Ülkemizde 3 milyon hektar tarım alanında artık üretim yok. Ürününün para etmeyeceğini bilen çiftçi artık toprağını ekmekten vazgeçti.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi,"Çiftçi o kadar zor durumda ki taksitle traktör alıp peşin paraya satıyor." dedi. Son genel kurulda 648 oy alarak yeniden Ziraat Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçilen ve Kurtuluş Güngör, Ele Dalçam, Hakan Çakıcı, Mine Pakkaner, Tevfik Türk ve Harun Reşit Uysal ile birlikte yeni yönetim kurulunu oluşturan Ferdan Çiftçi, "Ülkemiz zor koşullardan geçiyor. Mücadelemize ara vermeden devam edeceğiz" dedi. Çİftçi, Gazete 9 Eylül'ün sorularını yanıtladı:

Zor bir dönemde yeniden görev aldınız, neler söyleyeceksiniz?

Yıllardır tarım sektöründe karşımıza çıkan sorunları çözmek için çalışıyoruz, ama sorunlar bitmiyor, biz çözdükçe sorunlara yenileri ekleniyor. Hayallerimiz var, umutlarımız var. Ülkemizin zor koşullardan geçtiği bu dönemde arkadaşlarımızdan yeniden yetki istedik. O yetkiyi verdiler ve beşinci dönem Yönetim Kurulu Başkanı olarak yeniden görev aldım. OHAL'ın giderek kurumsallaşmaya başladığı bir dönemdeyiz. Yaşanan gelişmelerden tarım sektörümüz de olumsuz etkileniyor. Çiftçimiz zor durumda ve bu konuda sürdürdüğümüz mücadeleye ara verilmemesi gerekiyor. İktidar odaların mücadelesini, mevzuat değişiklikleri ile yetkilerini kısarak engellemeye çalışıyor. Bu engellerin kaldırılması için aralıksız mücadele vereceğiz.


ÜRETİMDEN KOPTUK


Yaşadığımız sürecin bir değerlendirmesini yapar mısınız?

İktidar attığı hiçbir adımı boşa atmıyor. Milli tarım politikası dediler, Türkiye tarımsal ürün ithalatı cenneti oldu. 2008 yılından bu yana ithal etmediğimiz ürün kalmadı. AKP'nin iktidarda olduğu son 15 yıllık dönem Türkiye'de üretimden kopuş dönemi. Şu anda ülkemizde 3 milyon hektar tarım alanında tarım üretimi bitti. Çiftçi zarar edeceğini bildiği için artık tarlasına ürün ekmiyor. Kazanamayacağı için üretmiyor. Küçük aile işletmeleri ise yıllar öncesinden gelen alışkanlıkla, ürününü değerine satamayacağını bildiği halde hala tarlasına ürün ekmeye devam ediyor. Çiftçi çaresiz, çiftçi yalnız, alınterinin karşılığını alamıyor. Çiftçinin 2002 yılında ülke genelinde toplam 200 milyon lira kredi borcu vardı, 2018'de çiftçi 2 milyar lira borçlu. Bankaya borcu olmayan çiftçi yok. Üretimden para kazanamayan üretici, yaşamını sürdürebilmek için taksitle traktör alıp peşin paraya satıyor. Borçlar yüzünden üreticimiz arazisini artık elinde tutamıyor, araziler elden çıkıyor. Bu arazilerin çok uluslu şirketlerin eline geçeceği bir sürece doığru hızla ilerliyoruz. Çiftçinin içinde bulunduğu bu durumdan meslektaşlarımız da, bayiler de, tedarikçiler de olumsuz etkileniyor. Bayiler çiftçinin finansörüdür, uzun vadeli mal satarlar. Bayiler de birer birer kepenklerini indiriyor. Bayiler ortadan kalkarsa çiftçi bundan da büyük zarar görecek. Çiftçinin girdi yükü azaltılmıyor, desteklemeler doğru yapılmıyor. Desteklerde arslan payını büyük üreticiler alıyor. Küçük üretici bu desteklerden yararlanamıyor.

YOK EDEMEZSİNİZ


Tarım alanlarımız tehdit altında, nasıl yorumluyorsunuz?

5403 sayılı yasada yer alan tarım alanlarının kullanılması ve planlamasıyla ile ilgili 26 maddelik yönetmeliği 9 Aralık 2017 tarihinde değiştirdiler. Bu yönetmelik değişikliği ile tarım alanlarının amaç dışı kullanımını kolaylaştırdılar. Ve buna kamu yararı dediler. Daha önce tarım topraklarının kullanımı ile ilgili olarak karar veren toprak koruma kurulunda Tema temsilcisi bile vardı. Şimdi bu değişiklikle çoğunluğa gerek olmadan yalnızca iki üyenin kararı ile her türlü değişiklik yapılabilecek. Kurul üyelerinin çoğu devletin görevlileri ve hiçbirinin bağımsız karar veremeyeceğini biliyoruz. Bunun son örneğini Eskişehir'in en verimli tarım arazilerinin bulunduğu Alpu'da gördük. Ovanın tam ortasına termik santral kurmaya çalışıyorlar. Artık tarımsal sit olarak belirlenmiş en verimli araziler için bile aynı tehdit söz konusu. Tarım alanlarında artık madencilik bile yapılabilecek. Mutlak tarım arazileri bile artık tarım dışına çıkarılabilecek. Tarım alanına besi çiftliği bile kurulmaması gerekirken, organize sanayi bölgesi kuruyorlar ve bunun bir daha geri dönüşü olmuyor. Yüzyıllardır korunan ve geleceğe taşınması gereken tarım alanları tek tek elden çıkıyor. Tarım sektörü artık ülkemizde geri plana atılmaya çalışılıyor. Ama uzun vadede hiçbir sektör tarımla yarışamaz. Her kuruluş bir gün ömrünü mutlaka tamamlar ama toprak insanı yıllarca besler. Yani kısa vadeli rantlar için tarımı yok edemezsiniz.


DAYANIŞMA ŞART


Yeni dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz, projeleriniz var mı?

Meslektaşlarımız bir arada durmalı. Ülkemizde demokrasi sorunu var ve mücadelemiz engellenmek isteniyor. Yeni dönemde de ülkemizde yaşananları elimizden geldiğince halkımıza, çiftçimize anlatacağız. Üreticimizin yanında olacağız. İktidarları uyarmaya devam edeceğiz. Üniversitelerimiz ile işbirliği yapacağız. Ama üniversitelerimizin de akademik özgürlüğe ihtiyacı var. Meslektaşlarımızın iyi yetiştirilmeleri gerekiyor. Öğrenci üyelerimizle ilişkilerimizi güçlendireceğiz. Üreticilerimize daha güzel bir gelecek için örgütlenmeleri gerektiğini anlatacağız. Mesleki hak ve yetkilerimizin korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalara devam edeceğiz, Mücadelemizin aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğu, meslek ve meslektaş sorunlarının ülke sorunlarından ayrı olmadığının bilincinde olarak bu çalışmalarımızı yapacağız. Kadın meslektaşlarımızın oda çalışmalarında daha aktif yer alması yönünde çalışmalarımızı geliştirerek sürdüreceğiz. Öğrenci üye örgütlenmemiz olan ZMO Genç örgütlenmesine ağırlık vereceğiz. Mesleğimizin ve odamızın geleceği olan öğrenci üyelerimizle teknik gezi eğitim, söyleşi gibi etkinlikler yapacağız. Stajlarına destek olup meslektaşlarımızla buluşturacağız. Öğrenci yaz eğitim kamplarımızı sürdüreceğiz. Su ürünleri mühendisi ve tütün teknoloji mühendisi meslektaşlarımızın da çalışma alanlarının korunması ve geliştirilmesi yönünde çaba harcayacağız. Oda lokalimizi bir eğitim, kültür ve buluşma ortamı haline getiren etkinliklerimize devam edeceğiz, üyelerimizle kültür ve sanat söyleşileri gerçekleştireceğiz. Uygulanan neoliberal tarım politikalarının sonucu yüksek girdi maliyetleri, düşük ürün fiyatları arasında sıkışan, ithalatçı politikalarla üretimden kopan ve küresel iklim değişikliklerinden kaynaklı dolu, don, kuraklık ve aşırı yağışlardan her yıl olumsuz etkilenen çiftçilerimizin sorunlarını kamuoyu gündemine taşımaya, bağımsız tarım politikalarının uygulanması için çaba göstermeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin temel değerlerine yapılan planlı saldırılara karşı çağdaş, laik ve demokratik bilinçle özgür ve bağımsız tavırlarımızı ve ülkemizde demokrasinin kurumsallaşması, adalet ve özgürlüğün yerleşmesi, barış ve kardeşlik hukukunun geliştirilmesi, yönündeki kararlılığımızı, mesleki demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla sürdüreceğiz. Kamu ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın, özlük haklarının iyileştirilmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz, şube danışma kurulumuz dışında başlattığımız üye bölge toplantılarını etkin hale getirip artırarak sürdüreceğiz ve toplantılarımızda yaptığımız çalışmaları üyelerimizin görüş eleştiri ve önerilerine açacağız. Aynı zamanda üyelerimizin sorunları ve tarımın yerel sorunlarını tartışacağız. Bölge şubelerimizle sürdürdüğümüz dayanışmayı, ortak çalışmalar ve yapacağımız bölge danışma kurulu toplantılarıyla, bölgesel sorunlara ortak refleks göstererek geliştireceğiz. Sivil toplum örgütleri, kent Konseyleri ile bu dönem geliştirdiğimiz ortak çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Ülkemizin sorunu olan işsizlik sorununun meslektaşlarımız adına aşılması için ziraat mühendislerinin görev ve yetkilerine ilişkin tüzüğün etkinlikle uygulanması yönünde idari ve yasal çabalarımızı sürdüreceğiz.


BİRLİKTE DİRENECEĞİZ


Çevre mücadelesinde rolünüz önemli, devam edecek misiniz?

Tarım alanlarımızın ve meralarımızın amaç dışı kullanımına karşı mücadeleye devam edeceğiz, Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği'ne bağlı odalarımız başta olmak üzere akademik meslek odaları işçi ve memur sendikaları ve diğer sivil toplum kuruluşları ile işbirliğine devam edeceğiz. Sürdürülebilir bir yaşam esas kılmak üzere yürüttüğümüz çevre mücadelesinde aktif yer almaya devam edeceğiz. Odamız ve üst örgütümüz Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği'ni etkisizleştirmek, işlevsizleştirmek ve yok etmek için yapılacak her türlü saldırıyı etkisiz kılmak için tüm örgütümüzle birlikte mücadeleye devam edip, üyelerimiz arasında birlik ve dayanışmayı sağlayacak balo, dağ yürüyüşleri konserler, koro çalışmaları, gezi, tiyatro ve sinema organizasyonları gibi sosyal ve kültürel faaliyetleri arttırarak sürdüreceğiz ve meslektaşlarımızın ortak ilgi alanları ile ilgili topluluklar kuracağız.