğru zamanda, doğru yerde oluyor. Skora dokunmakla kalmıyor, takımıda ileriye taşıyor. Kalite de bu değil mi zaten?
Maçın diğer yarısı, ilk yarıdaki hakimlik yerine daha durgun geçti. Kendi sahasında bekleyen bir Fenerbahçe vardı. Hafif tehlike çanları çalsa da sonuca kötü bir etkisi olmadı. Denge yeniden kuruldu, panik havası yaratılmadı. Üçüncü golün ardından, maç bitti sayılır…
Mesaj verildi, birlik ve beraberlik gösterildi. Bu mesajın kalıcı olması için iki yarınında aynı oyun tarzıyla devam etmesi lazım. Şampiyonluk yolu, iyi başlangıçları değil, zor anlarda da doğru oynamaktan geçiyor. Merak uyandıran kısımda tam olarak bu…