Röportaj / Sinan KESKİN

2008 yılından bu yana her yıl düzenlenen bu yıl ulusal olarak 12., uluslararası olarak 3.'sü gerçekleştirilecek olan İzmir İleri Yaş Sempozyumu’nun teması “yaşamın içindeyim” olarak belirlendi. Eş başkanlığını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Ege Geriatri Derneği Genel Sekreteri Psikolog Mevlüt Ülgen’in yaptığı sempozyumun bu yıl sanatçı konuğu ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Cezmi Baskın olacak. Prof. Dr. Fehmi Akçiçek'in girişimleriyle 2008 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı bünyesinde kurulan ve Ege Bölgesi'nde ilk olan Geriatri Bilim Dalı'nın girişimleriyle başlatılan, Ege Geriatri Derneği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliği, İzmir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü katkıları ile düzenlenen 3. Uluslararası, 12. Ulusal İzmir İleri Yaş Sempozyumu, 27 - 28 Şubat 2019 tarihleri arasında “Yaşamın İçindeyim” teması ile İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi‘nde gerçekleştirilecek.

Ege Geriatri Derneği Başkanı, EÜ bünyesinde yürütülen Tazelenme Üniversitesi koordinatörü, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sevnaz Şahin ile İzmir İleri Yaş Sempozyumu'nu, Türkiye'nin hızla yaşlanması karşısında kurumlara ve bireylere düşen sorumlulukları konuştuk.

Sevnaz Hanım öncelikle kısaca sempozyum hakkında bilgi alabilir miyiz?

İlkini 2008 yılında yaptığımız İzmir İleri Yaş Sempozyumu'nun bu yıl 12.sini düzenleyeceğiz. Öte yandan 3. kez uluslararası olarak düzenlenecek. Türkiye'deki benzerlerinden farklı bir organizasyon. Yaşlılıkla ilgilenen tüm kurumları biraraya getiriyoruz. Benzerleri genellikle bir meslek grubuna hitap ediyor. Bu sempozyumun temel farklılığı bu alanda çalışan bütün kurumları, meslek örgütlerini ve aynı zamanda yaşlıları bir araya getiriyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, yerel yönetimler, merkezi yönetim, hekimler, hemşireler, sosyal hizmet uzmanları, iletişim uzumları, yaşlı bakım teknikerleri gibi ileri yaş yaşlıya bir şekilde temas eden herkesin katıldığı bir sempozyum. Bu seneki temamız “Yaşamın İçindeyim”. İleri yaştaki bireylerin evlerinde, bildikleri, güvendikleri sosyal çevre içinde yaşamlarını sürdürmelerini destekliyoruz. Bu seneki temamız bu konuya odaklanıyor. Yaşlı dostu şehirlerden yaşlı dostu topluma kadar bir çok konu konuşulacak. İngiltere, Japonya, Hollanda ve İtalya'dan konuşmaçılarımız gönüllükle ilgili ülkelerindeki uygulamaları ve tecrübelerini anlatacaklar.

İleri yaştan kastınız nedir? Kaç yaşından itibaren yaşlı kategorisine giriyoruz?

Biz 65 yaş üzerini yaşlı olarak kabul ediyoruz. Ama biliyorsunuz yaşlılar çok heterojen bir yapıya sahip. 65 yaşındaki bir yaşlı ile 70 yaşındaki bir yaşlı çok farklı olabiliyor. O nedenle yaşlılık periyodunu 3'e ayırıyoruz. Toplum içinde en fazla gördüğümüz 65-74 yaşa arası genç yaşlılar, 75-84 yaş arası orta yaşlılar ve 85 ve üzeri yaşlı yaşlı veya ileri yaşlı dediğimiz kesim. Günümüzde ortalama yaşam süresi arttığı için toplumdaki yaşlı nüfus da arttı. Artık 'dalya' diye adlandırdığımız 100 yaşının üzerindeki bir kesim de var. Şuan bu kesimi dalya olarak adlandırıyoruz ama henüz oturmuş bir terminoloji yok.

Gelişen sağlık hizmetleri, sağlıklı beslenme arayışları insan ömrünü uzatıyor. Türkiye'nin yaşlı nüfusu da hızla artıyor sanırım.

TÜİK 8 Şubat'a açıkladığı rakamlar Türkiye'deki yaşlı nüfusun yüzde 8,8 olduğunu gösteriyor. Bu oran 65 yaş ve üzerini kapsıyor. 60-65 yaş arası da dahil edildiğinde bu oran yüzde 10'u geçiyor. Bu rakam önemli. Bilimsel olarak kabul ettiğimiz oranlara göre bir toplumda 65 yaşın üzerindeki nüfus yüzde 7'nin üzerindeyse o toplum yaşlı toplum demektir. Türkiye yaşlandı diyebiliriz. Yüzde 7'lik eşiği 2010 yılında geçtik. Şuan yüzde 8,8. Artış hızı çok yüksek. Geçen yıl yüzde 8,53 olan oran bu yıl yüzde 8,8 oldu. Yüzde 0,3'lük oran bir yıl için ciddi bir artış. 2050 yılında beklentimiz yüzde 20'yi bulması yönünde. Doğurganlığın azalmasının da bunda önemli etkisi var. Artık daha uzun yaşıyoruz. Bu insan oğlunun en büyük başarısı aslında. Hastalıkları erken tanıyoruz, bulaşıcı hastalıklarla mücadele belli bir noktaya geldi, sağlıklı yaşamla ilgili farkındalık arttı. Tüm bu gelişmeler insan ömrünü uzattı. Bir taraftan da endüstriyelleşmeyle başlayan süreçte doğurganlık azaldı. Böyle olunca yaşlı nüfus artmaya başladı. Türkiye koşar adım yaşlanıyor.

Türkiye bu hızlı yaşlanmaya hazırlıklı mı?

Sempozyum tam da sizin söylediğiniz noktadan çıktı. Biz ne kadar hazırlıklıyız? Hazırlanmak için neler yapabiliriz? Çok hazırlıklı değiliz açıkçası. 10 yıl önce bu alandaki farkındalığın artırılması gerekiyor diye yola çıktık. Farkındalık oldu aslında. Ama genel bakış açısı yaşlıların sağlık alanında ve mimaride beklentileri olduğu yönünde. Aslında ileri yaşın bütün kurumlardan talebi var. Biz bunlara ne kadar hazırlıklıyız? Bunlara bakmak gerekiyor. Kültür sanatta hazırlıklı mıyız mesela. Onların ulaşabilecekleri sanat merkezleri var mı. Mesela ekonomide hazırlıklı mıyız? Bunlara bir bütün olarak bakarsanız aslında çok hazırlıklı değiliz. Ama farkındalığımız hızla artıyor. 2019 yılı yaşlılar yılı olarak ilan edilecek. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bir çalıştay yapacak. Bu alandaki birçok çalışma 2019 yılı içinde hızlandırılacak. Herkesin ileri yaşın ihtiyaçlarıyla ilgili bilgi sahibi olması gerekiyor. Herkes derken karar verici mercileri kastediyorum. Bütün kurumlarda bu karar verici bireylerin ileri yaştaki birey ne ister bilmesi gerekiyor. Bunu bilirseniz ona göre hizmet götürebilirsiniz. Örneğin bastonunun çukura takılmaması gerekiyor. Basamakların dengeli olması gerekiyor. Acil durumlarda sağlık hizmetine ulaşabilmesi gerekiyor. Toplum içinde kalmasını destekleyici semt evlerinin olması gerekiyor. Bütün kurumların yapacağı çok şey var ve birlikte yapmaları gerekiyor.

Peki Sevnaz hanım, yaşam süresi uzayan insanlarımız kendilerini bu duruma hazırlıyorlar mı?

Aslında başladılar. İzmir'de ileri yaş bireylerin bu konudaki beklentileri arttı. Biz şunu diyoruz; Yılları uzattık ama o uzayan yıllara artık kaliteli yaşam katmak zorundayız. Uzayan ömrü ne kadar kaliteli, ne kadar anlamlı geçiriyoruz. Bu aktif sağlıklı yaşlanmayla mümkün. Bu da kişilerin hayatın içinde olmasıyla sağlanır. Biz de çalışmalarımzda bunu hedefliyoruz. Çünkü yaşlılık da yaşamın dönemlerinden bir tanesi, çocukluk ve yetişkinlik gibi. Onu bu süreçten ayırıp ayrı bir yere koymak haksızlık. Hayatına doğal yapısı içinde devam etmesi gerekiyor. Tazelenme Üniversitesi projemiz bu anlamda en önemli çalışmalarımızdan. Hayat boyu öğrenmenin ileri yaşa denk gelen kısmı. Temel hedefimiz yaşlanan bireyleri ne ile karşılaşacakları konusunda bilgilendirmek. Hayat akıp giderken yakalamakta zorlandıkları bilgileri kendilerine sunmayı hedefliyoruz. Onlar önce çocuklarına baktılar, şimdi torunlarına bakıyorlar. Aldıkları bilgiyi gelecek kuşaklara aktarıyorlar. Kuşaklar arası bilgi akatarımı söz konusu. Yaptığımız şey sadece yaşlıları ilgilendirmiyor. Toplumdaki bütün bireyleri ilgilendiriyor. Yaşlı birey mutlu olursa, bilgilenirse, ihtiyaçları karşılanırsa, bilgi düzeyi artarsa bu dalga dalga bütün topluma yayılır. Bütün toplumda ciddi bir değişime yol açar. Tazelenme Üniversitesi bunu yapıyor.

Geriatri, yaşlı bireyi hastalıklardan korumak, erken tanı, tedavi, rehabilitasyon ve yaşam kalitesini artırmak gibi çok geniş bir yelpazeden bakan bir bilim dalı. Dahiliye uzmanı reçetesini yazıp eve gönderebilir. Ama biz ilaçlarını kim alacak, o dönemde ona kim bakacak, nasıl beslenecek, sosyal desteği var mı, nerede kalacak gibi bütüncül bakışa sahip bir bilim dalıyız.

Ana tema “Yaşamın İçindeyim” olacak

İzmir İleri Yaş Sempozyumu Eş Başkanı Psikolog Mevlüt Ülgen, “27-28 Şubat 2019 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz 3. Uluslararası, 12. Ulusal İzmir İleri Yaş Sempozyumu programını; ulusal ve uluslararası yaşlanma eylem plan ve programlarında da ifadesini bulan, aktif ve sağlıklı yaşlanma konsepti çerçevesinde yaşlı bireylerin bağımsız, yerinde, sağlıklı yaşlanma olanak ve haklarına vurgu yapan, toplumsal katılım, kendini gerçekleştirme imkanlarını içeren, erişilebilir, etkin kamusal hizmet ve çevrelere güçlü vurgu yapan, yaşlı bireyleri yaşamın aktif birer öznesi olduğu yaklaşımını yansıtan “Yaşamın İçindeyim” teması ile gerçekleştireceğiz. Sempozyum ile 'Artan İleri Yaş Nüfüsunun Taleplerine Geniş Açılı Bakış', 'İleri Yaş Dostu Şehir: İzmir', 'Kırılgan Yaşlı', 'Yaşlanan Bedenle Yaşam', 'İleri Yaşta Evde Yaşam', 'Aktif Yaşlanma', 'Palyatif Bakım', 'Adli, Sosyal ve Tıbbi Acil Durumlar', 'Keyifli Yaş Almak', 'Yaşlılıkta Sosyal Yaşam ve Bakım' ve 'Sosyal Dışlanma ve Yaşlılık' temaları ile ileri yaşın sorun ve taleplerini irdelemeyi, yerel ve ulusal politika ve eylem planlarının oluşumuna katkı sunmayı, toplumsal farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

PROGRAM

27 Şubat 2019, Çarşamba

09:00-10:00 Açılış Konuşmaları ve Ödül Töreni

10:00-11:00 Söyleşi / Cezmi Baskın

11:00-12:00 Panel 1: Haklarımı Biliyorum

13:30-14:30 Panel 2: İleri Yaşa Çok Yönlü Bakış

13:30-14:30 Sözlü Bildiriler - 1 (2. SALON )

15:00-16:30 Panel 3: Yaşlıyı Kucaklayan Mekanlar

16:30-17:30 Sözlü Bildiriler - 2 (2. SALON )

28 Şubat 2019, Perşembe

09:00-10:00 Konferans: Gönül Gözümden Hayat

10:30-12:00 Panel 3: Yalnızlık ve Tek Başınalık

13:30-15:00 Panel 4: Yaşlı Popülasyonu Gönüllü Hizmetlerine Nasıl Dahil Edelim? Ülke Örnekleri

13:30-14:30 Sözlü Bildiriler - 3 (2. SALON )

15:30-17:00 Panel 5: İzmir’de İleri Yaşa Özel Projeler

15:30-16:30 Sözlü Bildiriler - 4 (2. SALON)

17:00 Kapanış