Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi'nden Fitoterapi ve Akupunktur Uzmanı Dr. Serhat Koran, Covid-19 sonrası hastaları bekleyen tehlikelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Koran, “Covid-19 enfeksiyonunu geçirdiğiniz dönem belki de zorlu bir sürecin başlangıcı olabilir. Eğer Covid-19 hastalığı dönemi ortaya çıkan şikayetleriniz 12 haftadan daha uzun süre devam ediyorsa post covid sendromundasınız demektir. Bir diğer adı uzamış covid sendromu olan post covid sendromu aslında Covid-19 virüsünün vücuttan temizlenmesine rağmen etkilerinin devam etmesi durumudur” diye konuştu.

"Fiziksel ve psikolojik 25’e yakın yıkımı var"
Post covid sendromuna yakalanma risklerini değerlendiren Dr. Koran, sözlerine şöyle devam etti: "Covid-19 enfeksiyonunu ağır geçirdiyseniz, herhangi bir kronik hastalığınız varsa ya da 50 yaş üstündeyseniz post covid sendromuna yakalanma riskiniz daha da artar. Bunun dışında hastalığın aktif döneminde ortaya çıkan bir şikayetiniz ilk 2 hafta içinde gerilemiyorsa, bu durum da aylarca sizi rahatsız edecek bir tablonun habercisi olabilir. En sık bildirilen post covid semptomları; yorgunluk, nefes darlığı, öksürük, eklem ağrısı, göğüs ağrısı, düşünme ve konsantrasyon güçlüğü, depresyon, kas ağrısı, baş ağrısı, aralıklı nedeni bulunamayan ateş, çarpıntı, miyokardit dediğimiz kalp kası iltihabı, akciğer ve böbrek rahatsızlıkları, ciltte döküntü, saç dökülmesi, koku ve tat bozukluğu, uyku sorunları, konsantrasyon güçlüğü, hafıza sorunları ya da depresyon, anksiyete, ruh halindeki değişiklikler gibi psikolojik sorunlara neden olabildiği bilimsel çalışmalarda bildirilmiştir. Neredeyse vücutta etkilemediği yer bırakmayan post covid tablosunun bize söylediği gerçek şudur ki; Covid-19 enfeksiyonunun etkilemediği vücut sistemi yok gibi. Tüm vücudun etkilendiği bu durumun temelinde vücudun yetersiz antikor üretmesi, vücuda alınan virüs miktarının fazla olması, genetik yapı ya da virüsün hücresel düzeyde verdiği zararlar üzerinde durulmaktadır".

"Geleneksel tıp yöntemleriyle tedavi edilmeli"
Dr. Koran, post covid sendromunda vücudun tüm sistemlerine hatta hasar görmüş hücrelere destek verecek bir tedavinin uygulanması gerektiğini belirterek, "Geleneksel tıp yöntemleri bu noktada biz hekimler için önemli bir güçtür. Bu anlamda homeopati, akupunktur, ozon ve kupa tedavisi bize büyük destek sağlar. Homeopati tedavisi özellikle Covid-19 virüsünün vücudumuzda bıraktığı ruhsal ve fiziksel şikayetlerde bütüncül bir destek sağlar. Kas ağrıları, baş ağrıları, nörolojik belirtilerde, solunum şikayetleri ve psikolojik sorunlarda elimizdeki önemli bir silahtır. Akupunktur tedavisi vücudumuzda enfeksiyonlar sonrası bozulmuş olan dengeyi tekrar yerine getirmede önemli bir güçtür. Kupa tedavisi de Covid-19 enfeksiyonu gibi vücutta ağır hastalıklarından sonra birikmiş toksin ve atıkların temizlenmesinde önemli bir detoks tedavisidir. Yine ozon tedavisi de hücresel düzeyde vücudun yenilenmesine destek sağlar. Hangi hastada hangi tedavinin uygulanacağı hastaya, hastalığın şiddetine ve hastalığın vücutta bıraktığı ize bağlı olarak değişmekle beraber deneyimli bir geleneksel tıp uzmanı hekimce belirlenecek bir tedavi planı uygulanması en doğru yaklaşımdır" ifadelerini kullandı.