Ulusal turizmdeki 2016 yılı ve 2017 yıllarında, %40’a yakın bir düşme yaşanmasının ardından, 2018 yılı verileri yüz güldürmeye devam ediyor: 2018 yılının ilk altı ayında,önceki döneme göre %31'lik bir artış var ve ciro 11.5 milyar doları geçti. Sağlık turizminde en az %10'luk bir büyüme öngörülmektedir.

Ülkemizdeki sağlık turizmi kronolojisine kısaca baktığımızda, ilk çalışmaların 1990’lı yıllara kadar uzandığını görmekteyiz. 2000’li yıllarda mevzuat çalışmaları yoğunlaşmış, genelge ve kanun hükmündeki kararlar ve nihayetinde de Hükümet programları ile 2023 vizyonuna yansımış ve stratejik öncelikli alan haline gelmiştir. 2015 yılında, dünyada genel turizm sirkülasyonu 1 milyar kişiyi aşmış ve ciro değeri 1 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sağlık turizmi için en az 15 milyon mobilize hasta 175 milyar dolar bir volalite oluşturmaktadır. Teobald’un 1998’te tanımladığı '24 saat ya da daha fazla süre ile ev ortamı dışında, yurtdışında sağlık hizmeti alan' kişilerin tercih ettiği ülkeler Hindistan, ABD, Malezya, Tayland, Brezilya ve Singapur olarak sıralanmakta (UNWTO). Dünya Sağlık Örgütü bu ülkelere Panama ve Kostarika gibi ülkeleri de ilave etmekte.
Sağlık turizmi hizmeti alan gelişmiş ülke vatandaşları için tedavide yükselen maliyetler ve uzun bekleme süreleri belirleyici olurken, az gelişmiş ülke vatandaşlarında sağlık hizmetlerinin yetersizliği,hizmet kalite standartları düşüklüğü ve tıbbi teknoloji geriliği ön plandadır.
Ülkemizde, sağlık bakım hizmetlerinin kalite standartlarının yüksekliği, teknoloji, altyapı ve uzmanlık göstergelerinin iyi olması, sağlık hizmetinin daha düşük maliyetli olması ve coğrafi konumu avantajına bağlı destinasyon/ ulaşım kolaylığı nedeni ile sağlık turizminde, son 10 yılda ciddi mesafeler katedilerek en çok sağlık turisti çeken ilk 15 ülke arasına adını yazdırmıştır. Josef WOODMAN’ın Patients Beyond Borders İçin yaptığı bir çalışmada,bir Amerikalı’nın ülkesi yerine Türkiye’yi tedavi için tercih ettiğinde,harcamayı öngördüğü rakamın %60'ı cebinde kalabilmektedir.
2000'li yılların ilk yarısında 50 bin seviyelerinde olan yıllık sağlık turisti sayımız geçen yıl itibari ile 680 bin rakamını buldu. Kümülatifte 9 milyar dolarlık bir pazar oluştu. Halihazırda sağlık turizminin%90’ı Özel Sağlık Kuruluşları tarafından verilmekte olup öne çıkan branşlar göz, onkoloji, plastik cerrahi, kardiyoloji ve ortopedi olarak sıralanmaktadır. Hizmet verdiğimiz ülkeler ise daha çok Kuzey Afrika ve kıta Avrupası ülkeleridir.
İzmir’de dört yıl önce kurulan JCI kalite belgeli, 46 branşta 120 akademik unvanlı doktoru ile 50 bin metrekarelik bir alanda hizmet veren İzmir Medicalpark Hastanesi gibi nispeten yeni açılan bir Hastane'nin, 26 bin geceleme ile ulusal yıllık sağlık turizminin % 4’ünü gerçekleştirdiği göz önüne alındığında ülkemizin tüm potansiyeli değerlendirildiğinde, 2020'li yıllarda 25 milyar dolarlık rakamlar şaşırtıcı olmayacaktır.
Sağlık turizminde kümelenme ve markalaşma faaliyetlerinin yoğunlaştırılması, tıp dünya kongrelerinin ülkemize alınması, AB, yerel yönetimler, NGO ve kalkınma ajanslarında proje odaklı sağlık turizmi fonların tahsisi,ulusal ölçekli vergi indirimi ve teşviklerin uygulamaya geçmesi, sağlık hizmet kalite garantisi ve tazminat hukukunda uluslararası hukuk ile korelasyon ve klasik medya ile sanal dijital platformun oluşturulacak sağlık turizmi vizyonu, stratejisi ve eylem planı kapsamında kullanılması, Türkiye için sağlık turizminde lider ülke olma hedefini gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. Yetişmiş insan gücümüz ve yenilenmiş ileri teknolojilerin yar aldığı sağlık alt yapımız bu amacı mümkün kılmaktadır.