Geçtiğimiz günlerde Radyo Ege'ye konuk olan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ile siyasetten sanata pek çok konuyla ilgi sohbet ettik.

Karşıyaka için geliştirdiği farklı projelerle dikkat çeken Akpınar, yazdığı kitaba ilginin giderek attığını söyledi. "Kitap, çocukluğumdan başlayan ve belediye başkanı olduğum 35.5 ayımı anlattığım bir süreci işliyor. Bir Başkan, Bir Şehir, Bir Aşk adlı kitabımın geliri okuyan gençler için burs oluyor. Her apartman bir çocuk okutuyor projesine aktarılıyor. Hayalim daha fazla gence burs sağlamak" diyen Akpınar, Karşıyaka stadı için de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Karşıyaka'da kentsel dönüş yapılmaya başladı. Bununla ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Aslında bu bir kentsel dönüşüm değil. Binaları yenileme diyebiliriz. Kenti dönüştürmek istiyorsanız şehri planlamanız gerekiyor. Kenti park ve bahçeleriyle, hastanesiyle, otoparklarıyla düşünerek planlama yapılmalı. İlçe belediyeleri bir takım zorluklar yaşıyor ve hatta büyükşehir belediyesi by pass ediliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı marifetiyle yapılan planlar, ne yazık ki kentte doğru sonuçlara yol açmıyor. Bugün Mavişehir bölgesine 3 bin - 4 bin yeni konut geliyor ve bu yapılacak yüksek binalar belediye izniyle yapılmıyor. Kentin daha güzel bir hale kavuşması için yaptığımız çalışmalarda bir yere kadar yetkimiz var, sonrasında yok.



Karşıyaka'da yenilediğiniz anıtın resmi açılışı ne zaman olacak?

Körfez'in her yerinden görünen anıtımızın açılışı ne yazık ki 24 Haziran seçimine takıldı. Halkımız tarafından beğenilmesi ve önünde fotoğraf çektirmeleri çok hoşuma gidiyor.

MUHTEŞEM BİR ORKESTRA


Oda orkestranız Türkiye'de bir ilk olma özelliğini taşıyor. Onları siz de dinliyor musunuz?

İlçe belediye ölçeğinde gerçekten Türkiye'de bir ilk. Muhteşem olduklarını söylemeliyim. Biz bununla da kalmadık. Orkestraya yeni şefler ve müzisyenler kazandırabilmek için master class programları düzenliyoruz. Yıl boyunca Hikmet Şimşek Sanat Merkezi'mizde çok önemli konserler düzenliyorlar. Geçen yıl programımızı Zülfü Livaneli şarkıları ile tamamlamıştık. Bu sene Türkiye'ye önemli katkılarda bulunmuş müzik insanlarımızın albümlerini senfonik eserler yaparak bir sürpriz yapmaya hazırlanıyoruz. Bunun dışında 5 tane quarted çıkardık. Kentin belli bölgelerinde canlı dinletiler yapıyorlar. Eylül ayından itibaren de 4 yıldır olduğu gibi quartedimiz her çarşamba günü 14.00 - 15.00 saatleri arasında belediyemizin giriş katında canlı müzik yapacaklar. Ayrıca giriş katımızda bir sergi salonu açtık. Orada vatandaşlarımız yaptıkları eserleri sergiliyorlar. Zaten benim de seçilirken bir sözüm vardı. Yazdığım kitabında baş sözüdür bu: Yerel yönetimleri resmi daire algısından çıkarıp kentin en büyük sivil toplum örgütüne dönüştürmeli. Biz de bu şekilde çalışıyoruz. Çünkü bu belediye halkın belediyesi. Devlet dairesi kasvetinde işlerini zorlaştıran değil kolaylaştıran bir yapıya kavuşturduk. Torpil aramalarına gerek yok. Karşıyaka Belediyesi'nin her biriminde yurttaş eşit hizmet alır.İster başkanı tanısın isterse tanımasın. Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Yasaların arkasından dolanmıyoruz.


YENİ KİTAP EMEKLİLİKTE


Geçtiğimiz günlerde Marmaris kitap günlerine katıldınız değil mi?

Evet. Ben bir yazar değilim. Onur konuğu olarak katıldım. Ben Türkiye'de farklı bir şey yapmak istedim. Siyasetin insanların birbirini karalaması değil farklılığını ortaya çıkararak insanları buna inandırması olduğuna inanıyorum. Bizim sözel tarihimiz gelişmiştir ama yazım tarihimiz gelişmiş değildir. Ben yazım tarihimize katkı sağlamak istedim. Benim yazdığım bir otobiyografiydi. Çocukluğumdan başlayan ve belediye başkanı olduğum 35.5 ayımı anlattığım bir süreçti. Bir Başkan, Bir Şehir, Bir Aşk adlı kitabım ile o süreci yurttaşlarla buluşturdum. Vatandaş belediye başkanını tanımalı. Nasıl bir dünya görüşüne sahip, kimdir, ailesi nasıldır, o makama nasıl gelmiştir bilmeli. Çok çalışkan ve iyi bir Karşıyakalı olan Başkan Yardımcım Ayşem Özzambak bana, "6 belediye başkanıyla çalıştım ilk defa bir belediye başkanını tanıdım. Sonuçta belediye bürokrasi ilişkisi kurdum ama bir belediye başkanının çocukluğundan gelen yaşam öyküsünü ilk kez öğrendim" dedi. Bence bu önemli. Marmaris'te insanların çok büyük ilgisiyle karşılaştım. Çünkü bu kitabın geliri "Her apartman bir öğrenci okutuyor" projesinde öğrencilere karşılıksız burs olarak veriliyor. Ben Doğan Kitap'tan aldığım telif hakkımı kendim için değil çocuklara burs olması için kullanıyorum. Benim en büyük hayalim bu ülkede zor şartlarda çocuklarına eğitim vermeye çalışan ailelerin ev ekonomilerine katkıda bulunmak, daha fazla çocuğumuza burs verebilmek. Çocuklarının daha özgür ve daha rahat bir şekilde üniversite okumalarını sağlamak. Bu hedefle çalışıyorum. Şu anda 700 öğrencimize bu proje sayesinde aylık 300 TL'lik burs veriyoruz. Bunu başka ilçelerde oturan vatandaşlarımız da yapabilirler. Ben belediyeciliğin sadece kaldırım ve yol yapmaktan çevreyi temizlemekten başka bir iş olduğuna inanıyorum. Mesela dönüşümden faydalanan binalar için kurduğumuz zeytin ağacı ormanına, daire başına iki zeytin ağacı dikme şartı getiriyoruz. Dikmezlerse oturma raporunu vermiyoruz. Daha yeşil bir kent için de mücadele ediyoruz.



Yeni bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?

Kitap yazmak zor iş. İlkini yazmaya çok önceden karar vermiştim ve notlar biriktirmiştim. O nedenle çok zorlanmadım. Ben, Katip Çelebi Üniversitesi'nde Vergi Hukuku üzerine yüksek lisans yaptım. Şu anda da işletme doktorası yapıyorum. Vergi hukuku tezimi yerel yönetimlerde finansal kaynaklar konusunda bir kitaba dönüştürebilirim. Tabi bu teknik bir kitap olmuş olacak. Bunun dışında sanırım emekli olduğumda yazabilirim. Ama henüz emekli olmayı da düşünmüyorum.

"Daha iyi bir spor alanı istedim diye düşman ilan ettiler"


Yapılacak yapılmayacak tartışmaları içinde Karşıyaka stadı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yer konusundaki gerekçeli muhalefetimi sürdürüyorum. Bir kent yöneticisi olarak ben o alanın apartmanlarının arasına sıkıştırılmış 15'te bir müsabaka yapılacak bir alan değil, o alanın sürekli yaşayan bir spor alanı olması gerektiğini söylüyorum. Yüzme havuzuyla, atletizm pistiyle, genç takımlar için hazırlanan futbol sahalarıyla, tenis kortlarıyla, spor salonuyla, yelken kulübüyle bir spor kompleksi olması gerektiğine inanıyorum. Biz çocuklarımızın elinden tutup her gün oraya spor yapmaya götürmeliyiz diye düşünüyorum. Bu benim fikrim ve böyle düşündüğüm için beni son günlerde Karşıyaka düşmanı ilan ettiler. Ama ben bu ilçeye hizmet ediyorum.Önce herkes kendi yaptıklarına bir baksın. Kimin bu ilçeye daha çok emeği geçmiş bunu bir incelesin. Ben daha iyisini istiyorum, onlar daha azına ve kötüsüne insanları ikna etmeye uğraşıyorlar.



 

"Motosiklet benim için tutku ve özgürlük"


İzmir'de trafik giderek büyük bir soruna dönüşüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet trafik sıkışık. Ama araçların içine baktığınızda bir ya da iki kişi görüyorsunuz. Biz denizi daha çok kullanmalıyız, tramvayı, metroyu, İZBAN'ı daha çok tercih etmeliyiz. İki tekerli araçların sayısını arttırmak ve bunu da bir kültür haline getirmek gerekir. Bunun için Karşıyaka'da bir projemiz var. 4 - 14 yaş arasındaki çocuklarımıza motosiklet kullanma eğitimi vermeyi ve ileriki yaşlarda da ileri sürüş teknikleri eğitimi verecek olan bir eğitim merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Ve buradaki motorlar gerçek motorlar olacak. Tabii küçük modelleri. Motosiklet benim için bir tutku ve özgürlük aracı. Makam aracından çok motosiklet kullanmayı tercih ediyorum. Bu bir kültür ve ne yazık ki bazı sürücüler gerekli önlemleri alamadıkları için hevesle bindikleri motorlarında kaza yaptıklarında sakat kalabiliyor ya da hayatlarını kaybedebiliyorlar. Karşıyaka'da yaşayan insanların daha fazla bisiklet ve motosiklet kullanmalarının hem sağlık hem ekonomi açısından daha iyi olacağını düşünüyorum.
Trafikte motorunuzla giderken bir sıkıntı yaşadınız mı? Otomobil sürücülerinin sizi sıkıştırdığı oldu mu?
İzmir'de inanılmaz bir nezaket var motor sürücülerine. Şu ana kadar hiç sorun yaşamadım. Kafamda kask olduğu için kimse beni tanımıyor. Rahat rahat yolumda gidiyorum.



İzmir'de tramvay birçok çevre tarafından eleştirildi. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Bence özellikle Karşıyaka için iyi oldu. Vapur iskelelerine iyi bir bağlantı kurulmuş oldu. Bunu daha da geliştirmeli ve iç kesimlere de uygulamalıyız. Halk tramvaya alışmalı. Şehirler çok sıkıştı. İmar barışı nedeniyle de yapılaşmanın önünü geçilemiyor.

TOPLUMSAL BARIŞ DAHA ÖNEMLİ


Kentlerde yapılaşma giderek artıyor. İmar barışı hakkında ne düşünüyorsunuz?

İmar barışı, vergi barışı bunlar ekonomiye iyi geliyor ama insanlar arasındaki toplumsal barışı da sağlamak gerekiyor. Asıl ihtiyacımız toplumsal barış. Bu suistimallere açık bir durum. İnsanları gözlemliyorum. Bu aflardan mutlu olanların dışında birçok kişi de "Keşke ben de yapsaydım "diyor. Kentlerin bozulmaları bu barışlardan kaynaklanıyor. Bunu disipline etmek gerekir. Bu aynı şekilde sigorta borçlarını düzenli ödeyenle ödemeyen esnaf için de geçerli. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde bunu göremezsiniz.
Son olarak Ordu'daki sel felaketinde bu çarpık yapılaşmanın sonuçlarını görmüş olduk...
Ordu büyük bir felaket yaşadı. Kentte yaşayan herkese geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Kentin çarpık yapılaşması bu felaketin boyutunu da arttırıyor. Dere yataklarını kapatıp üzerlerine bina yaparsanız, doğal yapısıyla çok oynarsanız ne yazık ki afet oluyor.