“Ben her şeyden önce öğrenmeyi sevdim.” -Şadan GÖKOVALI

“Şadan Gökovalı’ya arkadaşım, oğlum desem azdır. Çünkü mevcut insanlar arasında beni temadi (devam ettirecek) -daha doğrusu temadi (devam) ettirmeye en müsait- insan odur. Ölürsem ölüm bana galebe çalmamış olacak. Çünkü Şadan var. Selam sana Şadan.”

(Halikarnas Balıkçısı 18 Haziran 1973 İzmir)

***

Okan Yüksel Ustam, Hoca’yı, Şadan Abisi’ni, “Şiir Sever Gökovalı’’ diye tanımlar. Onda şiir, sevmeden de ötedir. “Beş bin şiiri ezbere okuyan şairdir’’ der Gökovalı için. Ezbere şiir bilmesini bu sevgiye borçludur. Tam 62 yıldır da gazetecidir, hâlâ da yazandır. “Nice bilgeler gördü bu topraklar.. Herakleitos’tan Heredotos’a, Homeros’tan Bias’a.. Hatta antik çağın yedi bilgesine kadar. Onların geleneğini şimdi Prof. Dr. Şadan Gökovalı sürdürüyor. Omuzluyor onların yükünü…’’ ifadeleri de öğrencilerinden Datçalı Gazeteci Sedat Kaya’nındır.

***

Deneyimli Spor Gazetecisi Gürkan Ertaç’a göre kültür elçisi, Yazar Yaşar Aksoy’a göre de Ege Harikası insandır, hep aydınlığı işaret etmiştir Gökovalı.

Sunay Akın’a sormuşlar: “Şadan Gökovalı’yı nasıl tanımlarsınız?”

Yanıt: “Her tarafından şiir fışkıran şairdir.’’

Tam 40 yıldır tanıdığım “değer’’ Gökovalı Hoca, 81 yıldır öğreniyor 81 yıldır öğretiyor! O; kendini “uzak taşranın cahil delikanlısı, güzeli seven güzel canlısı” olarak tanımlar. Asıl büyük şansı da; öğreticiliğidir. Çünkü, öğrenmenin en kolay, en kestirme yolu öğretmektir ne de olsa! Gazeteciliğe başladığım yıllarda bir sohbette şöyle demişti hiç unutmam; “Bak Atilla, ben öğrencilerime 'meslektaşlarım' derim, dört şeyi öğretmeye çalışırım.

1-Üniversite, okuma yazmayı değil, bilginin nerede bulunup nasıl kullanılacağını,

2-Ülkeyi dünyayı ve tüm insanları sevmeyi,

3-Dürüstlüğün, insanlığın yarısı olduğunu,

4-Zamanlamayı; bilgiyi zamanında öğrenip zamanında- yararlı olacak biçimde kullanmayı!’’

Onun en değerli eseri, öğrencileridir! Örneğin; Yılmaz Özdil, Atilâ Sertel, Mustafa Balbay başta olmak üzere İzmir’deki gazetecilerin büyük bir kısmı öğrencisidir.. Birçok öğrencisinin de, şu üniversiteden mezunum yerine “Şadan Gökovalı’nın öğrencisiyim” dediğini aktarır Gökovalı Hoca. Bu da parayla pulla sahip olunacak bir şey değildir! Gururlandırandır 40’ı aşkın kitabı, Baba Muhtar Mehmet’in, Balıkçı ve Azra Erhat’ın manevi oğlu olması da! Hayat Hocası’dır o hayat!

Çağdaş bilgedir. İflah olmaz doğa aşığıdır. Mitologtur. Arkeoloji uzmanıdır. Rehberlerin rehberidir. Radyo programcısıdır. Ayaklı kütüphanedir. “Google Şadan/Canlı İnternet’’ günümüz lâkabıdır.

***

Dün Konak Belediyesi’nce, 61 yıldır yaşadığı, çocukların "onun daktilosunun sesleriyle büyüdüğü" Alsancak’taki 1394 sokağa adı verildi Gökovalı Hoca’nın. Oradaydık, "değer verdikleri" olarak!.. Okan Baba, Enver Gökçe dizelerini okudu önce Şadan Hoca'ya; “Bugün görüş günümüz/ Dost kardeş bir arada/ Telden tele,/ Mendil salla el salla,/ Merhaba.’’

Çok mutluydu Gökovalı. Konak Belediye Başkanı -benim de Namık Kemâl Lisesi'nden sınıf arkadaşım- Abdül Batur'un elini bırakmıyordu. (Teşekkürler Abdül Başkan. Değerlere yaşarken değer verdiğiniz için.)

***

Her saniyesiyle “hak edilmiş büyük bir yaşam’’ demektir Şadan Gökovalı Hocam! Kara bulutları dağıtıp, bilgi güneşini içimize sızdıran oldunuz hep. "Sevdiğim çiçek adları gibi/ Sevdiğim sokak adları gibi/ Bütün sevdiklerimin adları gibi/ Adınız geliyor aklıma"

Şadan Gökovalı Sokağı'nda Şadan Hocam! Kalbinize değen kalpler çok olsun Canım Hocam!..

Ne yazdıydı "Edebiyatın Kaptanı" Attilâ İlhan:

"Aynı yerde değil,

Aynı gökteyiz..”

Sizi çok ama çok seviyoruz!..