İzmir iş, siyaset ve meslek odalarında uzun yıllara dayanan çalışmalarıyla tanınan CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Kazım Umdular, “Meslek odalarından, fabrikalardan, şantiyelerden kısacası sokaklardan geliyorum. Barış içinde çokça üreterek, hakça bölüşecek bir Türkiye yaratma mücadelesinin neferiyim. Mustafa Kemal Atatürk’ün her fabrika, bir kaledir ilkesiyle millet için geliyoruz“ diyor

Meslek yaşamı boyunca TMMOB, sendikal örgütlenme ve iş dünyasında farklı alanlarda görev alan Kazım Umdular, sahada çalışmalarını son hızla sürdürüyor.
Makina mühendisi olan Umdular, İzmir ve çevresini sokak sokak arşınlarken, esnaf, atölye ve fabrikalarda, çalışanlar ve sanayicilerle buluşan ender isimlerden.
Çalışmaları sırasında bir fırsat yaratarak kendisiyle, siyasi mücadelesinin hedefi ile İzmir ve Türkiye projeleri üzerine sohbet ettik.


YANDAŞ DEĞİL, VATANDAŞ ZENGİN OLMALI


Bir mühendis ve uzun yıllar meslek odası yöneticiliği yapan biriyken siyaset hayatınız nasıl başladı?

Mühendislik toplumsal ihtiyaçların karşılanması amacıyla bilim ve tekniği kullanarak, ürün ve sistem üretme sanatı. Siyaset ise ortak hedef doğrultusunda toplumsal yaşamı şekillendirme sanatı. Benzerlikleri çok. Özellikle meslek odalarında yürüttüğüm görevler nedeniyle, yasama süreçlerine doğrudan müdahil oldum. Yenilenebilir enerji kaynakları yasaları, mesleki yeterlilik kanunu, imar kanunu yönetmelikleri ile petrol piyasa kanunu ile LPG kanunlarının oluşmasında katkıda bulundum. Üretimden, mühendislikten gelen deneyim ve birikimimi emekten, halktan yana politikalara taşıyacağıma inanıyorum. Ortak inanç ve hedeflerim CHP’de birleşiyordu, siyasete atıldım. 2011 yılında milletvekili adayı oldum. 27. Dönem Parlamentosu’nda da bu anlayışla görev almak istiyorum. Çünkü Bertold Brecht’in ”Ne zaman ki sokaktaki adamlar yazacak yasaları o zaman kurtulacak dünya” sözündeki gibi, sokaktaki adam olarak çoğulcu, katılımcı bir anlayışa inanıyorum.

Size göre ülkenin en önemli sorunu nedir? Çözüm nasıl mümkün?
Öncelikle ekonomi politikalarının, üretim ve insan odaklı anlayışa dönüştürülmesi gerekir. Siyasetin yandaşı değil, vatandaşı zengin etmek için, halk için proje üretme ve uygulama alanına dönüşmesi lazım. Ne yazık ki 2002 yılından bugüne uygulanan ranta ve borca dayalı politikalar 3Y olarak bilinen yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları daha da arttırdı. Bugün ülkemizde 6 milyonu aşkın işsiz vatandaşımız var.
Her dört gencimizden biri işsiz. Her üç kadınımızdan sadece biri istihdama katılabilmekte. Ülkemiz 450 Milyar dolar borç yüküyle karşı karşıya. 57 Milyar dolar cari açığımız oluştu.


ÇOKÇA ÜRETİP, HAKÇA BÖLÜŞECEĞİZ


Özellikle üretim dünyası sıkıntıyı yakından hissetti...
2002 yılında ihraç ettiğimiz ürünlerin ortalama kg satış değeri 1.57 dolarken bu rakam, 16 yılda artacağı yerde bugün 1.38 dolara geriledi. Ranta dayalı politikaların sonunu ifade eden en temel veri budur. Siz ihracat satış kg ortalamanızı katma değeri yüksek üretim yoluyla gelişmiş ülkeler seviyesi olan 3-4 dolara çıkaramazsanız, ülkeniz işsizlikten ve borç yükünden kurtulamaz. Bu nedenle biz saray yapmayacağız, var olan sarayları çalışma ofislerimize dönüştürmeyeceğiz. Okul ve fabrikalar yapacağız. İstihdama dayalı planlamayla nitelikli iş garantili eğitim sistemi kurarak, KOBİ’ler başta olmak üzere katma değeri yüksek üretim projelerini teşvik edeceğiz. Uluslararası rekabet gücümüzü arttıracağız. Özetlemek gerekirse çokça üretip, hakça bölüşeceğiz.

Seçim döneminde son düzlüğe girdik. Sahada en aktif adaylardan birisiniz. Her gün birçok vatandaşımızla yüz yüze iletişimde bulundunuz. Saha da nasıl bir hava var?Sizce sandığa nasıl yansır?

Bildiğiniz gibi birinci bölgede 14 ilçemiz var. Parti olarak çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız anlayışıyla sahaya indik. Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’nin tüm Türkiye'de yarattığı coşkuyla, örgütümüzde inanılmaz bir heyecan ve isteklilik var. Gerçekten de tüm ilçelerde, mahallerde sokaklarda vatandaşlarımızdan, çok olumlu bir izlenim edindik. Bu atmosferi en son 2009 yılındaki yerel seçimlerde yaşamıştım. Biliyorsunuz o dönemde Büyükşehir Belediye başkanımız sayın Aziz Kocaoğlu yüzde 57 gibi rekor bir oyla seçilmişti. Halkımız, emeklimiz, esnaf ve sanatkarlarımız, işçimiz, sanayicimiz 16 yıllık AKP iktidarının yarattığı ekonomik yıkımın, pençesinde boğuşmaktan yılmış, “artık yeter” diyor.



Daha çok şikayet mi dinliyorsunuz?
Vatandaş, çocuklarına, torunlarına harçlık bile veremez hale düştüğünden yakınıyor. İşsiz vatandaşlarımız, ‘biz kıraathane değil iş istiyoruz’ diyor. Kadınlarımız, çalışabilmek için çocuklarına her mahallede kreş istiyor. Köylümüz çiftçimiz “Tarımı bitirdiler, tarlalarımızı ekip biçemez hale geldik. Bizi yoksulluğa mahkum ettiler” diyor. Evkadınlarımız “patates 4-5 TL, soğan 6 TL, olacak iş mi” diye söyleniyor. Gençlerimiz fırsat eşitliği olmayan, yap boza dönen eğitim sisteminden yakınıyor. İstihdama dayalı nitelikli eğitim istediğini söylüyor. Çalışanlar açlık sınırındaki asgari ücretten yakınıyor. CHP milletvekili adayı olarak bizler 226 sayfalık seçim bildirgemizi dağıtıyoruz. Sorunların çözümünün çokça üretmekten ve hakça bölüşmekten geçtiğini anlatıyoruz. Saha çalışmalarımızda İzmir’in artık ‘oy birliğiyle tamam’ dediğini gördük. 24 Haziran’da seçimlere katılım oranının İzmir’de yüzde 90’ları aşacağına inanıyoruz. Bu katılım oranıyla birlikte her iki bölgede de 9 veya 10 milletvekilini parlamentoya gönderebileceğimizi görüyoruz.

MUHTARLARA BİNA VE BÜTÇE


CHP iktidarında neler değişecek?
Öncelikle sosyal hukuk devleti anlayışının egemen kılınması ve toplumsal barış bize gerekli olan. Yerli ya da yabancı hiçbir yatırımcı, hak, hukuk ve adaletin olmadığı bir ülkeye sermaye aktarmaz. Öncelikle OHAL’i kaldırarak, KHK’larla ülke yönetmeyi sona erdireceğiz. İnsan kaynakları bakanlığı, esnaf bakanlığı kurarak istihdama dayalı nitelikli eğitim planlaması gerçekleştireceğiz. Çiftçinin kullandığı mazotun litresini 3 liraya düşüreceğiz. Asgari ücreti 2.200 TL’ye çıkaracağız ve en düşük emekli maaşını 1500 TL yapacağız. Emekliler için adil bir intibak yasası çıkaracağız. 1 milyon 200 bin kadrolu kamu personeli istihdam edeceğiz ve kapsam dışı bırakılan 500 bin taşeron işçiyi ilk 6 ayda kadroya alacağız. 180 bin öğretmenin atamasını 1 yıl içi de tamamlayacağız. Kadınlarımıza ekonomik, kültürel, sosyal hayatta fırsat eşitliği sağlayacağız.
Özetle herşeyden önce vatandaşa tepeden bakış, yandaşla iş yürütme anlayışı bitecek.

Peki sizin kişisel olarak hedefiniz, rüyanız nedir ?
Biliyorsunuz üretimin içinden geldiğimi söylemiştim. Türkiye’nin kendi kaynaklarından, yenilenebilir enerjiden beslenmesi kişisel olarak önceliğim diyebilirim. Yeni bir sanayi strateji oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Yüzlerce konu var ama teknik lise ve yüksekokul eğitimini ayrıca önemsiyorum. Gelişmiş ülkelerde her yüz lisenin 70 i teknik meslek lisesi. Biz de ise bu oran 45’ler seviyesinde. Organize sanayi bölgelerinde, sanayi sitelerinin yoğunlaştığı yerlerde teknoloji liseleri, teknoloji üniversiteleri kurarak gençlerin okurken, iş sahibi olmalarını sağlamak bence kritik önemde bir konu. Ara teknik eleman sorununu çözersek işsizliği ortadan kaldırabiliriz.
Genel başkan Sayın Kılıçdaoğlu İzmir’e gelerek STK’lar, muhtarlar, meslek odaları, sendikalar, hemşehri dernekleri ile bir toplantı gerçekleştirdi.
Evet, Sayın Kılıçdaroğlu, akademik meslek odalarının, STKların, hemşehri derneklerinin, göçmen derneklerinin, muhtarların, meslek odalarının, sendikaların, iş dünyası derneklerinin başkan ve yöneticilerinin katıldığı bu toplantılarda tek tek soruları yanıtladı, bilgi verdi. İktidara geldiğimizde, temel muhtarlık yasası çıkaracağımızı ve muhtarlarımıza bütçe ayıracağımızı, Türkiye genelinde 53 bine yakın muhtarımıza, muhtarlık binası yapılacağına ilişkin projeler paylaşıldı. Yasama süreçlerinin tamamında meslek odalarından sendikalardan, STK’lardan görüş ve öneriler alarak, çoğulcu ve katılımcı bir yönetim anlayışını egemen kılacağımızı belirttik.


TÜM İZMİRLİLER’İ BEKLİYORUZ


Yine cumhurbaşkanı adayınız İnce 21 Haziran’da İzmir’de olacak. Ankara İzmir’i yanlız bırakmıyor ...
21 Haziran 2018 Perşembe günü (bugün) saat 19.00 da cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce İzmir’de olacak. Sizin aracılığınızla tüm İzmirliler’e mitinge katılım çağrısı yapıyorum. Biliyorsunuz 21 Haziran en uzun gün. Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’nin mitingine 2 milyonu aşkın vatandaşımızı bekliyoruz. Büyük İzmir mitingindeki bu katılımla güneşin, tüm Türkiye’ye İzmir’den doğacağına inanıyoruz.

SABUN İŞÇİSİNİN OĞLU


1965 yılında Üsküp göçmeni bir ailenin çocuğu olarak İzmir’de dünyaya geldi Kazım Umdular. Babası uzun yıllar bir sabun fabrikasında çalışan sabun işçisi annesi evhanımı. Liseyi okul birincisi olarak tamamlayarak, kendi tercihi ile DEÜ makine mühendisliğine girdi ve 1987 yılında bölümünden mezun oldu. TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda uzun yıllar yönetici olarak görev yapan Umdular, bu dönemde İzmir Emek ve Demokrasi Platformu sözcülüğü, Türk Mühendis Mimar Odalar Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu. Yasa ve yönetmelik hazırlıklarına aktif katkıda bulunan Umdular, 2011 genel seçimlerinde CHP İzmir milletvekili adayı oldu. Çalışmalarını parti içinde bilim yönetim kültür platformunda aktif olarak devam ettiren Umdular, partinin mutfağında proje üreten kişiliğiyle tanınıyor.

SİYASET VE TİYATRO


Umdular, iş ve siyaset yaşamı dışında tiyatro yönetmenliği ve oyunculukla da ilgili. Kazım Umdular her ne kadar seçim dönemlerinde uzak kalsa da bir tiyatro tutkunu. Gazeteci Dilek Gappi ile evli olan Umdular bir çocuk babası. İş yaşamı endüstriyel yapı üretimi, sanayi alanında faaliyet gösteren özel bir kuruluş yönetici olarak devam ediyor.