Henüz 15 yaşında Konya Ereğli'den çıkıp tek başına İzmir'e çalışmaya gelen Şuayip Küçükkurt'un, 1993 yılında kardeşleri ile birlikte temellerini attığı Bortar 25. yılını kutluyor.

Bortar, yemeği bir sanat olarak gören, yemek pişirmekten ve paylaşmaktan keyif alan, birbirlerini ve işini seven insanların oluşturduğu büyük bir aile. Şuayip Küçükkurt'tan sonra bayrağı devralan Hasan Küçükkurt ile başarıdan başarıya koşan Bortar'ın geleceği emin ellerde. Ailenin tam 17 kişi olan 2. nesli yavaş yavaş işleri devralmaya başlamış bile. Şirkette çalışmaya başlayan ilk ikinci kuşak temsilcisi olan Şuayip Küçükkurt'un oğlu Deniz Küçükkurt ise yönetim kurulunda amcaları ile birlikte Bortar'ı geleceğe taşıyor.

Birinci nesil ile ikinci nesil arasında köprü olan Deniz Küçükkurt ile Bortar'ı, sosyal faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini konuştuk.



Kısaca Deniz Küçükkurt'u tanıyabilir miyiz?
Ailemiz 1982 yılında Konya Ereğli'den İzmir'e gelmiş. Ben 1982 yılında İzmir'de doğdum. Ege Üniversitesi Kimya Bölümünü bitirdim. 2004 yılında Bortar'da çalışmaya başladım. Yaklaşık 14 yıldır buradayım. İşin içinde alaylı olarak yetiştim. Çocukluğumdan beri gelip giderdim ama 2004 yılında babamı kaybettikten sonra, işletmede çalışmaya başladım.

Kimya okumak sizin tercihiniz miydi?
Kimya bölümünün işimizle bir ilgisi yok. Üniversite tercihim biraz tesadüfi oldu. Okulu bitirdikten son bölümümle ilgili hiçbir iş yapmadım.

Çok genç yaşta şirkette çalışmaya başlamışsınız. İlk yaptığınız iş neydi?
Önce irsaliye keserek işe başladım. Sonra farklı departmanlarda çalışarak tüm işleyişi öğrendim. Şuan şirketin yönetim kurulu üyesiyim. Operasyonun ve icranın içindeyim. Benim dışımda 17 kuzenim daha var. Onlar da eğitimlerini tamamladıkça şirkette değişik kademelerde çalışmaya başlıyorlar. Ben 2. jenerasyon içinde şirkette çalışmaya başlayan ilk kişiyim. Birinci jenarasyonla ikinci jenerasyon arasında köprü görevi gördüm. Kendimi bu anlamda şanslı görüyorum. Birinci jenerasyonun elinde büyüdüm, işleri onlardan öğrendim. Benden sonra ablam başladı şirkette çalışmaya.

Bu yıl şirketin 25. yılını kutladınız. Bortar'dan biraz söz eder misiniz?
Bortar 1993 yılında kuruldu. 250 kişiye yemek vererek başladık bu serüvene. Şimdi geldiğimiz noktada 70 bin kişiye yakın bir hizmet ağımız var. 1300 çalışanımızla İstanbul, İzmir ve Ege Bölgesi'nin farklı noktalarında toplu yemek hizmeti veriyoruz. Toplu yemek ve catringin dışında farklı sektörlerde de varız. Torbalı'da 250 dönüm üzerine kurulu besi ve süt çiftliğimiz var. Bortar'ın et ihtiyacının yüzde 80'ini karşılıyor. Çiftlik sadece Bortar'a üretim yapıyor. Çiftliğin yetmediği noktalarda dışarıdan takviye yapıyoruz. Çiftlikte süt ineklerimiz de var. Elde edilen sütleri de dışarıya satıyoruz. Akhisar'da zeytinyağı fabrikamız var. Zeytinyağını dökme olarak piyasaya satıyoruz. Yılda 10-15 bin şişe özel dolum yapıp dostlarımıza hediye ediyoruz. Turizm ofisimiz ve iş güvenliği malzemeleri satan bir firmamız daha var. Bu yıl hizmete açtığımız 25. kuruluş yılımıza ithafen ismini Mutfak 93 koyduğumuz bir restoranımız var.

İştiraklerinizde başka ortaklarınız var mı?
Bütün iştirakler kendi grubumuza ait. Ortaklı bir yapımız yok. Tüm iştiraklerimizin başında aileden birileri duruyor. Mesela çiftlikte Şevket amcam, turizm şirketinde halam var. İşimizle bağlantılı alanlarda girişimlerde bulunuyoruz.

Türkiye'nin en büyük yemek fabrikasında bulunuyoruz sanırım.
Bu tesisi 2016 yılında faaliyete geçirdik. Günlük 100 bin kişilik yemek üretme kapasitesine sahip. Şuan 40 bin kişilik yemek çıkarıyoruz. Teknoloji anlamında da, kapasite olarak da Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük tesisiyiz. Pişirme tekniklerimiz de farklıdır. Buharla pişirme tekniği kullanıyoruz. 1 saatte 6 bin kişilik çorba yapıyoruz. Saatte 15 bin kişilik yemek yapabiliyoruz.

 

Buhar teknolojisinin farkı nedir?
Yemekler daha sağlıklı oluyor. Yemek açık ateş görmüyor. Çift cidarlı teknolojiyle içinden buhar geçerek piştiği için besin değerleri düşmüyor.

Kaç farklı menü hazırlıyorsunuz?
Menünün yüzde 70 -80'ni aynı. Kalanı alternatifli seçimler oluyor. Aylık olarak birkaç alternatifli menü hazırlıyoruz. İsteyen firma istediğini seçerek kendi menüsünü oluşturabiliyor. Her yemeğin alternatifi var. Müşteri e-menüden aylık menüsünü oluşturuyor. Bu da Türkiye'de ilktir.

Üretimi sadece burada yapmadığını biliyoruz. Kaç üretim tesisiniz var? En büyük mutfağınız nerede?
Genel merkezimizin dışında en büyük oparasyon merkezimiz Aliağa'daki Star Rafineri. Orada talihsiz bir olay yaşandı. Meslektaşımzın başına istemediğimiz bir durum geldi. Star rafinerinin yemeklerini artık biz veriyoruz. Günde yaklaşık 15-16 bin kişilik yemek çıkıyor. Üretimi yerinde kurduğumuz mutfakta gerçekleştiriyoruz. Oradaki mutfağmızda yaklaşık 300 çalışanımız var. Hammadde buradan gidiyor. Üretim orada yapılıyor. Onun dışında İstanbul, Uşak ve İzmir'in farklı noktalarında olmak üzere 12 yerinde üretim tesisimiz var. Tamamı bize ait. Bizim ekiplerimiz çalışıyor. Tüm reçeteler merkezden gönderilir. Üretim o mutfaklarda yapılır.

Son zamanlarda şarbon iddiaları atılmıştı ortaya. Sizin Torbalı'da oldukça modern bir çiftliğiniz var. Sanırım et ihtiyacınızı buradan karşılıyorsunuz.
Çiftlikte 1000'e yakın besi, 250 civarı süt ineğimiz var. Hayvancılıkta aslında ciddi bir karlılık yok Ama bizim sektörümüzde et konusunda güvenilirlik şart. Biz gönül rahatlığı ile kendi etimizi kullanıyoruz. Mesela son dönemde gündeme gelen şarbon vakası insanları tedirgin etti. Bakanlığın bu konuda yaptığı resmi bir açıklama yok ama insanlar tedirgin oldular. Biz güvenilir et, güvenilir gıda sunuyoruz. Etin nerden geldiği belli. Yediği yem belli. Çiftliğimiz biraz fantezi bir çiftliktir. Çiftlikte bütüngün klasik müzik çalar. Hayvanların yataklarını Almanya'dan getirttik. Stres azaltıcı bir ürün. Çiftlikte köpek bulunmaz. Birkaç defa köpek getirdik ama hayvanlar rahatsız oluyor diye köpekleri çiftlikten çıkardık.

Son dönemde ekonomide yaşanan dalgalanma sizi nasıl etkiledi?
Tedarik konusunda sıkıntı yaşadığımız oluyor. Artan gıda maliyetleri ciddi anlamda zorluyor. Ette, bakliyatta, yağda, süt ürünlerinde, saymakla bitmez. Bu fiyat artışlarını hemen yansıtamıyoruz. Çünkü müşterilerimizle 6 aylık 1 yıllık sözleşmeler yaptık. Gelen zam doğrultusunda fiyatları revize edemeyiz. Gelen zamları doğrudan yansıtmamız mümkün değil. Bu dönemi biraz sabrederek atlatacağız. Çok panik yapmamaya gayret ediyoruz.

İş dışında sivil toplum örgütlerinde de oldukça aktifsiniz. Bunlardan biraz söz eder misiniz?
Ege Genç İşadamları Derneği üyesiyim ve yönetim kurulunda yer alıyorum. Vakit ayırabildiğim kadarıyla etkinliklerine katılıyorum. EGİAD'da çeşitli komisyonlarda görev aldıktan sonra 14. dönemde yönetim kuruluna girdim. Eğer önümüzdeki seçimlerde listesinde yer aldığım ekip seçimi kazanırsa yönetim kurulunda hizmet etmeye devam edeceğim.Öte yandan Türkiye Aile İşletmeleri Derneği üyesiyim. Amcam Hasan Küçükkurt İzmir Sanayici İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor. Şirket olarak TÜSİAD üyesiyiz. Hem aile olarak hem de şirket olarak STK'ların öneminin bilincindeyiz. Bu kentte yaşıyorsak, bu kentte para kazanıyorsan bu kente katkı koymak, hizmet etmek boynumuzun borcu.

Sanat galerisi de bu düşüncenin bir ürünü mü?
Galeri bizim aile olarak çok uzun yıllardır hayalini kurduğumuz bir şeydi. Bir yemek fabrikasında galeri olur mu diye çok düşündük. Bir çok kere oturup fizibilitesini yaptık. Buranın 5 yıllık, hatta 25 yıllık fizibilitesi var. 25 yılın emeği var burada. Bu fabrikayı yaparken bir yemek fabrikasının ötesinde bir yer olsun istedik. Toplantı salonları, sunum salonları, Arge mutfağıyla farklı bir fabrika olsun istedik. Galeri de böyle gelişti. Çok keyifli oldu. Güzel sergiler yaptık. Son olarak ressam Meral Koralta'nın sergisini açtık. Serginin gelirinin yarısını Türk Eğitim Vakfı'na bağışladık.

Hem şirket olarak hem de bireysel anlamda oldukça faalsiniz.
Yeterli değil. Daha fazla şey yapmalıyız. Zamanı geldiğinde başka projeler olabilir.

Bortar ile ilgili hedefleriniz nedir?
Bortar taşıma yemek alanında lider firma. Tesis olarak da Türkiye ve Avrupa'da eşi benzeri yok. Ulusal anlamda Bortar'ı birinci sıraya oturtmak istiyoruz. Kendi mutfağından üretip taşıyan en büyük firmayız diyebilirm. Ama yerinde üretim yapan yabancı sermayeli firmalar var. Bu bizim sektörün kanayan yarasıdır ve bu firmalar ülkemizde üretim tesisleri olmamasına rağmen burada yemek hizmeti veriyor ve kazandığı parayı da dışarıya götürüyor. Bu anlamda sektörümüzde pozitif ayrımcılık istiyoruz.

Önümüzdeki süreçte yeni bir yatırım düşünüyor musunuz?
Yeni bir yatırım düşünmüyoruz. Toplu yemekte dikey büyümeyi hedefliyoruz. Restoranımız var. Çok yeni ve keyifli bir yatırım. 93 yılında kuruluşumuza ithafen ismini öyle koyduk. Sabah 10'dan öğleden sonra 4'e kadar yemek servisimi var. Geleneksel türk mutfağından ve steakhouse lezzetleri bulunuyor. Sağlıklı yemek mottosuyla yola çıktık. Bu sebeple de kendi besi çiftliğimizden getirdiğimiz etleri kullanıyoruz. Akşamları talep gelmesi halinde organizasyonlar için açıyoruz.



Mutfak 93'ün başka şubesini açacak mısınız?
Gelen talepler var. Özellikle AVM'lerden talep alıyoruz. Restoran birebir başında olunması gereken bir iş. Biz toplu yemek sanayicisiyiz. Restoran faribkanın yanında değil de başka yerde olsa yine açmayabilirdik. Bir de burada kendi PR'ımızı da yapıyoruz. Aşçılar zaman zaman kendi eğitimlerini görüyorlar. Kendi misafirlerimizi ağırlıyoruz. Restoranı buradan kopardığımız zaman çok rantabıl olmaz. Ama ilerleyen zamanlarda ekonomik koşullar sakinleştiğinde franchise vermeyi düşünüyoruz.

17 kuzen olduğunuzu söylemiştiniz. Farklı bir iş yapmayı düşünen var mı?
Kalabalık bir aileyiz, Kurucumuz olan Babam Şuayip Küçükkurt’tan, amcalarımızdan ve tüm aile büyüklerimizden öğrendiklerimizle 2. nesil olarak ta farklı iş düşüncemiz olacağını sanmıyorum, hedefimiz devraldığımız bayrağı daha da ileriye taşımak. Biz bölüştükçe çoğalacağına inanıyoruz. Ailemiz kalabalık ama yapılacak iş de çok.

24 saat çalışıyor

Bu fabrikadan hergün yaklaşık 60-65 araç çıkıyor. Ağırlıklı olarak öğle yemeği ama tüm öğünler için yemek çıkarıyoruz. 24 saat çalışıyoruz. Vardiyalı çalışan, tatillerde çalışan işletmeler olduğu için bizim işimizin tatili yok.