Sağlık turizmi 3 ana başlık halinde değerlendirilmektedir: Medikal, termal ve yaşlı ve engelli turizmi. Medikal turizm, kendi ülkesinde almış olduğu tıbbi tanıya istinaden bir başka ülkede ameliyat da dahil olmak üzere tedavi görülmesini kapsar. Termal/SPA turizmi ise daha sofistike ve dinlenme ile yenilenmeyi de kapsayan yüksek konfor özellikli kaplıca/otel seyahatlerini betimler.
Son yıllarda sağlık turizmi medikal turizm ve welling turizm şeklide iki ana kategoride ele alınmaya başlamış ve tanım olarak da daha genişletilmiştir. Günümüzde sağlık turizmi, cerrahi veya başka bir özel tedavi şekline ihtiyacı olan hastalar için, turizm sektörü ile işbirliği içerisinde maliyet açısından uygun özel tıbbi bakım sağlama hizmetleri olarak tanımlanmaktadır. Otörlerden Ross, 2011'de seyahat halini özellikle vurgulamışken, Teobald sağlık hizmetinin ev ortamı ve ulusal sınırlar dışında verilmesini, Cohen ise tatil ve turizm aktivitesi içerisinde alınan tedaviyi öne çıkarmıştır. Gerek Dünya Sağlık Örgütü(WHO) gerekse Birleşmiş Milletler Turizm organizasyonu(UNWTO) çalışmalarında, sağlık turizmi için ilk altı ülke Hindistan, Tayland, ABD, Brezilya, Malezya ve Arjantin olarak sıralanmaktadır. Beş yıl önce listeye 17.sıradan giren ülkemiz, geçen yıl itibari ile ilk ona girmeyi başarmıştır. Hindistan ve Brezilya gibi ülkeler özellikle medikal turizmin plastik ve rekonstriktif cerrahi ile kalp cerrahisi branşlarında adından söz ettirirken Amerika gibi ülkeler de sağlık hizmetini hem veren hem de talep eden pozisyonda yer almaktadırlar. Tayland özellikle organ transplantasyonu ve böbrek naklinde, Belçika ve Macaristan ise diş hastalıkları ile obezite cerrahisinde adından söz ettirmektedir.
Sağlık turizmi hizmeti alan kişilerin talep nedenleri olarak, kendi ülkelerindeki yükselen maliyetler ve hizmet kalite düşüklükleri, hizmete ulaşım zorlukları, sigorta ve diğer resmi prosedürlerin kısıtlamaları ilk beş maddeyi oluşturmaktadır. Günümüz insanının bilinç düzeyinin artması ve küreselleşen dünyada ulaşım ve kaynağa erişim kolaylıkları, soruna yönelik çözüm argümanlarına eşsiz katkılar sağladığı da göz önüne alınmalı. Bu nedenlere,gelişmemiş ülkelerdeki alt yapı sorunları ve yetişmiş insan gücüne erişim zorluklarına bağlı sağlık hizmeti yetersizlikleri eklenebilir.
Medikal turizmde öne çıkan branşlar, kozmetik/estetik cerrahi, organ ve doku nakli,koroner arter bye pass cerrahisi, gözde lasik tarzı cerrahiler ile saç ektirme şeklinde cerrahi operasyonlardır. Fiyatlar ise ülkelere göre değişmektedir. Örneğin ABD’de Josef Woodman’ın yaptığı bir araştırmada, bir Amerikan vatandaşı, kendi ülkesinde bir tedavi için ayırdığı bütçenin beşte birini ayırarak aynı kalitede sağlık hizmetini Hindistan’da veya Tayland’da alabilmektedir. Nitekim bir organ transplantasyonu ABD’de 300.000 dolar sınılarlarında iken Tayland’da 20.000 dolarlık bir fatura sözkonusudur.
Oldukça dinamik bir sektör olan sağlık turizminde Türkiye,2010 yılına kadar 100.000 vakayı bulamayan bir volaliteye sahipti. 2010 yılından sonra psikolojik sınır olan 100.000 vaka sayısı aşılmış, 2014 yılında 500.000 ve 2015’de de 750.000 sayıları geride bırakılmıştır. Devam eden yıllardaki malum Rusya krizi sonrası 2018 yılı sonu itibari ile kayıpların ortadan kaldırılarak 1.5 milyonluk bir sayıya ulaşabileceğimizi tahmin ediyorum.Halihazırda, Ülkemizde, tüm sağlık turizmi hizmetinin %92’si özel sektör tarafından verilmektedir. Hizmet verdiğimiz ülkeler arasında Almanya, Hollanda, Türki Cumhuriyetler ve Libya gibi Afrika ülkeleri başı çekmektedir. Daha çok onkoloji, göz, diş hastalıkları, estetik cerrahi ve ortopedi branşlarında hizmet verilmektedir.
Sağlık turizminin yaşlı ve engelli turizmi alt başlığı ise,Dünyada aklen ve fiziken engelli olarak kabul edilen 500 milyon kişi ile Dünya nüfusunun yüzde 7,5’unu oluşturan yaşlılara yönelik daha pahalı ve özellikli turizm çeşidini tanımlamaktadır. Her ne kadar Dünya oranı %7,5 olsa da, yaşlı nüfus,gelişmiş Avrupa Ülkelerinde yüzde 20 seviyesinin üzerindedir.Bu gruplara ek olarak,normal turizm faaliyetleri için gelen ve Ülkemizde iken sağlık problemi yaşayıp tedavi gören insanları da sağlık turizmi kapsamında değerlendirebiliriz.
Dünyada halihazırda 35 milyon kişi sağlık turizmi için 150 milyar para harcamaktadır. 2016 yılında bu miktarın 175 milyarı aşacağı hesaplanmıştır. Normal bir turistin ortalama harcaması 700 doları civarında iken tedavi amaçlı bir kişinin yaptığı ortalama harcama 9000 doları aşmaktadır.Sağlık turizminde en çok turist çeken Ülkeler Hindistan, Tayland, Macaristan, Malezya ve Küba’dır. Bir by-pass operasyonu ABD’de 200 bin dolarları bulurken Ülkemizde 20 bin doları geçmemekte, bu yüzden de her yıl 15 milyon Amerikalı tedavi amaçlı seyahatlere çıkmaktadır. Genelde kendi ülkelerindeki pahalı faturalar ya da tedavi için uzun süreli beklemeler bir başka ülkeye yönelik tercihlerde belirleyici olmaktadır.
Türkiye, bu pastadan oldukça küçük bir pay almaktadır.2020 hedefi 500 bin hasta ve 10 milyar dolar gelir şeklindedir. Bu hedefi tutturmak, ancak, Özel bir model ile Ülkemize özgü sağlık turizm politikaları oluşturarak,sigorta /finansman,insan gücü, fiziksel, teknolojik alt yapı standartifikasyonu, yatırım/vergi teşvikleri ve yasal mevzuat değişikliği süreçlerinin tamamlanması akabinde mümkün olacaktır...